Barbie, kaykayıyla uçabilen ve inanılmaz yeteneklere sahip olan kozmik bir prenses. Sevimli hayvan arkadaşı Pupcorn ve Barbie, kendi gezegenlerinde dolaşıyor ve çok eğleniyorlar. Bir gün gökyüzündeki yıldızlar eskisi gibi parlamamaya başlıyor ve galaksinin geleceği yıldızların dansı bittiği için tehlikeye giriyor. Barbie galaksiyi kurtarmak için görevlendirilen çok özel bir ekibe seçiliyor ve bu önemli görev için çok uzakta bir gezegene seyahat ediyor. Ekipteki herkesin muhteşem yetenekleri olduğunu gören Barbie kendi ile ilgili biraz endişe etse de kalbinin sesi dinleyerek her şeyi başarabileceğini görüyor.
Fakir, yalnız ve sokaklarda yaşayan bir sevimli kedinin kaderi iyi kalpli ve maceracı Benny ve takımı ile tanışana kadar çok kötü gitmiştir. Geçimini yankesicilik, hırsızlık gibi kötü şeyler yaparak sağlayan Sevimli Kedi, Benny sayesinde tüm kötü huylarından sıyrılmaya başlamış ve çok yakın arkadaş olmuşlardır. Bay Dev ile yolları kesişen kedi takımının başı yine belaya bulaşır.
İki şehirde, yani biri Varşova’da, diğeri Clermon Ferrand’da iki kız, aynı anda doğmuşlar ve 20 sene geçmiştir. Ortak hiçbir şeyleri yoktur, ne baba, ne anne ne büyükanne veya büyükbaba. Aileleri hiç tanışmamıştır. Ancak birbirlerinin aynısıdırlar. İkisi de solaktır, çıplak ayakla yürümeyi severler. İkisinin de muhteşem, eşsiz sesleri, gelişmiş müzikal algıları ve tespit etmesi zor kalp gelişim bozuklukları vardır.
Hayattan daha fazlasını bekleyen Bobby, babasınının kuyumcu dükkanından kaçıp Hollywood´un güçlü menajerlerinden olan amcası Phil´in yanına gider. Kısa sürede Phil´in göz alıcı asistanı Vonnie´ye aşık olsa da onun başka bir adamla birlikte olduğunu öğrendiğinde arkadaş kalmaya razı olur. Bu arada model ajansı sahibi Rad ve zengin bir yapımcı olan kocası Steve ile arkadaş olur. Vonnie erkek arkadaşı tarafından terk edildiğinde Bobby, kızın gönlünü çalma fırsatını kaçırmaz ve çabaları da karşılıksız kalmaz. Vonnie, Bobby´nin evlilik ve New York´a taşınma teklifini kabul etse de işler planlandığı gibi gitmeyecektir...
Saniye, kocası Süleyman, çocukları Hikmet, Yılmaz, Mehmet ve Asiye ile birlikte 1950´lerde dağ yamacına kurulmuş birkaç haneli bir köyde yaşamaktadırlar. Fakat ailenin derme çatma evlerindeki huzur yaşamı Saniye´nin vereme yakalanmasıyla derinden sarsılır. Saniye öleceğine o kadar inanır ki kendisinden sonra çocuklarına ve kocasına bakması için Sülayman´ı kısır bir kadınla evlenmeye ikna eder. Ama tedavi süreci başarılı geçer ve Saniye altı ay sonra evine sağlıklı bir kadın olarak geri döner. Bu ev artık iki kadının yuvası olacaktır...
Dünyanın en tehlikeli takımını toplamak için, hapisteki Süper Güçlü Kötü Adamları biraraya getir, devletin emri ile onları en güçlü silahlarla donat ve gizemli bir suç örgütünü yenmeleri için onları göreve gönder. Ancak, bu İntihar Timi, aslında başarılı olmaları için değil de, tescilli suçları nedeniyle, eninde sonunda kaybedecekleri aşikar bir göreve çıktıklarını fark ettiklerinde ne yapacaklardır bilinmez.
Erkek arkadaşıyla mutlu bir hayatı varken, kaçırılarak Phil adında gözü dönmüş bir sapık tarafından uzun süredir bir evin bodrumunda tutulan Eve, yaptığı bir planla adamın elinden kurtulur. Evden kaçmak üzereyken üzerinde numaralar yazan başka kızların fotoğraflarıyla ve bir dizi anahtarla karşılaşır. Onun kaderini paylaşan başka kızlar da vardır ve hepsi şehrin farklı ve değişik yerlerinde tutulmaktadır.
Bir grup, arkadaşlarına yardımcı olmaya çalışırken içinden çıkılmaz bir belanın içine düşerler. Kendisine büyü yapılan arkadaşlarını kurtarmak adına internetten indirdikleri büyü ve cin yazılarını yakan grup tehlikeli bir kabile olan Daktylos cinlerinin hedefi haline gelir. İda dağında yaşayan Daktylos cinlerinin en azgını olan Damanaus’un gazabından kimse kurtulamamıştır ve yeni hedefi de genç gruptur.
Nancy Adams gözlerden uzak bir kıyıda sörf yaparken kendisini bir büyük beyaz köpekbalığının avlanma sahasında bulur. Kıyıdan sadece 180 metre açıkta olmasına karşın, hayatta kalmanın Nancy Adams’ın yaratıcılığını, pratik zekâsını ve dayanıklılığını oldukça becerikli kullanmasını gerektiren tam bir irade sınavı olduğu anlaşılacaktır.
Harry Turner tıpkı babası Leonard gibi bir CIA ajanıdır. Ancak üstleri onun bir türlü sahada çalışmasına izin vermemektedir. Bir gün CIA Leonard´ın kaçırıldığına dair bir video alır. Teröristler istedikleri bilgiye ulaşamazlarsa Leonard´ı öldüreceklerdir. Harry bu işe dahil olmadığını ve ajanların babasını kurtarmayacaklarını öğrendiğinde kendi kurtarma opersayonunu kendisi yapmaya karar verir.
Mark ve Jessie oğulları öldükten sonra 8 yaşındaki Cody´i evlatlık almaya karar verirler. Cody tam onlara göre bir çocuktur, fakat tek bir problem vardır o da, çocuğun gördüğü rüyalar ve kabuslar gerçek olmaktadır. Çift bu promlemi çözmek için her şeyi yapmaya razıdır.
Jesse, mankenlikte başarıyı yakalayıp yıldız olma hedefiyle Los Angeles’a gelmiştir. Kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başlar. Genç model, Los Angeles’ta hayatının en parlak günlerini yaşarken, tanıştığı bir grup manken arkadaşının hırsı ve güzellik saplantısı, Jesse’yi geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sürükler.
Bir sitede çalışan Mirza, sitede işlenen bir cinayetin ve tek görgü tanığı küçük kızın kaçırılması sonrası mafya ile amansız bir mücadeleye girişir. İlk başta polisin ve mafyanın ciddiye almadığı Mirza hızla mafyayı çökertirken olaylar gittikçe derinleşir ve düğüm çözüldükçe aslında herkesin göründüğünden farklı olduğu ve ilişkilerin çarpıklığı ortaya çıkar.
Jason Bourne, artık tamamıyle kim olduğunu hatırlamaktadır. Ve dolayısıyla geçmişindeki tüm gizli sırları deşifre etmeyi ve bu duruma gelmesine neden olan her şeyi açığa çıkarmayı kendine görev edinmiştir.
Her aşk, zaman içerisinde bir enkaza dönüşmez mi? Prensim, acı ve özlem, tutku ve ihanet arasında gidip gelen sıra dışı bir ilişkiye odaklanıyor. Bir tarafta istikrarlı bir avukat olan Marie Antoinette, diğer tarafta ise karizmatik, özgür ruhlu, kadın avcısı Georgio. İdealize edilmiş bir aşk mefhumunu ve beyaz atlı prens kavramını sorgulayan film, klişelerden uzak durarak bir ilişkinin duygusal türbülanslarını cesur bir şekilde beyazperdeye taşıyor.
Manhattan doğa üstü güçlerin istilasına uğramıştır. Paranormal olaylara merak salan iki kafadar Erin ve Abby´e nükleer bilimci Jillian ve bir metro çalışanı olan Patty´de eklenince ortaya müthiş bir ekip çıkar. Görevleri bu doğa üstü olayları araştırmak ve halkın güvenliğine tehdit olacak unsurları yok etmektir.
Çocukları için her şeyin en doğrusunu ve iyisini yapmaya çalışan bir grup anne, tüm kurallardan sıkılıp kendileri için bir dizi çılgınlık yapmaya karar verirler. Diğer tarafta ise kendilerini, "mükemmel" anne olmaya çalışan fakat kendileri için hiçbir şey yapmayan kadınlarla mücadele içinde bulurlar.
Polis memuru Matt, öldürdüğü bir seri katilin evinde arama yaparken eski, tahta bir kutunun içinde küçük el yapımı oyuncaklar bulur. Fakat dikkatsizce arabasında unuttuğu bu tahta kutu, 8 yaşındaki kızının eline geçer. Takılar yapıp annesinin dükkanında bunları satan küçük kız, son kolyelerinde bu kutuda bulunan oyuncakları kullanır. Lanetli kolyeler artık başka insanların eline geçmiş, elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu oyuncaklara sahip olan her insan potansiyel bir katile dönüşerek, geri dönüşü olmayan şeytani bir yola girer.
Rebecca, evi terkettiğinde çocukluk korkularını da arkasında bıraktığını düşünmektedir. Büyüyüne kadar ışıklar kapandığında nelerin gerçek, nelerin gerçek olmadığından hiçbir zaman emin olamamıştır. Şimdi de küçük kardeşi Martin, Rebecca’yı dehşete düşüren bu gizemli olayları deneyimlemeye başlamıştır. Bu korkutucu varlık, anneleri Sophie ile olan gizemli bağdan dolayı tekrar ortaya çıkmıştır.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
James Cameron’ın yönettiği Avatar serisinin üçüncü filmi Avatar: Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash) için yeni fragman paylaşıldı. Sam Worthington, Zoe Saldaña, Sigourney Weaver, Stephen Lang, Kate Winslet ve Cliff Curtis’in rol aldığı film, Jake (Sam Worthington) ve Neytiri’nin (Zoe Saldaña) ailesinin yaşadıkları kaybın ardından Pandora’daki savaşın büyümesini ve ailenin yolunun agresif bir Na’vi kabilesi olan Kül İnsanları ile kesişmesini konu alıyor. Avatar: Ateş ve Kül, 19 Aralık 2025’te gösterime girecek.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Predator: Badlands adlı filmi hazırlayan yönetmen Dan Trachtenberg, setlere dönmesi için Arnold Schwarzenegger'le görüştüklerini duyurdu. 1987'de efsanevi Major Dutch karakterini canlandıran Schwarzenegger 'in geri dönme fikrine hiç de sıcak baktığı, görüşmeler sırasında oyuncunun karakteri için yeni açılımlar yapılabileceğini, anlatılacak çok fazla hikaye olduğunu söylediği belirtildi.
Ulzii (Battsooj Uurtsaikh), Moğolistan'ın Ulan Batur şehrinin eteklerinde bir yurtta ailesiyle yaşayan bir gençtir. Babası ölmüştür ve annesi iş bulmak yerine alkol almaya yönelmiştir. Bu da kışın soğuğunda evi ısıtmak için genellikle yeterli kömür olmadığı anlamına gelir. Ulzii üç küçük kardeşinden sorumlu hisseder ve para kazanması gerekmektedir. Spor ayakkabılarını satar ve büyük komşusunun et karkaslarını teslim etmesine yardım eder. Ulzii okulda başarılıdır ve öğretmeni onu bir fizik yarışmasına katılmaya teşvik eder; eğer başarılı olursa burs kazanabilecektir.
Amerikan müzik dergisi Ultimate Classic Rock, punk dünyasına dalıp 60'ların sonuyla 70'ler müzik dünyasının en güçlü akımlarından punkın en ünlü aktörlerini inceledi ve 30 şarkılık bir liste hazırladı. Sex Pistols, Clash ile Ramones'ten Green Day ile Blink-182 gruplarına uzanan zaman diliminden şu şarkılar öne çıktı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: