NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

SEVİMLİ, USLU, SESLİ, HIRSLI ŞARKILAR

06 Kasım 2022 Pazar 12:08
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

DMC’nin, Selmi Andak albümünü yayımlamasının üzerinden çok geçmemişken, bu sefer de Ada, Bülent Ortaçgil’in ‘tribute’ albümünü yayımladı. “Şarkılar Bir Oyundur” üst ve “Bülent Ortaçgil İçin Söylenmiş Bülent Ortaçgil Şarkıları” alt başlığı ile yayımlanan bu ikili albüm, Selmi Andak albümü ile birlikte, ülkemizde hiç başvurulmamış bir yol olan bu tür ‘saygı’ albümlerinin kapısını açacak gibi gözüküyor. Bülent Ortaçgil’in albümünün çok iyi satıyor olduğunu duydum. Bu belki de, diğer firmaları da heyecanlandıracaktır. Biliyorsunuz, bizde, her türlü yenilik ve gelişme, ‘satıyor olması’ şartı ile takip edilir. 
Bu Candan Erçetin’in ‘remix’ projelerinde de böyle oldu, Muazzez Ersoy’un ‘nostalji’ albümlerinde de. Şimdi de, DMC değil ama (Selmi Andak’ın albümü için de kıyamet kopmalıydı ama kopmadı) Ada bu işin rüzgarını sıkı bir şekilde estirmeye başlamışa benzer. Yakında diğer firmalar da proje üstüne proje üretmeye başlarlar muhtemelen. Çok da iyi olur. Böyle bir albümü hak etmiş (böyle bir projeye yetecek miktarda malzemesi olup olmadığı anlamında) yüzlerce isim var ülkemizde. 
Erkin Koray, Ajda Pekkan, Cem Karaca, Erol Büyükburç, Sezen Cumhur Önal, Fecri Ebcioğlu, Fikret Şeneş, Ayten Alpman ilk aklıma gelenler. Benim aklıma gelenler kadar hatta daha da fazlası zaten firmaların arşivlerinde mevcut. Belki Ada’dan esen  rüzgar, kısa bir zaman içerisinde bir fırtınaya bile dönüşebilir. Dönüşsün, biz dinleyiciler kazanalım. Tıpkı Bülent Ortaçgil’in  bu albümünde olduğu gibi.

AMA BEN DEĞİŞMEZSEM
Tam yirmi iki Bülent Ortaçgil şarkısından oluşan “Şarkılar Bir Oyundur” albümü, inanılmayacak ölçüde renkli, keyifli ve insanı havalara uçuran bir albüm. Son derece mükemmel bir kadro bir araya gelmiş böyle bir projeyi gerçekleştirebilmek için. Sezen Aksu ve Teoman gibi star’lardan, her zaman sağlam işler çıkarmış Gündoğarken ve Bulutsuzluk Özlemi’ne; Mirkelam, Levent Yüksel, Yaşar, Haluk Levent, Şebnem Ferah  gibi 90’ların en öne çıkabilmiş isimlerinden, Ayşegül Aldinç, Leman Sam ve Zuhal Olcay gibi her zaman dört başı mamur olmuş sanatçılara; Nükhet Ruacan, Erkan Oğur, Gürol Ağırbaş gibi adı her zaman ‘teminat’ sayılmış sıkı müzisyenlerden, benim Türk Popu’nun en ‘radikal’ noktaları kabul ettiğim  Mor ve Ötesi ile  Mavi Sakal’a kadar inanılmaz ve çok sağlam bir kadro bu. Bülent Ortaçgil’e de bu yaraşırdı zaten. 
Otuz yıla yakındır bizi sarıp sarmalamış; kimi zaman anlattıkları ile uykularımızı kaçırmış, kimi zaman da ninniler söyleyerek bizi derin uykulara göndermiş Bülent Ortaçgil’e ne yapılsa hakkı ödenmez. Ne biz dinleyiciler  ödeyebiliriz ne de müzisyenler... Son otuz yıldır; bir Bülent Ortaçgil şarkısı dinledikten sonra, hayata ve her şeye daha sıkı asılmak; her şeyin ters gittiği şu üç kuruşluk dünya ile baş edebilmek için sıkılıp yorulmadan her an kendimizi sorgulamak; atacağımız her adımın hesabını önce kendimize vermek ve yapacağımız herhangi bir şeyi; kimsenin sırtına basmadan, ezmeden, biçmeden yapmak gerektiğine karar vermemiş kimse var mıdır? 
Muhtemelen vardır hem de binlerce. Ama bir o kadar da yapan var ve bu insanların tamamı için, Bülent Ortaçgil, her zaman tapılacak bir isim oldu. Bağırmadan çağırmadan, kavga gürültü çıkarmadan, slogan atmadan bu kadar önemli şey söyleyebilmiş başka kaç kişi var şu memlekette? 

BEN OLAMAM Kİ
Mor ve Ötesi ile Mavi Sakal; Bülent Ortaçgil’in yıllardır söylemeye çalıştıklarını, olağanüstü bir şekilde dile getirebilmiş isimlerin başında geliyor bu albümde. Mavi Sakal’ın “Olmalı mı Olmamalı mı” şarkısını dinleyen herhangi birinin, ‘değişim’in gücüne (ilk defa ya da yeniden) inanmaması ve hemen o saniye bunu hayatına geçirmeye kalkmaması imkansız gibi. 
Yalnızca bir şarkı olmamış Mavi Sakal’ın versiyonu, aynı zamanda çok güçlü bir tokat da olmuş. Hem bu şarkı, hem de Mor ve Ötesi’nin “Sen Varsın”ını, belki bir Ortaçgil şarkısının çok uzağına düşmüş olabilirler. Ama ‘ruh’ değil müzikal anlamda bir farklılık bu ve böyle bir albümde zaten böyle olmalı bana sorarsanız. Öğrencilerin bir bir tahtaya kalkıp, öğretmenlerinin yolundan en iyi kendilerinin gittiğini ispatlamaya çalıştıkları bir sınav değil bu tür albümler.  
Sezen Aksu’nun “Yüzünü Dökme Küçük Kız” ı da muhteşem. Bülent Ortaçgil, ‘küçük kız’ ın şarkısını söylemekteydi; bu sefer Sezen Aksu, bizzat ‘küçük kız’ olarak kendi şarkısını söylüyor; öylesine hüzünlü, öylesine can yakıcı bir şekilde. Bir şarkının başarı hanesine yazılabilecek bir şey değildir ama, ben yine de bu şarkıda gözyaşlarımı tutamadığımı söyleyeyim. Çok çok uzun zamandır, Sezen Aksu’dan dinleyebildiğim en güzel şey bu. 
Gürol Ağırbaş’ın “Günaydın”ı, Ayşegül Aldinç’in “Küçük Şeyler”i, Zuhal Olcay’ın “Benimle Oynar mısın?”ı, Gündoğarken’in “Bahar Türküsü”, Leman Sam’ın “Bu Su Hiç Durmaz”ı, Mirkelam’ın “Bütün Çiçekler Su İster”i, Sibel Tüzün’ün “Duyuyor musun”u ve santana mantana ama çakı gibi bir şarkıya dönüşmüş bulunan Bulutsuzluk Özlemi’nin “Normal”i benim diğer favorilerim. 
Neredeyse bütün albümü saydım zaten. Ama saymadıklarım da kötü değil. Yalnızca benim favorilerimden olmadılar. Siz ya da bir başkası onlardan bir ya da birkaçını sever, onlara tutunmaya niyetlenebilirsiniz. Ülkenin en kayda değer isimlerinden birinin etrafında toplanılmış ve yapılmış şarkılar bunlar. “Sevimli ve uslu” su da var, “sesli ve hırslı”sı da.


BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Anlamsız / Yüzünü Dökme Küçük Kız – Disko – 45’lik
Olmalı mı Olmamalı mı / Şık Latife – 1 Numara – 45’lik
Benimle Oynar mısın? – 1 Numara – LP

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar