SANMAYIN UNUTULUR HARIS ALEXIOU ZAMANLA
Yıllar yılıdır Yunanlıların göz bebeğiydi Haris Alexiou, neredeyse ilk plağından beri. Ama kaç zamandır bütün dünyanın peşinden koştuğu biri artık. Bütün Avrupa’nın, Amerika’nın, Japonların ve hatta bizlerin…
Ülkemizde de hatırı sayılır miktarda hayranı var Alexiou’ nun. Bu hayranlar, kırk yılda bir tesadüfler sonucu bir araya geldiklerinde durmaksızın Alexiou’dan konuşur, sahip oldukları albümleri sıralar yarıştırır, şarkıları dillerinin döndüğünce (çoğunlukla dönmediğince) mırıldanır, perdeyi şarkıların Türkçe versiyonları ile kapatırlar. Haroula’nın epeyce sayıda şarkısının Türkçe versiyonu yapılmıştır çünkü. Haris Alexiou, yalnızca dinleyicilerin değil İMÇ’nin de peşinden koştuğu biridir… Her yeni Alexiou albümü ile birlikte; bizimkilerde bir koşturmaca bir telaş başlar, herkes bir şeyler kapmaya çalışır. Albümün vurucu bir kaç şarkısını tahmin edeceğiniz gibi birden fazla insan sahiplenmeye niyetlenir ama şarkı, kapanın değil daha hızlı söz yazıp ya da yazdırıp son sürat stüdyoya girenin elinde kalır. Bazen de, geride kalan, “aman ne olacak, benim versiyonum da onunkinden az değil” der ve aynı şarkı iki farklı şekilde albümlerde yer alır. Biz de birini seçer, diğerini geçer gideriz. Durum böyle olmakla birlikte, bugüne kadar ülkemizde yalnızca iki albümü çıktı sanatçının. Bir ‘resmi’ ve bir ‘korsan’ olmak üzere iki albümü. Neden demeyin, burası Türkiye, burada her şey olur, ya da burada hiçbir şey olmaz. Alexiou epey bir süredir PolyGram’ da… Şarkıcılık hayatına, Yunanistan’ ın en önemli firmalarından Minos’ la başlayan ve uzun süre bu firmaya bağlı kalan Alexiou, üç-beş yıl önce, dünyaya açılma niyeti ile PolyGram’a geçmişti. Bu nedenle ülkemizdeki ‘resmi’ albümü bu şirket verdi piyasaya. ‘Gyrizontas + Ena Fili’ adlı albüm, bilmeyenlere Alexiou’ yu tanıtmak için sahiden de iyi bir örnek… ‘Live’ bir albüm bu ve bu albümden önce yayımlanmış iki albümden seçmelerden oluşuyor. Bu nedenle bir ‘best of’ gibi. Hiç bilmemiş, hiç dinlememiş olanlara Alexiou hakkında ‘kabaca’ bir bilgi vermek için epeyce makul… Korsan baskı ise, Alexiou’ nun Minos tarafından 90 başlarında yayımlanmış bir başka konser albümünün tıpkı basımı… Ama bu albümün bir Haris Alexiou albümü olduğunu anlamak için ancak dinlemek gerekiyor. Çünkü firmamız bir Alexiou albümü basmak gibi bir ‘heyecan’ peşinde değilmiş. Onun derdi, bu albümün ‘Rumca’ olduğunu göstermek ve hatta mümkünse ‘karışık’ bir albüm olduğunu hissetirmek. ‘Harris – The Best of Greek Music’ ismi ile bu albüm neredeyse bir beş sene önce çıkmıştı. Yalnızca kaset olarak. Ama tesadüf bu ya, CD’ si de tam bu yıl, tam da PolyGram şarkıcının resmi bir albümünü piyasaya vermeye niyetlenmişken basıldı. Aynı firma ‘The Best of Greek Music–volume 2’ adı altında bir albüm daha yayımladı ama bu sahiden de ‘various’ bir albümdü. Serbestçe oradan buradan devşirilmiş ve haklarını elinde bulunduran şirketlerin çok fazla ve farklı olması nedeni ile hayatta bir araya gelemeyecek olan şarkıların bir araya getirilmiş olduğu bu albüme, muhtemelen bu kadar kepazelik de fazla kaçar diye düşünmüş olduklarından ‘Harris’ üst başlığını koymamışlar. Sonuçta, Haroula’nın Türkiye macerası ‘bir asıl + bir kopya’ olarak başladı. PolyGram arkasının geleceğini söylüyor, sanatçının bütün bir geçmişinin ithal edileceği söyleniyor. Biz onları beklerken ,gelin Alexiou’nun neler yaptığına bir bakalım.
70’ LER
Alexiou’ nun şarkıcılık yaşamı tam 1972 yılında başlıyor. Yunanistan’ın en önemli müzisyenlerinden Apostolos Kaldaras’ ın teklifi ile başlıyor şarkıcılığa ve bir Kaldaras / Pythagoras ortak çalışması olan 'Mikra Assia' adlı albümde vokal yapıyor. Bir yıl sonra da aynı ekiple ‘Vizantinos Esperinos’ adlı albümde yer alıyor. 1974 yılında Manos Loizos ile tanışıyor. Yunanistan’ ın bir başka ‘dillere destan’ müzisyeni olan Loizos’ la olan bu tanışma, 70’li yılların sonunda muhteşem bir albüme sebep olacaktır. O projeden bu projeye koşturduktan ve epeyce karışık albüme ‘tek şarkı’ yaptıktan sonra, nihayet 1975 yılında sanatçının ilk albümü çıkar: ’12 Laika Tragoudia’…
’12 Folk Şarkısı’ nın açılış parçası olan ‘Dimitroula’ 45’lik olarak da yayımlanır ve çok çabuk bir şekilde yüz binlerce nüsha satarak listelerin en tepesine yerleşir. Yunanistan’ da yaşanan günlerin de bunda etkisi vardır elbette. O tarihlerde Yunanistan , ‘cunta’ sırasını savmış, özgürlük ve demokrasi rüzgarlarına kapılmıştı. Bu nedenle, başta Theodorakis olmak üzere faşistlerin yasakladığı her şey haklı olarak baş tacı edilmekte, anti-faşist her konser her gösteri dolup boşalmaktaydı. Haroula’ nın Theodorakis’ in konserlerinde yer alması, henüz çıkarmış olduğu albüm ve 45’liğin bir satış patlamasına uğramasına sebep oldu ve ondan sonra da kimse Alexiou’nun sırtını yere getiremedi. Bir yıl sonra tam iki albüm birden çıkardı sanatçı. Önce ‘Haris Alexiou / 2’ , arkasından da ‘Laikes Kyriakes’… Bir yıl sonra da, yani 1977 yılında ’24 Tragoudia’ adlı tam ’24 Şarkı’lık bir double albüm. 1978 yılında Manos Loizos ile birlikte, bir yıl sonra yayımlandığında yalnızca kendisinin değil ama Yunanistan’ ın da gelmiş geçmiş en önemli albümlerinden biri olacak ‘Ta Tragoudia Tis Haroulas’ adlı albüm için çalışmaya başlar. Manos Loizos ‘Haroula’ ya Şarkılar’ yazarken Alexiou hiç acele etmez ve 1972 yılından beri başlayan koşturmacası biraz hafifller… Bu albümün yalnız memleketinde değil aynı zamanda Türkiye’de de kıyamet kopartacağını muhtemelen tahmin etmemiştir ama; Alexiou bu albüm ile 80’lere çok sağlam bir giriş yapacağını elbette sezmiştir.
80’ LER
Albüm çıktığında yer yerinden oynar. Albümün neredeyse bütün şarkıları dillere dolanır. Zaten yıllar sonra Minos’ un yapacağı ‘best of’ a en çok bu albüm şarkı vermiştir. Hep böyle olmuştu ve hala öyle; sanatçının konserlerinde en çok bu albümden şarkılar alkışlanmakta, hep bir ağızdan söylenmektedir. Bu albüm bizim de hiç yabancımız değil. Albümdeki şarkıların yarısından fazlası Türkçe olarak yapıldı. Türk popunun en büyük hitlerinden ‘Telli Telli’ buradadır… ‘Maskeli Balo’ ve ‘Olmasa Mektubun’ da… Bu albüm, Murathan Mungan ve Yeni Türkü’ nün bir araya gelmesini sağlamış, Türk popunun en önemli ve en verimli işbirliğinin başlamasına sebep olmuştur. Aynı albümden bir başka şarkıyı, Yeni Türkü konserlerinde orijinal diliyle epey bir zaman söylemiş, yıllar yıllar sonra da Derya Köroğlu bu şarkıyı Gülay’ın ‘Cesaretin Var mı Aşka’ adlı albümüne koymuştur. Yine aynı albümden, neredeyse bir on sekiz sene sonra Aşkın Nur Yengi , ‘Haberci’ albümü için bir şarkı aldı. Ama nedense bu şarkının – herhalde aradan çok zaman geçti diye düşündüler – ‘anonim’ olduğunu söylediler bize…
‘Haberci’ yi ‘Yabani’ ile başbaşa bırakıp biz 80’ lerimize dönelim yine. 80’ lere kapı gibi bir giriş yapan Alexiou kendisine ve bize nefes aldırmadan bir başka albüm yayımlar: ‘Ximeroni’… Özellikle albümle aynı adı taşıyan şarkı kıyamet kopartır… 1981 yılında bir plaktan çok bir ‘proje’ gibi duran ‘Ta Tragoudia Tis Htesinis Meras’ çıkar. Alexiou bu albümü, ülkenin bir başka çok önemli ve çok popüler şarkıcısı olan Dimitra Galani ile birlikte yapmıştır. İki devin aynı albümde bir araya gelmiş olması herkesi heyecanlandırır ve bu riskli proje de Alexiou’nun hesabına büyük bir başarı olarak eklenir. ‘Şarkı’lar birbirini kovalar, aşağı yukarı her yıl bir albüm çıkar, Alexiou şöhretinden bir şey kaybetmek bir yana giderek en tepelere kurulur, politik anlamda da ‘en sıkı’ şarkıcı olarak nam salar ve nihayet 90’lara geliriz…
90’ LAR
Minos, Alexiou’ yı bir ‘best of’ la doksanlara sokmaya karar verir. Karışıkları saymasanız bile neredeyse bir on beş albümü olmuştur sanatçının, o zaman gelsin bir ‘best of’ denir ve ‘I Megaliteres Eptihies Tis Haris Alexiou’ yayımlanır. Yunanistan’ da henüz bir ‘best of’ geleneği olmamasına ve henüz CD çılgınlığı da başlamamış olmasına rağmen, Alexiou’ya ait her şey nasıl çok satıyorsa bu albüm de çok satar. CD dönemine geçilecek olan bir kaç yıl sonra da bir o kadar daha satar. Araya bir stüdyo ve bir konser albümü girer ve nihayet 1992 yılında, Alexiou’yu bütün dünyaya tanıtacak olan ‘Di Efchon’ çıkar. Bütün dünyada yayımlanan ilk Alexiou albümüdür bu. Muhtemelen de en başarılısı… Hala İnternet üzerinden satış yapan bütün firmaların kataloglarında mevcut bu albüm. Bu albüm ile birlikte bizde başlayan koşunun galibi ise Asya olur ve albüme adını veren parçayı birinci albümüne koyma becerisini gösterir. Bu albümün başarısı, aynı yıl başlayan ve yıllarca devam eden bir dünya turnesine sebep olur… Alexiou bütün dünyayı dolaşmaya başlamıştır… Bütün Avrupa, Avusturalya, Amerika ve elbette Japonya. Elbette, çünkü Japonlar zaten neredeyse herkesi sevmektedir, ülkelerine gitmiş olmanız şartı ile. Japonya garantidir ama diğer ülkeler pek de öyle değildir, hele hele kendi dilinizde şarkı söylemekteyseniz… Ama zor olanı başarır Alexiou… Muhtemelen tam da son sürat esmekte olan ‘world music’ rüzgarının iteklemesiyle her ülke bağrına basar Alexiou’ yu…Konserlerin başarısı sanatçıya Yunanistan’ ı unutturur, Minos bazı konser kayıtları ve toplama albümlerle idare eder . Aslında kuş yuvadan uçmuştur zaten, Minos bunu bilmektedir ve fazla hır gür çıkarmadan, fazladan bir kaç ‘best of’ daha yapma şartı ile sanatçının PolyGram’a geçmesine ses çıkarmaz. Yeni şirket, sanatçıya tam bir ‘world music’ kraliçesi muamelesi yapmaya başlar… Şirketin bütün muslukları açılır, albümlerin hazırlanması sırasında hiçbir masraftan kaçınılmaz, albümlerin pazarlanması ve tanıtılması için değil Yunanistan’ın, herhangi bir Avrupa ülkesinin zor göreceği bütçeler ayrılır. Bu bütçeler nedeni ile de bir dizi ‘tasarım harikası’ albüm çıkar.1995 yılında, sanatçının yıllar sonraki ilk stüdyo albümü olma özelliğini taşıyan ‘Odos Nefelys ‘88’ çıkar. Bu albüm kolaylıkla, bir dolu memlekette en iyi ‘world music albümü’ unvanını elde eder. Albümün kapak ve tasarımı ise o güne kadar görülmemiş cinstendir. Bu tasarım sonradan çok kopya edilmiş ve çok yaygınlaşmıştır ama o zaman ilk defa yapılmaktadır ve bu nedenle Alexiou’ nun peşine sayıları milyonları bulan koleksiyoncular da takılır. Bu da sonraki albümlerin tasarımının daha da önemsenmesine sebep olur. Sahiden de; bu albümden sonra yayımlanmış üç ‘live’ albüm (bizde bu dizinin üçüncüsü çıktı), müzik tarihinin görüp görebileceği en muhteşem tasarımlara sahip. Gösterilen özen, ayrıntılara düşkünlük öyle had safhalara çıkmış ki; yalnızca bir albüm değil, bir sanat eseri ile de karşılaşıyormuş hissine kapılıyor insan…
2000’ LER
Alexiou’ nun son albümü ‘To Paihnidi Tis Agapis’ adını taşıyor. Geçen yıl çıktı…Bu yıl bir şey yapar mı bilmem… Ama bu son albüm bile Alexiou’ nun 2000’li yıllarda da buralarda ve en tepelerde olacağını göstermek için yeterli. Zeki, çalışkan ve her zaman atacağı adımı çok dikkatli atan, kiminle ne zaman çalışacağına ince eleyip sık dokuyarak karar veren , üstelik muhteşem bir sese sahip olan, üstelik çok çok çok da güzel olan Alexiou’ nun bunu hak etmediğini kim söyleyebilir?
Alexiou, ne yazık ki ülkemizde hala (dolaysız olarak) çok fazla tanınmıyor… Ama onu tanımaya niyetlendiğimizde kafamız çok karışacak. Gördüklerimize duyduklarımıza inanamayacağız. Bu kadının, 80 sonrası Türk Popu’ nu nasıl delice etkilemiş olduğunu görüp çok şaşıracağız. Bütün şifreler ve kodlar bir çorap söküğü gibi çözülecek. Alexiou’nun şarkılarından kendilerine bir şarkıcılık kariyeri yaratmaya çalışmış şarkıcıları bilmekle kalmayacak, Alexiou’nun dışarıda attığı her adımın aynısını anında burada da atma becerisi geliştirmiş ve bunu bir obsesyona dönüştürmüş ‘kraliçe’ler tanıyacağız. Bir sanatçının yalnızca şarkılarını değil, aynı zamanda bütün bir şarkıcılık kariyerini, tepeden tırnağa bütün bir ‘varoluş biçimini’ni ödünç alan insanların farkına varacağız.
Kafamız karışacak… Ama sonra her şey netleşecek ve çok anlaşılır bir hale gelecek. Derin bir nefes alacağız ve “elbette” diyeceğiz, “bu nedenle Alexiou dünyayı kasıp kavuruyor, bu nedenle bizimkiler hala dizimizin dibinde…” Diyelim ki biri dışarıdan çat kapı “Ajda Pekkan kılığında” geldi ve “bakın ne cicilerim var” diyor, ilgilenir miydik?.. Hayır… Aslı burada zaten der, kadını kapının önüne koyardık. Onlar da öyle yapıyor.
DİSKOGRAFİ
12 Laika Tragoudia (1975)
Haris Alexiou / 2 (1976)
Laikes Kyriakes (1976)
24 Tragoudia (1977)
Ta Tragoudia Tis Haroulas (1979)
Ximeroni (1980)
Ta Tragoudia Tis Htesinis Meras (1981)
Ta Tragoudia Tis Gis Mou (1981)
Izoi Mou Kyklous Kani (1982)
Ta Tsilika (1982)
Emfilies Erotas (1984)
I Agapi Ine Zali (1986)
I Haris Alexiou Se Aprovleota Tragoudia (1987)
I Nihta Theli Erota (1988)
I Megali teres Eptihies Tis Haris Alexiou (1989)
Kratai Hronia Afti Kolonia (1990)
I Diki Mas Nihta (1990)
I Alexiou Tragoudai Hadzi (1991)
Di Efchon (1992)
I Balades Tis Haroulas (1993)
Ei (1994)
Ta Laika Tis Haroulas (1994)
Haris Alexiou a Paris (1995)
Odos Nefelys’88 (1995)
Gyrizontas Ton Kosmo (1996)
Ena Fili (1997)
Gyrizontas + Ena Fili (1997)
To Paihnidi Tis Agapis (1998)
NAİM DİLMENER