BU GÖNÜL PARA DA İSTER PUL DA

Geçtiğimiz cumartesi günü D&R Erenköy'de Yeşim Salkım'ın imza günü vardı. Benim son imzalattığım plak Sevtap Çetinkale’nindi. ‘İmamın Karısı’ yıllar yıllar önce herkesin gözdesi iken plak da yapmış ve düzenlenen imza günlerinde kuyruklar oluşmuştu. Erenköy D&R’a neredeyse her gidişimde imza gününe rastlıyorum. Çoğu kalabalık oluyor, kuyruklar dışarı uzuyor ama Yeşim Salkım’ın imza günü öyle değildi. Bomboştu. Neredeyse yani. Birileri hep bir şeyler imzalatmaktaydı ama öyle kuyruk falan yoktu. Öyle olduğunu görünce, içimdeki (zaten hiçbir zaman derin bir uykuya yatmamış olan (‘teenager’ ‘hadi’ dedi ve ben şarkıcının son albümü ‘Hep Böyle Kal’ı daha önce almış olmama rağmen tekrar aldım ve Yeşim Salkım'a imzalattım. Bu arada Polaroid’in de bir imza kampanyası vardı o sırada ve siz imzanızı beklerken fotoğrafınız da çekiliyor ve pul kadar fotoğraf (‘t-shirt’lerinize, kitap ve defterlerinize, kalem kutunuza, walkman ve discman’inine, anahtarlığınıza ya da sırt çantanıza yapıştırın’ diyordu verdikleri broşür, neyse ki içimdeki ‘teenager’ bir kalem kutusu almaya koşturmadı) size hediye ediliyordu. Güzel bir kadın Yeşim Salkım. Fotoğraflarda, kliplerde gördüğünüzden çok daha güzel. Duru ve temiz bir yüzü var. Kasiyer kızın zaten jelatini açıp imzaya hazır ettiği albümü uzattım ona ve büyük bir gururla cevapladım ‘isminiz’ sorusunu: Naim Dilmener… Allah için, içimde de bir heyecan: ‘Radikal yazarı Naim Dilmener mi?’ der bakarsın diye. İyi kötü tanınan biriyim değil mi ama, bazı yerlerde bazı insanlar ‘eleştirmenlerin şahı’ muamelesi yapmaktalar bana. Pek tanıyormuş gibi davranmadı Yeşim Salkım ve ‘Nail Dilmer’e sevgiler’ diye imzalayıverdi diskin kapağını. Kate Branigan’ın sevdiği kalıpla söylersek ‘ünlü eleştirmen’ rüyası buraya kadar… Sevgili arkadaşlarım, çevrem ve civarım; beni pohpohlayıp dengemi bozacaklarına ‘Yahu seni kim tanır’ deyip beni gerçekliğe davet etmeliler.
Hem kavun hem kelek
Gelelim Yeşim Salkım’ın son albümüne. Artık yerimiz kaldığınca. Hep Böyle Kal adlı son albüm, Yeşim Salkım’ın önceki albümlerinin aynısı neredeyse. Ben Yeşim Salkım sevenlerdenim. Kimisi ölesiye nefret eder ondan. Üstelik haklıdırlar da bu nefretlerinde. Ne ‘Rumelihisarı obsesyonu’ ne de Kral TV özel mülkiyetçiliği hoş şeyler değil. Ama ben yıllar önceki Ben Yoldan Gönüllü Çıktım şarkısının aşkına (Leyla Tuna yazmıştı o mükemmel sözleri) hala albüm albüm gezmekteyim Yeşim Salkım’ın peşinde. Çok turistik Beyhude’yi hiç sevmedim (Özkan Uğur’a rağmen); Yaşarlı Alabina şarkısı (onlara göre ‘adaptasyon’ dolayısıyla telif vermemiş olmalılar) Selam Aleyküm dipsiz bir arabesk kuyusu; Kara Yazılım Yeşim Salkım’dan çok Aşkın Nur Yengi’ye göre bir şarkıymış. Yeşim Salkım’ın o zaman bu zaman çok seviyor olduğunu söylediği kırk yıllık Hep Böyle Kal’a kuş kondurmamış, herkes bu kadar söyleyebilir bu şarkıyı…
Ama diğerleri hiç de fena değil. Büyük bir kısmını üç-beş sefer sıkılmadan dinleyip memnun memnun albümü rafa kaldırabilirsiniz. Kavanoz Dipli olanı ile bir parça daha fazla keyif çatabilirsiniz o kulüp ya da bu barda. Ama bu kadar. Yeşim Salkım, bir yerlerde ‘Avrupa için yaptık albümü’ diyordu ama Tarkan becerdi diye herkesin ‘ben de yapabilirim’ yanılsamasına kapılması da çok tuhaf. Hele hele böyle şarkılar, böyle albümlerle. Bu Avrupalılar öyle ‘kelek’li şarkıları sevmezler demiyorum, bayılırlar aslında, onların yerine başkası bayağılaşsın, onlar seyretsinler isterler ama bu çapta değil. İyi kötü, aradıkları derli topluluk, bir ‘cila’ vardır.
Hep Böyle Kal
Yeşim Salkım
Yeşil Müzik
NAİM DİLMENER