Önce haftanın bir günü İstanbul Teknik Üniversitesi’nden yapılan televizyon yayınlarında tanıdık Pilli Bebek’i. Çocuklar için ürkütücü suratı vardı bu kukla kahramanın. Ancak yine de çok sevilmiş, benimsenmişti. Çocuklar onun maceralarıyla hayallerinde yolculuğa çıkıyordu.
Mazhar Fuat Özkan üçlüsünün üyesi olarak çeşitli kereler Eurovision macerasını yaşamış Özkan Uğur'un fazla bilinmeyen bir Eurovision deneyimi daha olmuştu.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası.
60’ların başında kendi orkestrasını kuran Bozsoy, lokallerde çalışırken radyoda da merakla izlenen programlara imza atmış, toplulukta bir ara Gönül Turgut solist olarak yer almıştı. Orkestra, Yeşilçam'ın unutulmaz karakterlerinden Kilink kostümleriyle yaptığı şovla büyük ses getirmiş, gazeteler onların adlarını ‘İskeletler Orkestrası’ koymuştu. Orkestra bu haliyle gazinolarda program yapmış, sinemalarda filmlerden önce sahneye çıkmıştı.
1960'larda uluslararası çapta ünlü şarkıcıların bildikleri ya da bilmedikleri dillerde şarkılar söylemelerinin modası vardı. Türkiye'de de bu modanın öncülüğünü Belçikalı şarkıcı Adamo yapmıştı. Salvatore Adamo'nun Türkçe şarkı söyleyeceği haberi Türkiye'de heyecan yaratmış, Tombe La Neige adlı şarkıya Fecri Ebcioğlu'nun sözlerini yazdığı Her Yerde Kar Var, Adamo'nun yorumuyla olay olmuş, 45'lik 34 bin satarak rekor kırmıştı. Bir süre sonra Brigitte Bardot'nun sevgilisi
Yeşilçam, bir Hollywood kadar çocuk oyuncularına sevecen davranmamıştı, ama aralarında inatla yoluna devam edip sinemadan kopmayanlar olmuştu. Türk sinemasının ilk yıllarından 1960’lara kadar geçen sürede minik rollerde gözükseler de, çocukların başrolüyle film yapılmamıştı. Ergun Köknar 1934 tarihli Aysel Bataklı Damın Kızı filminde oynayarak ‘ilk çocuk oyuncu’ unvanını almıştı ama, ilk çocuk yıldız değildi tabii.
1965’te Sorular adıyla kurulan ve psychedelic müzik topluluklarının şarkılarını seslendiren grubu yazlık sinemalardan birinde film gösteriminden önce dinleyen Cem Karaca, onlara Cem Karaca-Apaşlar konserlerinde ön grup olmayı teklif etmişti. Grubu daha yakından tanıma olanağı bulan Karaca iki hafta sonra bu kez 45'lik çıkarmaları için yardım ediyordu. Sorular'dan Ahmet Güvenç (bas gitar) ile Aydın Çakuş (gitar, vokal) yanlarına davulcu Hüseyin Sultanoğlu'nu alarak Grup Bunalım ismiyle 1969'da Taş Var Köpek Yok/Yeter Artık Kadın 45'liğini yayınladı...
Yetmişler ve TRT'nin siyah beyazlı günleri. "Bizler Ali, Veli, Makinist , Bunlar vagonlarımız" şarkısının söylendiği TRTdeki "Oyun Treni" programını unutmak mümkün mü? Köksal Öngür ile Levent Kırca trenle Türkiyeyi dolaşıyor gibi yapardı ve şehirleri anlatırdı. 'Bizler Ali, Veli, Makinist, kuklasıyla, folkloruyla Oyun Treniyiz biz' diye sürüp giden şarkı aslında Timur Selçuk Ve Orkestrası'nın Panayır Günü adlı enstrümental parçasının üzerine yazılmış sözlerden oluşuyordu.
Yüzünü biliriz de hepimiz; ya adını ? Kemal Sunal'la oynadığı Şark Bülbülü, Tarzan Rıfkı, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Şabanoğlu Şaban, Atla Gel Şaban, Şaban Askerde gibi film ve televizyon dizilerindeki tiplemeleriyle gönülleri feth etmiş, gazino patronundan basketbol koçuna, çavuştan mafya babasına kadar girdiği her rolün altından başarıyla kalkmış o harika oyuncu, replik cambazı, komedi ustası Dinçer Çekmez’di.
Güzin ile Baha’nın yolları, 60’lı yılların ikinci yarısında Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda çakışmıştı. Üsküdar’ın Karşısı Galata adlı müzikli oyunda söyledikleri şarkılarla müzik çevrelerinin dikkatini çekmişlerdi. İki genç oyuncu, besteci Selmi Andak’ın teşvikiyle ikili olarak 1970 yılında profesyonel müziğe girdi...
Özensiz şarkı sözlerinin Türk müziğini zedelediği gerekçesiyle parçaların büyük bölümünü enstrümantal icra etmeleri Siluetler’i diğerlerinden ayıran en belirgin özellikti.
Nisan ayını uğurluyoruz! 43. İstanbul Film Festivali bildik rüzgarını estirdi yine İstanbul’da… Vizyon da hız kesmedi hani! Festivalden birçok film önümüzdeki haftalar ve aylar içinde vizyonda karşımıza çıkar sanıyorum… Üçü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni film Nisan ayının son vizyonunu oluşturuyor. İstanbul Film Festivali’ni takip ettiğim için haftanın filmlerinden sadece birinin basın gösterimine katılabildim. ‘The Fall Guy / Dublör’, haftanın notlarımız arasında ayrıntılı olarak yer alan tek filmi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ülkeyi harap eden bir iç savaştan sonra hâkimiyeti ele geçiren güçler Başkan’ı öldürmek ve son noktayı koymak ister. Bu ana tanıklık etme çabasındaki farklı kuşaktan dört gazeteci de New York’tan Washington’a yola çıkar. Garland’ın distopik filmi ‘İç Savaş’ Trump dönemiyle su yüzüne çıkan politik meselelere ama asıl olarak zor zamanlarda gazetecilik ve meslek etiğine odaklanıyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/20.04.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Berlin Film Festivali izlenimlerinden sonra, yazılarımıza biraz ara vermek durumunda kalmıştık. Bu arada vizyona giren bir grup filmle yorumlarımıza devam edelim. Senenin şu ana kadar en çok ses getiren filmi olarak Dune’un ikinci bölümünü atlamayalım, onunla başlayalım. Vizyonda çok ses getirmese de Reha Erdem’in yeni filmine ve Demir Pençe’ye de bir göz atalım. Sonra da Köylüler’e, Hayalet Avcıları serisinin yeni filmine bakarak devam edelim. Menümüzde, birkaç yıldır vizyon sırasını bekleyen Eflatun ve enteresan bir yabancı korku filmi de var.
Tuğçe Pala ile akustik eserler, bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Nazende programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.