KARMAKARIŞIK
Yazımızın başlığını Galatasaray Liseli müzisyen ve sanatçıların bir araya gelerek yaptığı albümden aldık. Aralarında herhangi bir benzerlik ya da paralellik bulunmayan, üstelik bir kısmı gerçekten ‘karışık’ (ya da ‘derleme’, ya da ‘karma’) olan birkaç albümden söz edecek bir yazı için oldukça iyi bir başlık bu… (Geliri Galatasaray Eğitim Vakfı’na bırakılacak olan) “Karmakarışık” albümünde, Candan Erçetin’den Bora Ayanoğlu’na, Tuna Kiremitçi’den Dağhan Baydur’a uzanan epeyce zengin bir şarkıcı ve müzisyen desteği var. ‘En meşhur Galatasaraylı’ olan Erçetin’in “Bu Sabah”ı ile açılan albüm, Fikret Kızılok’un yıllar önce ilk yayınlandığı sıralarda epeyce tartışılmış – eleştirilmiş şarkısı “Why High One Why”ı (ya da, nasıl okuduğunuza bağlı olarak “Vay hayvan vay”) ile sona eriyor. Arada da hepsi birbirinden ilginç tam 16 şarkı daha var. Bunların arasında en dikkat çekenleri de, Alpay’ın üne kavuşturduğu “Fabrika Kızı”nın bizzat yaratıcısı tarafından yapılmış yeni versiyonu ile Dağhan Baydur’un 1978 yılında bizi Eurovision’da temsil etmiş “Sevince”ye biçtiği ilginç ‘rocky’ kılık.
Ve elbette, zengin rock geçmişimizin en olağanüstü isimlerinden biri olan Murat Çekem’in denemesi “Sen Olmazsan”. İlk olarak 29 Nisan 1961 tarihinde Erkin Koray’ın çok önemli bir konserine ev sahipliği yaparak, ardından da 1963 yılında 1. Boğaziçi Müzik Festivali’ne (Timur Selçuk ve Mehmet Teoman’ın da aralarında bulunduğu) öğrencilerin oluşturduğu Galatasaray Vokal Grubu ile katılarak müzik dünyamızda adını duyurmuş bu lise, şimdi de “Karmakarışık” gibi görünse (ya da adlandırılsa) bile, aslında müzik adına çok fazla deneysel çabayı ihtiva eden bir albüm ile çıkmakta huzurlara… Bir başka karışık albüm de Ossi Müzik ve Sony&BMG’nin birlikte yayınladığı “Bir Zamanlar” serisinin ikinci albümü. Her iki firma, hem serinin birinci albümüyle hem de “En İyileriyle” olarak adlandırılmış başka bir seriyle popumuzun zengin tarihini disklere aktarma işine ciddi bir biçimde el atmış, bu alanda çaba harcamış onlarca sanatçı ve şarkıyı kaybolmaktan kurtarmıştı. Bu çaba (‘bu satırların yazarı’ gibi ‘eki 45’likçi’ler için ‘yüce’ bir çaba elbette) yeni albümde de sürmekte. ‘Bir bilen’ (Hakan Eren) tarafından seçilmiş şarkılar birbirinden renkli ve önemli. Bir tek Saadet Sun’un “Yeter ki”si bile (ki, Sezen Aksu’nun naif döneminin ilk bestelerindendir) bu albümü hemen almaya değer ama o kadarla kalmıyor; başta Yeliz ve Gönül Yazar olmak üzere çok renk, çok keyif barındıran bir albüm bu. Dinleyecek olanlar şarkılar arasında kararsız kalacak, birinden diğerine heyecanla atlayıp duracak.
ÜSTAD’A SAYGI
Geçmişin kıymetini iyi bilenlerden bir başka isim olan Erdener Koyutürk de, tango geçmişimizin en büyük isimlerinden Necdet Koyutürk’ün anısına adanmış bir albüm daha yaptı. Erol Büyükburç ile birlikte yapılan “Üstad’a Saygıyla Tango” albümü çeşitli açılardan çok önemli. Bir yandan bestelediği ilk tangolarla, bu topraklardaki kulakların ‘pop’ dediğimiz Batılı müziğe alışması için büyük bir emek vermiş Necdet Koyutürk’ü yeniden hatırlamamızı sağlıyor, bir yandan da Erol Büyükburç gibi, bu ülkenin görüp göreceği en büyük star’lardan birini yeni kayıtlarla günümüze taşıyor. Erol Büyükburç yeni bir şeyler yaptı – kaydetti diye heyecandan yerimizde duramamalı, ortalığı resmen ateşe vermeliydik ya Allahtan bunu Ne Büyükburç, ne de bir başkası umuyor – bekliyor artık. Dünya değişti, biz değiştik deyip geçmek gerek… Hem sıra dışı şarkı sözleriyle, hem de farklı müzikal tavrı ile bizi kaç yıldır sarsmaya niyetlenen Murat Köseoğlu da, Zeynep Arıkan ile birlikte bir albüm yayınladı: “Kalabalıkta Bir Yüz”. Bu albüm için, rockın sıkı eleştirmenlerinden Deniz Durukan, şunları söylemiş Metin Üstündağ’ın Hayvan’ında: “Kalabalık’ta Bir Yüz’de, yaşadığımız döneme ve tarihe tanıklık etme çabalarını görüyoruz. Menemen’de katledilen Kubilay’a, 17 Ağustos depremine, Çanakkale Boğazı’nda batan Dumlupınar Denizaltısı’nda yitirilen 81 denizciye, popüler kültüre ve aşka dair birçok gönderme var albümde…” Bazı müzisyenler de böyledir işte; unutmaz ve unutturmazlar. Üstelik bunu bağıra çağıra da yapmazlar; durdukları köşeden, neredeyse fısıldayarak söylerler şarkılarını, duymak ve anlatılanlara aldırmak (ya da aldırmamak) da bize kalır… Son albümümüz DJ Michael’ın (Kuyucu) öncülüğünde EMI tarafından hazırlanan bir seri olan “Akdeniz Rüzgarı”nın dördüncüsü. Her iki yakada yapılanları çok iyi bilen Michael, yine birbirinden güzel tam 21 şarkı sığdırabilmeyi başarmış bu son halkaya. Pashalis Terzis ve Marina Manolakou’nun birlikte (Yunanca ve Türkçe olarak) seslendirdiği “Arhipelagos” adlı delicesine dokunaklı şarkı bile bu albümü almak için aslında yeterli sebep. Ama bu kadarla kalmıyor bu albümün nimetleri: Yeni dalganın bombaları Sakis Rouvas ve Pegi Zina’dan her dem taze Anna Vissi’ye, eski tüfeklerden Stelios Kazantzidis’e varana kadar zengin bir ‘tarih’ akıp duruyor bu albümde… Zamanında Nilüfer’in demiş olduğu gibi işte: “Bir şarkı, bir türkü… Yeter ki müzik olsun…”
Karmakarışık / Derleme / EMI ve Muzikotek
Bir Zamanlar 2 / Derleme / Ossi ve Sony&BMG
Üstad’a Saygıyla Tango / Erol Büyükburç ve Erdener Koyutürk / EMI ve EKO
Kalabalıkta Bir Yüz / Murat Köseoğlu ve Zeynep Arıkan / Öztop Müzik
Akdeniz Rüzgarı 4 / Derleme / EMI
NAİM DİLMENER