Nisan 1972’de Ankara Polatlı Topçu ve Füze Okul Komutanlığı’nda yedek subay öğrenciyle bestelemeye başladığı Kayaların Oğlu/2023'ün hazırlığını, tayin olduğu Balıkesir Edremit’teki birliğinde de sürdürmüştü Barış Manço. Kayaların Oğlu şiirini de askerde bitirmişti…
Plağın kapağına yazmak için bir grup (ortada bir grup olmasa da) ismi aranıyor. Brooker, Latince Procol Harum’u (procul olmalı) seçiyor. Üç aşağı beş yukarı ‘Bu şeylerden uzakta’ anlamına geliyor, ama zaten anlam önemli değil; kulağa hoş gelsin, yeter… 12 Mayıs 1967’de yayınlanan A Whiter Shade of Pale kısa sürede İngiltere’de liste başı oluyor; ABD’de de beşinci sıraya kadar yükseliyor. İnsanlar arka arkaya defalarca dinliyor; diğer şarkılara benzemiyor.
1974’te Ali Kocatepe’den uzunçalar teklifi almıştı. Kocatepe, yeni kurduğu plak şirketi ‘1 Numara’ için farklı ve kaliteli işler peşindeydi. Türkiye için çok sıra dışı besteler olsa da Ortaçgil’in plağını yapmaya kararlıydı. Ortaçgil, bestelerini elemiş ve son olarak da Benimle Oynar mısın?’ı yazıp repertuvarı teslim etmişti. Benimle Oynar mısın?’ın piyano sololarını arkadaşı Ergun Pekakçan bulmuştu.
Bir dönem Janis Joplin’i tanımlamak için ‘candle in the wind’ (rüzgarda mum) diye bir laf edilmişti ve sık sık tekrarlanmıştı. Aklında kalmıştı Bernie Taupin’in; birinin yaşamını özetlemek için isabetli olacağını düşünmüştü. Elton John şarkılarının sözlerini yazan Taupin, ünlü Candle in The Wind’ın yaratı sürecinin nasıl başladığını anlatırken şarkının adının böyle aklına geldiğini söylemişti. 35 yıl arayla yaşamını yitirmiş iki kadını anacaktı bu şarkı daha sonra.
Önce Catch, ardından Tourists adlarıyla birlikte müzik yapmaya başladılar. Sonunda 1980’de de Eurythmics ismini aldılar. Az parayla bestelerini kayıt ediyorlardı. İkilinin başına sihirli değnek değiyor ve Sweet Dreams Are Made of This şarkısı onları nihayet zirveye taşıyordu. Şarkı ABD’de 1 numara, İngiltere’de iki numara oluyor; ‘altın plak’ alıyorlardı.
Besteleri beğeniliyordu. Bir gece sahnedeyken biri yanına yaklaştı ve kartvizit uzatarak, yarın kendisine uğramasını istedi. Erdemci gitti; bestelerini tanıttı. ‘9’da 9’ toplama albümü için kendisinden şarkı talep edildi. O da pek beğenilen Ben Ölmeden Önce’yi önerip, demosunu verdi. Anlaştılar ve Tansel Doğanay şarkıya ilginç bir düzenleme yazdı. Toplama albüm 1998’de yayınlandı. Ömer Faruk Sorak videoklip çekti. Şarkı patladı ve devamında Erdemci’nin solo albümü Yaşamak Zor geldi.
12 Aralık 1969’da The Nice ile King Crimson grupları San Francisco’da aynı organizasyonda sahne almışlardı. Keith Emerson, üyesi olduğu The Nice grubundan ayrılıp farklı müzik yapmayı planlıyordu. Gizli, gizli basçı ve şarkıcı aramaya başlamıştı. O konserden sonra bir barda King Crimson’dan Greg Lake ile buluşup yeni projesini anlatmıştı. Lake (bas gitar akustik gitar, vokal) yeşil ışık yakmıştı.
Stüdyoya kapanan Moroder besteyi hazırlamış, bütün enstrümanları tek başına çalmış ve demoyu göndermişti. Şarkının adı ve sözleri belli değildi. Tesadüf eseri karşılaştığı Tom Whitlock’a söz yazdırmış, adı da Take My Breath Away olmuştu. Yönetmen Tony Scott, şarkının gücünü sezmiş ve bu müziğin eşliğinde özel bir sevişme sahnesi çekeceğini söyleyerek çalışmaların bitmesine karşın Cruibe ile McGills’i yeniden stüdyoya çağırmıştı. Bu arada McGillis başka bir proje için değiştirdiği saç rengiyle ekibe katılmıştı…
Yabancı kaynaklarda, anne ile babasının, Conan’a benzer bir Türk kahramandan etkilenerek adını Tarkan koydukları yazılı. Dünyada en çok tanınan yerli şarkıcı unvanını yıllardır başarıyla taşıyan Tarkan Tevetoğlu bizim magazin basınına göre mega star. Bu unvana yürürken attığı en önemli adım ise şüphesiz Şımarık şarkısı.
1992 sonbaharında EMI şirketi Ordinary World’u Florida’daki bir radyo istasyonuna vermiş ve parça şaşırtıcı ölçüde kısa sürede en çok dinlenenler listelerinin en üst sırasına yükselmişti. 19 Aralık 1992’de yayınlanan The Wedding albümünü, diğer şarkı Come Undine ile taşıyan ve 1993’ün en çok satan teklileri arasında 10. olan Ordinary World Batı pazarında büyük sükse yapmış, ABD’den ‘altın plak’, İngiltere’den ‘platin plak’ kazanmıştı.
KISS’in gitarist ve şarkıcısı Paul Stanley o dönem diskoteklerde dans etmeye merak sarıyor ve buralarda bol şarkı dinleyip, ritmleri adeta ezberliyor. ‘Ben de bunlardan yaparım dedim ve eve dönünce makine davulu açtım, gitarı da elime alıp bir şeyler kaydettim. I Was Made For Lovin’ You böyle doğdu’…
Ünlü Rolling Stone dergisinin, ‘bütün zamanların en iyi 500 pop şarkısı’ listesinde Beatles’dan 23 parça olmasına karşın Michelle bulunmuyor; 1967’de Grammy kazanmasına ve grubun en sevilenleri arasında sürekli üstlerde gezmesine rağmen yok… Beatles’ın Fransızca sözler içeren tek şarkısının öyküsü şöyle:
Alan Parsons anılarında şöyle diyor: ‘Kayıt için stüdyoya girmeden şarkıya hiç ısınamamıştım doğrusu. Albümden çıkarmak için bahane arıyordum. Sonra sakin sakin bazı bölümlerine gitar dokunuşları yazdık. Her şey birden yoluna girdi ve rahatladım’… Alan Parsons Project’in en flaş hitlerinden olacak, ABD Billboard listelerinde üçüncü sıraya kadar yükselecek Eye in The Sky ‘in yaratı öyküsünü böyle özetlemişti.
Yakıp yıkan şarkılar, kafayı oraya buraya toslamalar, kızlar, hızlı arabalar, alemlere akmalarla şekillenen imajın devamında Metallica’nın ters köşe yaptığı şarkı olarak tarihe geçti Nothing Else Matters. Olacak iş değildi; o güne kadar trash metalin desibellerini zorlayan James Hatfield balad söylemişti. Geride kalan dört albümde mesajların surata çarptığı, hızlı, gürültülü çizgide ilerleyen Metallica acaba intihara mı teşebbüs etmişti!
Albümün kayıtları Abbey Road Studios’ta başlamıştı, başlamasına ama vakit akıp giderken bestelere tam bir şekil verilemiyordu. Gilmour şunları anlatmıştı: ‘Gençlik rüyalarımızın hepsi gerçekleşmişti. Dünya çapında en fazla satan gruplardan biriydik. Her şeye ulaşmıştık; kızlar, para şöhret, güç… Daha fazla ne yapabiliriz diye konuşuyorduk aramızda. Bomboş bir dönemdi, ama toparlanmayı bilmiştik…’
Ajda Pekkan 45’liğin ön yüzü için, ünlü Orhan Gencebay bestesi Kaderimin Oyunu’yu uygun görmüş. Arabesk camianın marşlarından birini kendine göre okumuş ve farklı bir kulvara kur yapmış adeta. Arka yüze de, sevemediği Kimler Geldi Kimler Geçti seçilmiş. Pekkan’ın arabeske meyletmesinin gürültü çıkarması beklenirken Kimler Geldi Kimler Geçti daha fazla ilgi görünce Kaderimin Oyunu gölgede kalmış. 1973 tarihli şarkı hemen listelerde zirveye yükselmiş ve 1975 tarihli yeni Ajda albümünün de lokomotif parçalarından biri olmuş.
Paraya kıyılıp parçanın videoklibi Martin Scorsese’ye çektiriliyor. Scorsese o günlerde Paranın Rengi filminin setinde. Ekipten görüntü yönetmeni Michael Chapman’ı, senarist Richard Price’ı, montajcı Thelma Shoonmaker’ı alıp Nw York’a gidiyor ve dört günde klibi hazırlıyor. Fatura iki buçuk milyon dolar. Bad, 1991’e kadar en masraflı videoklip unvanını koruyor. 1991’de yine Michael Jackson, dört milyonluk Black and White klibi rekoru yeniden ele geçiriyor…
Ancak işin ilginç tarafı, bu kadar sevilmelerine karşın firmalardan şarkılara ciddi teklif gelmeyince, dizinin müziği bir türlü albüm olamıyor, ta ki Süper Baba yayından kaldırılana dek. 1995 yazında 23 parçadan oluşan albüm çıkıyor ve o gün bugündür kuşaktan kuşağa geçip gidiyor. Tabii özellikle ‘babalar günü’nün olmazsa olmazı…
Parça Hollywood Hotel adlı radyo programının açılış müziği olarak kullanılıyor ve ondan sonra patlıyor. Birçok orkestra tarafından plak yapılıyor; MGM yedi farklı filmde kullanıyor. Billie Holiday’den Elvis Presley’e dek söylemeyen kalmıyor. Listelerde ‘1 Numara’ya ise The Marcels grubunun yorumuyla çıkıyor Blue Moon ve grubu dünyaya tanıtıyor,
Şarkı geleneksel bir Yahudi ezgisiydi ve Fransız şarkıcı Mirelle Mathieu tarafından Fransızca sözlerle L’Aveugle adıyla dünyaya tanıtılmıştı. Şarkıyı Fikret Şeneş almış, üzerine ustalıkla sözler yazmıştı.O günlerde hiç ilgi görmeyen Bir Başkadır Memleketim 1974 yazında ‘bizim şarkımız’, hatta marşımız olmuştu.
Müzik listelerinde Tarkan 'Yo' ile birinci, Mabel Matiz 'Kömür'le ikinci, Ebru Yaşar-Siyam-Zeyd 'Kafamlın İçi'yle üçüncü oldu.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Pandemide müzisyenlerin karşılaştığı zorluklara karşı bir araya gelen Olta Dayanışma Topluluğunun on beşinci albümü yayınlandı. “Umut denizine atılmış bir olta” söylemiyle yola çıkan Olta albümlerinde dört yılda bağımsız müzisyenlerin katıldığı şarkılar yayınlandı. Olta’nın geliştirdiği dayanışma sistemine göre, müzisyenler, Olta platformuna şarkılarını hibe ederek dijital gelirlerinden feragat ediyorlar.
Alison Moyet, stüdyo çalışmalarını sürdürdüğü yeni albümünün adını duyurdu: 'Key'. Cooking Vinyl etiketiyle 4 Ekim 2024 tarihinde yayınlanacak yapıt, Yazoo grubuyla tanındıktan sonra yoluna tek başına devam eden Moyet solo kariyerinin 40. yılını 'Key'le kutlayacak. Moy, yeni albümde hit parçalarının yeni versiyonlarına yer verecek:
Benzersiz seslerden Cem Adrian'ın Türk Sanat Müziği'nin hafızalara yer etmiş birbirinden güzel eserlerini seslendirdiği 'Solmayan Şarkılar 2' albümü plak ve CD formatında da piyasaya verildi.. Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlanan 'Bir Gülü Sevdim', 'Hatıram Olsun', 'Şimdi Uzaklardasın', 'Bir İlkbahar Sabahı' gibi klasikleri içeriyor.
Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oluyor ve Kasım 1969’da Aşık Veysel’in köyü Sivrialan’a bu kez tek başına gidiyor Kar yolları kapatınca üç ay ustasının yanında yaşıyor. Uzun ziyaretten dönünce Yumma Gözün Kör Gibi/Yağmur Olsam’ı 45’lik olarak yayımlıyor. 21 hafta listelerde kalan bu plak Kızılok’u zirveye taşıyan yapıt oluyor. Artık onun da ‘altın plak’ ödülü var…
Yerli müzikte Simge 'Önümüz Yaz'la birinci, Mela Bedel 'Ben Sana Gelemem'le ikinci, Reynmen 'Renklensin'le üçüncü oldu.
Rock ve müzik tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için rap şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu fotoğrafı tıklayınca:
Tuğçe Pala ile akustik eserler, bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Nazende programında.
Naz Koçaş, best of'unu Stig'in şarkılarından yaptı:
İsmi Açık Hava Tiyatrosu; halkın ağzında Harbiye Açıkhava; kartvizitinde ise ‘Türkiye’nin Müzik Mabedi’ yazılı. Hem ülke, hem dünya kültür tarihinde bir Royal Albert Hall, Madison Square Garden, Olympia kadar önemli ve değerli bir amfitiyatro. Kent mimarisi için de önemli merkez. Batılı örneklerine benzer şekilde bir eğlence vadisinin ortasında bulunuyor. En üstte Hilton, biraz altında, günümüzde adı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı olmuş meşhur Spor ve Sergi Sarayı, Açıkhava Tiyatrosu, Küçük Çiftlik Park lunaparkı ve ismi sürekli değişen stadyum…