Tülay German, Anadolu Pop’un ilk adımı, ilk şarkısı diye değerlendirilen Burçak Tarlası’nı 1963-64 kışında o günlerin en meşhur lokallerinden Çayhane’de söylemeye başlar. Parçanın düzenlemesini Erdem Buri yazmıştır. Burçak Tarlası’nı dinleyenler ikiye ayrılır; gayet alaturka olduğunu iddia edip protestoya kalkışanlar ile ayağa fırlayıp hararetle alkış tutanlar.
Shoking Blue 1967’de kurulmuş Hollandalı bir grup. 1969 yazında çıkardıkları 45’liğin ilk şarkısı Venus (arka yüzü Hot Sand) onları öyle yerlere getirdi ki, büyük olasılıkla kendileri bile hayal edememişti böyle büyük bir başarıyı. Grubun kurucusu Robbie Van Leeuwen bestesi olan Venus, Billboard listesinde ilk sıraya yükselirken, aynı başarıyı Türkiye dahil birçok ülkede tekrarladı.
The Days of Pearly Spencer ilk bestelendiğinde bir balattı. Londra’da kaydedilirken üzerinde çok oynandı, temposu arttırıldı, yaylılar eklendi. Stüdyoya dışarıdaki bir kulübeden telefon hattı çekilerek, parçada yer alan telefon bölümünde özgün ses yakalandı… Parçaya çok güvenen şirket, iyi para harcayarak sokaklarda, otobüslerde, basında reklamını yaptı. BBC ise, denizlerde dolaşan korsan radyo Radio Caroline’de çalıyor diye şarkıya sansür uyguladı ve yayınlamadı.
Telife para ödenmediği, erken davrananın şöhreti bulduğu günlerde, Yunan yorumcu Stelio Kazanjidis’in Efiye Efiye (beste: V. Vasiliadi, Pithagora) şarkısını 1969’da Duyduk Duymadık Demeyin adıyla ve Sezen Cumhur Önal’ın sözleriyle plak yapmış (arka yüz Uzaklaşma Benden Öyle) ve çok satmıştı. Birkaç korsan 45’liği yapılan Duyduk Duymadık Demeyin haftalarca listelerin üst sıralarında dolaşmış, şarkının büyük popülaritesini gören yapımcılar Stelio Kazanjidis’e Yunanca-Türkçe söylettikleri yorumu (Feridun Ersin Orkestrası çaldı kayıtta) Türkiye’de piyasaya sürmüştü.
Carlos’un Lady Laura (beste: Roberto Carlos ile Erasmo Carlos) şarkısının bu görkemli kariyerde önemli yeri var. Onu ve kardeşlerini zorluklar içinde büyütmüş annesi Laura Moreria Braga’ya 1978 yılında armağan etmiş Lady Laura’yı. Şarkı kısa sürede patlamış, Latin Amerika’da 20 hafta liste başı kalmış ve yıl içinde bir milyondan fazla plak (arka yüzü La Primera Vez) satmış. Madam Laura 2010’da 91 yaşındayken yaşamını yitirince, oğlu Roberto cenaze töreninde gözyaşları içinde Lady Laura’yı seslendirerek annesini uğurlamış.
Kan ve Gül liste başı olmuş, çok sevilmiş ve o gün bugündür sevilmeye devam etmişti. İskender Doğan daha sonra Menekşenin Moru, Mahizer gibi dillere düşen parçalar da yapmıştı ama simge şarkısı olarak Kan ve Gül belleklere çakılmıştı. Aslında 45’liğin A yüzüne, İskender Doğan’ın Aşık İhsani’nin sözlerine yazdığı Hepsi Bizim bestesi konulmuş, dönemin politik ortamında lokomotif olacağı hesaplanmıştı. Oysa, B yüzündeki Kan ve Gül patlamış ve çok satmıştı.
Eşini trafik kazasında yaşamını yitirdiği günlerde yazdığı Sensiz Saadet’in sözleri Altın Güfte ödülünü almış ve bestesini Zeki Müren’in yapması kararlaştırılmıştı. Ancak anlaşmazlık doğunca Güvenir besteyi yazmış ve Gönül Yazar seslendirmişti. Plak satış rekorları kırarken daha sonra Yaşar Güvenir’in kendisi de şarkıyı yorumlamıştı.
Birçok yerli filmde kullanılan, ayrıca TRT’nin siyah-beyaz günlerinde teknik aksaklık yaşanınca ekrana gelen o ünlü necefli maşrapa görüntüsüne sürekli eşlik eden, yine birçok programın jeneriğinde yer alan Denizaltı Rüzgarları, TRT Ara Müzikleri 2 albümüyle de müzikseverlere ulaştırılmıştı. O dönemin psychedelic arayışlarının simge yapıtlarından olan şarkının kayıtlarında, Attila Özdemiroğlu moog, Oğuz Durukan bas gitar, Arif Sağ bağlama, Okay Temiz vurmalılar çalmıştı…
Anadolu popun yerini arabeske bıraktığı günlerdi. Her iki akımdan da tatlar taşıyan Deli Etme Beni Aşk 45’liği (arka yüz Neden Ayrıldık) Tülay’ı zirveye taşıyan plak oldu. Yerli popa katkısı büyük olan Bora Ayanoğlu’nun bestesine Tülay’ın yazdığı sözlerden oluşan Deli Etme Beni Aşk’ın düzenlemesi de Esin Engin’e aitti.
Seksenler çocuklarının iki şarkısı vardı; biri Arkadaşım Eşşek, diğeri de İtalyan şarkıcı Pippo Franco’nun seslendirdiği Chi Chi Chi Co Co Co. Özellikle ikincisi çocukları akraba toplantılarında, okul müsamerelerinde, tatil yerlerinde zorlar, kalabalıklar önünde şarkının videosunun koreografisini bire bir uygulamaları istenirdi…
Grubun dördüncü albümü Midnight Cafe'de (1976) yer alan ve bu uzunçalardan seçilen üçüncü tekli olan I'll Meet You At Midnight (arka yüzü Miss You), grubun lideri Chris Norman'ın karizmasının da yardımıyla Smokie'nin zirvedeki yerini sağlamlaştırmış, dönemin klasikleri arasına girmişti.
1977’ye dek sıradan bir şarkıcı olan Umberto Tozzi, İtalya’da Sanremo’dan sonra en fazla önemsenen Festivalbar müzik yarışmasına katıldığı Ti Amo’yla birinciliği almış, şarkının 45’liği (arka yüzü Dimentica Dimentica) bir yılda uluslararası alanda sekiz milyondan fazla satılarak ve Fransa’da bile altı haftadan fazla listenin en üst sırasında kalarak büyük başarı elde etmişti.
Karaca’nın seslendirdiği Dadaloğlu şarkısı Anadolu pop akımının o yıllarda çıkan en sıra dışı yapıtı olarak sivrilirken ‘sol müzik’in de bayrak şarkısıydı... Dadaloğlu şarkısı, o dönem ülkenin politik hayatta daha sert bir döneme gireceğinin de göstergesiydi. Dadaloğlu'nun başarısı Cem Karaca’nın üstün yorumunun yanında bir isyan türküsü olmasında da yatmaktaydı.
70'li yıllarda Ali Kocatepe, Akdeniz bölgemizin gözde kentleri Antalya ile Mersin için iki güzel şarkı bestelemişti.Antalya Belediyesi, 1974'te Ali Kocatepe'den o dönem kentin tanıtımına büyük katkıda bulunan Altın Portakal Film Festivali için bir beste yazmasını istemişti... 1-7 Haziran 1975'te Mersin'de düzenlenen 1. Akdeniz Tekstil ve Moda Festivali için Ali Kocatepe’nin söz ve müziğini yazdığı beste ‘Merhaba Mersin’i seslendirmek üzere...
Öyküye göre 10cc'den Eric Stewart ile Moody Blues grubundan Justin Hayward'ın tatilde Barbados’daki tatillerinde yaşadıklarını yine Eric Stewart ile Graham Gouldman şarkı yapmıştı. Mekan Jamaika’ya kaymış, burada tatil yapan beyaz adamın, boynundaki kolyeyi isteyen, uyuşturucu satmaya çalışan tiplerden korkusu anlatılmış, işin içinde Jamaika olunca, coğrafyanın vazgeçilmezi reggae devreye girmişti.
Grubun 1971’de çıkardığı 45’lik (B yüzü Rainin’n Painin), bütün zamanlarda 10 milyon satış barajını aşan beş plaktan biri unvanıyla müzik tarihine geçti. Bu versiyon, son derece basit yapısıyla ve kulaklarda kolay kalan ezgisiyle günümüze kadar birçok kez coverlandı ve zamansız bir şarkı olarak birçok kuşak tarafından sevildi, kabul gördü.
Grubun ilk flaş parçası Gence’nin düzenlediği Hilal adlı mehter marşı yorumu oldu. Devamında Kafkas halk kahramanı Şeyh Şamil’e adanmış ‘Şeyh Şamil’le Durul Gence 10, haftalarca listelerin en üst sırasında kalmayı başardı. 45’liğin yüzünde Hilal, arka yüzünde Şeyh Şamil (1970) vardı.
Bizde de herkesten önce davranıp Taka Takata’yı Nilüfer kapmıştı. Nilüfer, Aralık 1972'de çıkan ilk 45'liği Kalbim Bir Pusula/Ağlıyorum Yine ile pop markete adımını atmıştı. Daha sonra Gülden Karaböcek (Şaka Yaptım), Sevil Hasman (Şaka yaptım Ben Sana), Neşe Karaböcek (Aşka saygın Varsa), İstanbul Gelişim Orkestrası (Taka Taka), Örder Bali, Öztürk Serengil, Kutsi (Taka Taka), Osman İşmen, Meyra da şarkıyı yorumlamıştı.
Yetmişler’in başı; arabesk egemenliğini ilana hazırlandığı günlerde bu tip arayışlara ‘fantezi müzik’ de dendiği zamanlar. Zerrin Zeren (1954/Kırşehir) isminde gencecik bir ses çıkıyor ve fantezi şarkılarıyla önce tavernalarda adını duyuruyor, ardından da gazino sahnelerine transfer oluyor, assolistliğe kadar yükseliyor. Büyük ilgi çekiyor, özellikle de 1973’de dönemin flaş topluluğu Kupa Dörtlüsü’yle doldurduğu, orgun hakimiyetinde akan Tatlı Dile Güler Yüze’yle.
Hayatımıza bu kadar girmiş kaç tane yabancı parça vardır ki! Yetmişli yılların başında dillerden düşmeyen Si Tu Savais Combien Je T’Aime adeta marş olmuştu o günlerde. Şarkının söz ve müziğini yazan ve de seslendiren Christian Adam Türkiye’ye davet edilmiş, imza günlerine katılmış, parçanın 45’liği (arka yüz Je N’Ai Jamais Rencontre) çok iyi satmıştı.
Müzik listelerinde Blok 3 'Git' ile birinci, Zeynep Bastık 'Kör Sevdam' ile ikinci, Sefo-Demet Akalın 'Yerinde Dur'la üçüncü oldu.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Hande Yener yeni şarkısı Bana Ne'yi dijital platformlarda yayınladı.. Söz ve müziği Hande Yener’e ait olan şarkının yapımcılığını ve düzenlemesini Misha üstlendi. “Bana Ne”nin videoklibi Aytekin Yalçın tarafından Amsterdam’da iki günde çekildi.
Nick Cave & The Bad Sees'in 2024-2025 döneminde Kuzey Amerika ve Avrupa'da verdiği konserlerin canlı kayıtlarından oluşacak 'Live God' albümü 5 Aralık 2025 tarihinde satışa çıkacak. Çift uzunçalar, çift CD halinde müziksevere sunulacak albümde 18 parça yer alacak.
2025'in en beğenilen filmlerinden The Wicked'in soundtrack albümü, iki uzunçalar halinde yayınlandı. Wicked: The Soundtrack (Limited Pink & Green Vinyl edition)adıyla çıkan yapıtta şarkıları Ariana Grande ile Cynthia Erivo yorumluyor.
1973'te yazdığı Born To Be Alive'ı albüm ve tekli olarak çıkarması ise (albüm versiyonu 7.26 dakika, tekli 3.22 dakika) 1979'a kadar sarkıyor. Disco sounduna uyarlanmış Born To Be Alive, İngiliz plak şirketi Gem Records tarafından hemen diskoteklerle radyolara dağıtılıyor ve çok kısa sürede uluslararası hit haline geliyor.
Yerli müzikte Poizi ile Murat Boz 'Yapar mısın'la birinci, Semicenk 'Kalpsiz'le ikinci, Manifest grubu 'Yaşanacaksa'yla üçüncü oldu.
Rock ve müzik tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından bir kaç önemli not:
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için rap şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu fotoğrafı tıklayınca:
Esra İçöz ile İhsan Güvenç, müzik tarihimizde iz bırakmış eserleri bugün 20.30’da TRT Müzik’te yayınlanacak Senin Şarkın programında icra ediyor...
Ersen’in yoldaşı olacak Dadaşlar grubunun kuruluşuna daha iki yıl vardır ve bu parçaların kayıtlarında Kardaşlar’dan Seyhan Karabay akustik gitar ile ıklığı, Taner Öngür bas, gitar ve kaşığı, Hüseyin Sultanoğlu davul ile bongoyu çalar; gitar ve bağlama bölümleri de Zafer Dilek’in elinden çıkar. Derli Kaval ve Kozan Dağı ile Ersen, Anadolu Pop’ta ağırlığı hissedilen bir isimdir artık. Kozan Dağı’na Ersen’in bestesi Anadolu ozanlarını aratmayacak derecede başarılıdır; Zafer Dilek’in düzenlemesi de.
İsmi Açık Hava Tiyatrosu; halkın ağzında Harbiye Açıkhava; kartvizitinde ise ‘Türkiye’nin Müzik Mabedi’ yazılı. Hem ülke, hem dünya kültür tarihinde bir Royal Albert Hall, Madison Square Garden, Olympia kadar önemli ve değerli bir amfitiyatro. Kent mimarisi için de önemli merkez. Batılı örneklerine benzer şekilde bir eğlence vadisinin ortasında bulunuyor. En üstte Hilton, biraz altında, günümüzde adı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı olmuş meşhur Spor ve Sergi Sarayı, Açıkhava Tiyatrosu, Küçük Çiftlik Park lunaparkı ve ismi sürekli değişen stadyum…
Ultimate Classic Rock dergisi rock tarihinin en nefret edilmiş albüm ve teklilerini sıraladı. :unlar arasında tamamen protesto edilip pazardan silinenler de var; satılmaya devam etmesine karşın nefret edilenler de: