Haziran ortasını bulduk bile… Vizyon, gündelik hayatla yarışıyor. Hız kesmeden! Dramı, macerası, komedisi, gerilimi, romantizmi hemen her türden öykü, hayata denk düşüyor… Biri yerli yapım olmak üzere toplam altı yeni film, 13 Haziran vizyonunu oluşturuyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Yaz geldi! Üç ay bizimle kalacak olan mevsimin ilk vizyon haftasındayız! Üçü yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni film, yaz ayının ilk vizyon haftasını oluşturuyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
İlkbahar mevsiminin son vizyon haftasındayız. Önümüzdeki hafta resmen yaz başlıyor! 78. Cannes Film Festivali, 24 Mayıs akşamı düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Juliette Binoche başkanlığındaki jüri, Altın Palmiye Ödülü’nü ‘Un Simple Accident’ filmiyle İranlı yönetmen Cafer Panahi’ye verdi... Dördü yerli yapım, biri yeniden vizyon gören beş yabancı film olmak üzere toplam dokuz yeni film merhaba diyor bahar mevsiminin son haftasına! Zeynep Köprülü’nün ilk uzun metraj kurmacası olan yerli dram ‘Su Yüzü’ haftanın notlarımızda geniş olarak yer alan tek yenisi.
Bahar sona eriyor önümüzdeki hafta. Haziran’da resmi olarak yaz mevsimine adım atıyoruz… Vizyon ise hız kesmiyor. Kimi ödüllü taze yabancı filmler, korku ve komedi türlerinin başı çektiği yerliler, yeniden vizyon gören eski tarihli popüler yapımlar ve festivallerden artakalanlar… Dördü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor 23 Mayıs haftası. Usta sinemacı David Cronenberg’in şimdilik son filmi ‘The Shrouds / Kefenler’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan tek yenisi.
Ülkemiz vizyonu son hız sürerken 78. Cannes Film Festivali 13 Mayıs’ta başladı. Yedinci sanatın kalbinin attığı ve nitelikli ürünlerle sinemanın varlığını müjdeleyen ana festivallerden olan Cannes bu yıl 13-24 Mayıs tarihleri arasında düzenleniyor. Festivalin resmi çift posterinde ise bu yıl, 1966’da Altın Palmiye kazanan Claude Lelouch imzalı romantik başyapıt ‘Un homme et une femme / Bir Kadın Bir Erkek’ filminin unutulmaz ikilisi Anouk Aimée ve Jean Louis Trintignant yer alıyor... Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni filme ve sahipliği yapıyor 16 Mayıs vizyonu! Belkıs Bayrak’ın ilk uzun metraj kurmacası olan ‘Gülizar’, haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan tek yenisi.
Mayıs’ın dokuzu… Vizyon hız kesmiyor. Sinema klasiklerinin, kimi başyapıtların ya da gişe canavarı popüler filmlerin uzun yıllar sonra ikinci, üçüncü kez yeniden vizyona girmesi gündemde bu ara… Yeni nesiller ve bu ünlü yapımları beyazperdede daha önce izlememiş olanlar için bir şans olarak bakılabilir bu vizyon stratejisine. Ne varsa eskilerde var! Bazı filmlerin geçen uzun zamana inat, hiç eskimemiş olduğunu da görebiliyorsunuz bu sayede... Beşi yerli, ikisi yeniden vizyon görecek olan toplam on bir yeni filme ev sahipliği yapıyor 9 Mayıs haftası!
Sezon hız kesmeden sürüyor. Sayısı 10’dan aşağı pek düşmüyor haftanın yeni filmlerinin! Dördü yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni filme ev sahipliği yapıyor 2 Mayıs haftası… Başrollerini Bill Skarsgård ve usta aktör Anthony Hopkins’in paylaştıkları büyük çoğunluğu tek mekânda, bir arabanın içinde geçen psikolojik gerilim ‘Locked / Tuzak’ ve yönetmenliğini Doğuş Algün’ün üstlendiği, gösterildiği festivallerden ödüllerle ayrılan yerli dram ‘Ölü Mevsim’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan yeni yapımları.
Yeni yıl, yeni vizyon, film festivali derken Nisan ayı bitti bile… Haftaya Mayıs! Dördü yerli, üçü yeniden vizyon görecek yapım olmak üzere toplam on üç filme ev sahipliği yapıyor 25 Nisan haftası… İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
44. İstanbul Film Festivali sürüyor… İlkbaharın İstanbul’a dokunuşudur bir bakıma film festivali ta o ilk ‘sinema günleri’ yıllarından bu yana… Eski tadı ve heyecanı olmasa da festival önemlidir. Başımızın tacıdır! Vizyon durur mu; o da hız kesmiyor... Dördü yerli yapım, ikisi yeniden vizyon görecek film olmak üzere toplam dokuz filme ev sahipliği yapıyor 18 Nisan haftası… Özünde politik bir tür kırması olan ‘Sinners / Günahkârlar’ ve gerilimli casusluk öyküsü ‘Black Bag / Kara Torba Operasyonu’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan iki yenisi!
11 Nisan… Bahar, devam eden soğuklara inat sürerken, vizyon filmleri de hız kesmiyor! Bu arada baharın şehirdeki müjdecilerinden olan İstanbul Film Festivali 11-22 Nisan tarihleri arasında 44. kez perdelerini açıyor! Kapsamlı seçki, 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmden oluşuyor. Dünya sinemasının en nitelikli örnekleri, kült yapıtlar, usta yönetmenler ve genç yeteneklerin son filmlerinden oluşan festival seçkisinde dünya, uluslararası, Balkan ve Türkiye prömiyerlerini yapan filmler de bulunmakta!.. Üçü yerli, biri üçüncü kez vizyon gören yapım olmak üzere toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor 11 Nisan haftası!
Nisan ayının ilk haftası… Bahar artık her yerde… Hayat akıp gidiyor, kim karşı koyabilir! Umudun, tazeliğin, çiçekli dalların ayındayız… Doğa dışarıda kıpır kıpırken, düş dünyalara pasaportsuz seyahat edebileceğimiz sinema salonları hafif serin, bahar tazeliğinde buyur ediyor biz sinemaseverleri... Beş yeni filme ev sahipliği yapıyor Nisan ayının ilk haftası.
Çoğunluğu yerli yapım olmak üzere yedi, sekizden aşağı pek düşmüyor haftanın yeni film sayısı. Her sezon olduğu gibi yerli filmlerde başı yine korku ve animasyon türleri çekiyor!.. Beşi yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor Mart ayının son vizyon haftası! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Bu hafta Mart 21… Kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıran o eski Mart ayları geride kaldı artık. Yine de Mart, martlığını gösterip kısacık da olsa, kış mevsimine son bir selam çakar her yıl! Önümüz ise kıpır kıpır Nisan, Mayıs… Doğa yattığı derin uykudan uyanıyor… İkisi yerli, ikisi yeniden vizyon gören yapım olmak üzere toplam dokuz filme ev sahipliği yapıyor 21 Mart vizyonu.
Yeni yıl geldi geliyor, yeni sinema sezonu başladı başlayacak derken, Mart’ın ortası oldu bile. Bu arada yalancı bahar her yerde… Kar sonrası birden ısınıverdi hava… Güzel havaya aldanan ağaç dalları… Neyse kışın ardı bahardır sonuçta!.. Üçü yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni film 14 Mart vizyonunu oluşturuyorlar! Notlarımız arasında geniş olarak yer alan haftanın tek yenisi ise, açılışını Venedik Film Festivali’nde gerçekleştiren Türker Süer imzalı ‘Gecenin Kıyısı’.
ABD Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi (Academy of Motion Picture Arts and Sciences) tarafından verilen Oscar Ödülleri, 97. kez sahiplerini buldu. Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda düzenlenen ödül törenine damgasını, kazandığı 5 Oscar’la ‘Anora’ vurdu! ‘Anora’, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Kurgu olmak üzere elde ettiği toplam beş Oscar’la törenin gerçek kazananı oldu. En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’ı ‘The Brutalist’ filmindeki performansıyla Adrien Brody elde ederken, En İyi Yabancı Dilde Film dalında Brezilya yapımı Walter Salles imzalı ‘I’m Still Here / Hâlâ Buradayım’ Oscar’ın galibi oldu.
Tamamı yabancı olmak üzere dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor Şubat ayının son haftası! Aksiyon da içeren korku filmi ‘Herd / Zombi İstilası’, haftanın notlarımız arasında nispeten geniş olarak yer alan tek yenisi. İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın diğer yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Şubat, yılın en kısa süren ayı fakat vizyon gören filmlerin sayısı diğer ayları aratmıyor… Yerli yabancı birçok vizyon filmi, salonlarda izleyicisini bekliyor kara kışın ortasında. Festivallerden ödüllerle dönmüş, Oscar adayı olmuş nice film Şubat ayında izleyici ile buluştu veya buluşuyor… Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni film merhaba diyor 21 Şubat vizyonuna… İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Şubat ayının ikinci vizyon haftasındayız… Yine kalabalık bir sinema gündemi mevcut. Kapitalist eğlence geleneğinin önemli bir parçası olan 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla vizyonda romantik filmler daha fazla göze çarpıyor... Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni film merhaba diyor 14 Şubat vizyonuna…
Yeni yıl, yeni sezon filan derken Şubat ayındayız işte… 28 gün süren Şubat kısa ama vizyona giren film sayısı azalmıyor… Bir dolu unutulmaz sürprizle buluşmayı diliyoruz ay içinde sinema salonlarında!.. Şubat ayının son vizyon haftası, ikisi yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni film içeriyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın notlarımız arasında ayrıntılı olarak yer alan tek filmi, daha önce katıldığım bir festivalde izleme şansı bulduğum Romanya yapımı ‘Trei kilometri pâna la capatul lumii / Dünyanın Sonuna Üç Kilometre’ adlı dram.
Ocak ayının son vizyon haftası, ikisi yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni film içeriyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Haziran ortasını bulduk bile… Vizyon, gündelik hayatla yarışıyor. Hız kesmeden! Dramı, macerası, komedisi, gerilimi, romantizmi hemen her türden öykü, hayata denk düşüyor… Biri yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film, 13 Haziran vizyonunu oluşturuyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Bir kargo şirketinde pilot olarak çalışan Antoine de Saint-Exupéry, And Dağları çevresinde kaybolan yakın dostu Henri Guillaumet’yi kurtarmak için harekete geçer. Pablo Agüero imzalı ‘Saint-Ex’, ‘Küçük Prens’in yazarının hayatından bir kesiti aktarırken şiirsel bir havada seyreden, görselliğiyle dikkat çeken bir yapıt olmuş. Filmde başrolleri Louis Garrel, Vincent Cassel ve Diane Kruger paylaşıyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/10.05.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Sinema salonlarına giden seyirci sayısı giderek düşse de, vizyona giren filmlerin sayısı azalmıyor. Hatta, tam tersine artıyor. Her ne kadar, bunların çoğunluğu vasat olsa da, aralarında güzel sürprizler de çıkabiliyor. Bu hafta da önce, bunlardan birine, Sinners’a bir göz atalım. Sonra, modern klasikler kontenjanından vizyona giren, 20 yıllık bir Star Wars filmine, Tolga Karaçelik’in Amerika’da çektiği ilk filme, Güney Kore yapımı bir gençlik filmine ve bir cin filmine bakalım.
Göksel Baktagir, Çiğdem Gürdal ve Şennur Dinleyen'le ince sazın aşkı bugün 21.15'de TRT Müzik'te ekranlara gelecek Ahenk programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.