KARANLIK DÜNYAYA IŞIK SALDI

İnanılır gibi değil: Bin yıldır ilk defa Tülay German’ın herhangi bir şeyi memleketimizde satışa çıkıyor. İnanılır gibi değil: Tülay German’ın şarkıları artık diskten de dinlenebilecek. Abartmayı sevdiğimi; herkesin bunun bükmekte bir an dahi duraksamadığı durum ve olayları memlekete piyango çarpmış konumuna getirip sunmaya bayıldığını herkes bilir. Ama bu sefer durum sahiden de bunu gerektiriyor. En azından bu sefer kendimi yapayalnız bulmayacağım. Bu sefer, aklı başında herkes bu konuda hemfikir olacak…
Tülay German'ın tam 21 şarkısı CD üzerinde artık, Türk popunu başlatan, tırnakları ile yollar kazıyıp açmış bir avuç insandan biri olan Tülay German’la otuz küsur yıl sonra yeniden birlikte olacağız. Üç-beş plağına yıllardır tapmakta olan bir avuç insandan, sanatçının yalnızca ismini bilip bugüne kadar herhangi bir şarkısını dinleme imkanını elde edememiş olanlara kadar, ‘Burçak Tarlası’ ile Türk popunun önünde Yollar açmasına saygı duyup sanatçıyı en azından bu yönü ile önemseyenlerden, Tülay German'ı yalnızca bir şarkıcı olarak değil, aynı zamanda savunduğu dünya görüşü ile de çok önemsemişlere kadar herkesi çok sevindirecek olan bir albüm bu…
Hem toplum, hem de bir birey olarak özgür olmanın olabilecek her şeyden daha önemli olduğunu hep söylemiş, bunu, yaşadığı hayat ile her gün herkese göstermiş Tülay German’ı bağrımıza basmak için çok ama çok gecikmiştik. Ama artık yapabiliriz. Herkes yapsın bunu. Abartmaktan, ifrata kaçmaktan kimse çekinmesin; bağırılsın, çağırılsın, dağ taş Tülay German diye inlesin. Hepimiz çok gecikmiştik, bu gecikmenin yanında biraz abartmanın lafı bile olmaz.
Erdemli yıllar
Kendisinin de öyle seçmiş olduğu gibi Tülay German’ın bütün bir geçmişi ‘Erdemli Yıllar’ olarak adlandırılabilir. ‘Erdem'in her iki anlamıyla da… Tülay German’ın hayatındaki kilit isim Erdem Buri’dir. İlhan İlham Gencer’in Ayten Alpman'ın, Ergüder Yoldaş’ın Nur Yoldaş’ın hayatındaki önemi neyse, Erdem Buri’nin önemi de Tülay German için öyledir.
Bu isimlerle tanışmak, her üç sanatçının da hayatını tamamen değiştirmiş, her geçen gün daha iyi bir şarkıcı ve her anlamda daha tutarlı bir sanatçı olmanın yollarını açmıştır önlerinde. Ayten Alpman ve Nur Yoldaş'ın hikayelerini bizzat kendilerinden duyma şansına sahip oldum. Tülay German'ın hikayesini ise Ocak 96 tarihinde Bilgi’den çıkan kitabı ’Erdemli Yıllar’dan okudum.
Üç hikaye de birbirine neredeyse benzer bir şekilde başlamış. Hepsi aynı şekilde bitmemiş, ama en üçünde de başlamanın müsebbibi ‘müzik’ olmuş. Hilton’da ‘beş çayı’na gidilip, İtalyan piyanist Mario Bergamini’nin piyanosu eşliğinde söylenen ‘Summertime’, günlerinin, aileden habersizanlaşma yapılıp sahneye çıkılan Ankara’daki ‘Süreyya’ gecelerinin; sanatçının adını ‘süveterli şarkıcı’ya çıkartacak olan ‘siyah dar etek-kaşmir süveter’li yıllarının hemen ardından tanışılır Erdem Buri ile.
62’nin sonu 63’ün başlarıdır. Şerif Yüzbaşıoğlu, yapmakta olduğu ‘Yaz Rüzgarı’ adlı radyo programı için Tülay German’a teklif yapar o günlerde. Tülay German çok istekli davranmasa da, ekibin prova yaptığı’Karavan’a uğramayı kabul eder. Alto saksafoncu Hırant Lüsikyan, Erol Büyükburç ve Erdim Buri oradadırlar…
‘En nihayet geldiniz, ne zamandır sizi bekliyoruz, ne söyleyeceksiniz’ der Erdem Buri. ’Merhaba’ yok, ‘hoş geldiniz’ yok...
Otoritenin bu şekilde dışa vurumu karşısında Tülay German'ın dili tutulur ve kuzu kuzu provaya başlar. Tenderly, sonra da 'All of Me…’
Yaz boyu ‘Yaz Rüzgarı’ eser durur ve hemen arkasından Erdem Buri her zamanki ‘dediğim dedik’ havası ve elindeki bir listeyle çıkar Tülay German’ın karşısına. ‘Niye kendi müziğini kendi dilinde söylemeyesin’ der ve alternatifleri birbiri sıralar.
Bir: Yabancı dildeki şarkıları Türkçe sözlerle söylemek.
İki: Türk Halk Müziği’nden seçeceğimiz parçalara çok sesli olarak düzenlemeler yapmak ve bu parçaları Batı enstrümanları eşliğinde söylemek.
Üç: Kendi müziğimizden hareket ederek yeni besteler yapmak ve bestelere Türkçe söz yazarak söylemek.
‘Hemen başlayalım’ der Tülay German ve çok hızlı bir koşuşturma başlar, Yalçın Tura çağırılır, Melih Cevdet Anday’a gidilir. Ruhi Su’dan dersler başlar… Henüz Fecri Ebcioğlu'nun ‘Bak Bir Varmış’ı yazdığı, Şanar Yurdatapan’ın Alpay için yazdığı Kara Tren’i aranje ettiği günlerdir o günler.
Her iki çalışma da çok beğenilmiş, epeyce insanı şaşırtmıştır, ama bu çalışmaların birbirine eklenmesi, bir Türkçe pop fırtınasına dönüşebilmesi için bir şeylere daha ihtiyaç vardır. Fırtınaya, Yalçın Tura/Melih Cevdet ortak çalışması ‘Sonbahar Şarkısı’ değil, sözlerini Erdem Buri’nin yazdığı, bir yabancı parça olan Moskova Geceleri değil, Ruhi Su’dan alınan derslerin ilk ürünü olan ‘Madımak’ değil, ‘Burçak Tarlası’ yol açar.
Bakın şu deyyusun kaç tarlası var?
Tülay German Burçak Tarlası’nı ilk olarak, 1963-64 kışında, ‘Çayhane’de söylemeye başlar. Sahne için düzenlemeyi Erdem Buri yapmıştır.
Alkışlar, bravolar da vardır, ‘biz buraya alaturka dinlemeye gelmedik’ diye salonu terk edenler de. Şarkıyı 60 Anayasası’nın getirdiği nispi özgürlük havasının bir sonucu olarak bağırlarına basanlar da vardır, ‘bu şarkı yüzünden tarlalarımız elden gidecek diyen’ dönemine göre kılık değiştiren ama her zaman da; bir şarkı, bir şiir, bir film ya da bir kitabın, ayaklarının altındaki toprağı o saniye çekebileceğine inanan ‘deyyuslar’ da.
Ama şarkıyı sevenlerin, yeni bir yol açacağını sezenlerin sayısı daha fazladır. Bunlardan biri de Aykut Sporel ve sırf bu şarkıyı plak yapmak için Ezgi Plak’ı kurar. Burçak Tarlası (bu sefer Donat Onatkut’un düzenlemesi ile) Ezgi Plak’ın ilk yayınlandığı plak olur.
Türkçe pop artık patlamıştır zaten bir süre önce katılınan Balkan Melodileri Festivali nedeniyle Tülay German bütün dergilerin kapaklarını süslemekte, en popüler günlerini yaşamaktadır. Piyanoda Selim Özer, davulda Vasfiye Uçaroğlu, basta Alper Feyman, gitarda Yurdaer Doğulu, saksafonda Erol Erginer’den oluşan orkestra eşliğinde, Tülay German, Erol Büyükburç ve Tanju Okan'ın Yugoslavya'da katıldıkları festivale büyük bir ilgi gösteren Türk basını, Tülay German ve diğerlerinden sürekli olarak söz edip durmaktadır. Bu şartlar altında piyasaya verilen Burçak Tarlası 45’liği kimseyi yanıltmaz ve çok satar. Bunun üzerine, aranje edilmiş türküler arka arkaya plak yapalır. Dereler, kumunu sere sere gelir; kızılcıkların, selelere dolup dolmadığı merak edilir. ‘Kızılcıklar Oldu mu’ 45’liğinin B yüzünde yer alan ‘Yarının Şarkısı’ şarkısı İşçi Partisi’nin 1965 seçimleri için yaptığı toplantılarda açılış şarkısı olur…
Tülay German ve Erdem Buri en popüler dönemlerinde, en el üstünde tutuldukları dönemde ‘Türkiye'de yapacağımızı yaptık, artık dünyaya açılmayız’ diye düşündüklerinden Fransa'ya gitmeye karar verirler. Yıl 1966…İyi mi ettiler, kötü mü: burada kalsalar şöhretlerini üçe beşe mi katlarlardı, yoksa 12 Mart günleri ile birlikte kapı kapı mahkeme mahkeme mi gezinirlerdi; onları baş tacı mı ederdik, yoksa Auschwitz marka toplama kamplarına mı layık görürdük?...
Göründüğü kadarıyla Paris'te de, herkesin kıskanacağı kadar dolu ve keyifli bir hayat sürmüşler. Ötesi boş laf. Bizim eksiğimiz bir Tülay German diskiydi ki, o da var elimizin altında artık. Karacaoğlan'dan Pir Sultan Abdal’a, Mevlana’dan Köroğlu’ya, Nazım Hikmet'ten Sabahattin Ali'ye, Yunus Emre'den Erdem Buri’ye kadar, bu toprakların kayda değer bütün isimleri var albümde.
Kafalarımızın çok karışık olduğu, üzüntü ve acıdan deliye döndüğümüz, ırkçılığı her zamankinden daha çok güçlü bir sesle lanetlemek istediğimiz şu günlerde bu isimlere daha çok ihtiyacımız var. Ali izzeti karanlık dünyaya ışık tutan Ali İzzet, ‘Karanlık dünyaya ışık salan kız’ diye tanımlamıştı Tülay German’ı. Boşuna değil. Bırakın dönsün dursun bu şarkılar. Bırakın ışık salsın içinize.
Bulursanız kaçırmayın
Burçak Tarlası Ezgi - 45'lik
Kızılcıklar Oldu mu-Yarının Şarkısı Ezgi - 45'lik
Mara Eva - Ezgi - 45'lik
Kumbaya - Philips - 45'lik
Yunus'dan Nazım’a - Kalan - CD
Erdemli Yıllar – Bilgi - Kitap