KÜÇÜK BİR KIZIN BÜYÜME DİLİNDEN...
Çeşitli festivallerden ödüllü ‘Düşler Diyarı’ (Beasts of The Southern Wild, 2012) Benh Zeithlin’in ilk uzun metrajı. Büyüleyici mi büyüleyici… Küçük bir kızın masumane dünyası, hayal gücünün sınırsızlığında, adına ‘yaşam’ dediğimiz kuralları, sistemi hiçe sayıyor bir nevi. New Orleans’ın küçük bir bölgesinde, bambaşka coğrafyada derme çatma çatıların altında yaşayan bir grup insanın farklı değerleri, hem genel geçer toplumsal düzenle (modern dünyayla), hem doğayla karşı karşıya.
Alabildiğine ilkel bir dünya onlarınki; medeniyetten hayli uzak. Sularla kaplı yaşam alanında zor koşullarda var olmaya çalışan insanların umut ve mücadelesini farklı bir dille göstermeyi deneyen Zeitlin, hayalperest mizansenle kıyametin öncesi ve sonrası denilebilecek filmle çıkıyor karşımıza. Yaklaşmakta olan fırtına öncesi baba ile kızın çemberinde ilerleyen film, hem bizi hem de o coğrafyayı hazırlıyor geleceğe.
Gelecek hep ‘umut’ barındırır ya içinde, Zeitlin’in geleceği farklı en azından gösterme şekliyle… Ekolojik çalkantıyla, ‘son’a yakın duran, ama manevralara açık bir gelecek. Neredeyse organik, doğal dünyayı tanımaya çalışan ve kurduğu yakın ilişkiden bir an bile uzaklaşmayan Hushpuppy, babası Wink’in izinden gidiyor olabildiğince.
Dünyalarına özel, farklı bir ‘baba-kız ilişkisi’ onlarınki, farklı büyüme hikayesini de beraberinde getiren… Küçük kızın öğrenmesi gereken çok şey var ne de olsa; acımasız dünya ile baş edebilmek, becerilerini geliştirebilmek ama en çok meydan okuyup daha da vahşileşebilmek adına…
Yönetmen Benh Zeitlin, bir röportajında ilham kaynağı olarak New Orleans’ı göstermiş: ‘Suyun birdenbire canınızı alabileceği, havada ölümü hissettiğiniz bir şehir. İnsanlarda, muhtemelen hayatını ya da evini her an kaybedebilecek olduğunu bilmekten kaynaklanan bir korkusuzluk var. Yaşadıkları anın değerini bilen cesur insanlarla dolu bir yer burası.’ İşte, ’O’ olmasaydı bu kadar mükemmel olur muydu?’ düşüncesine kapılacak kadar sevimli bulduğum küçük oyuncu Quvenzhane Walls, Zeitlin’in ilham aldığı düşünceyle doğan, cesur ve ‘ait olma hissi’ne sıkı sıkıya bağlı Hushpuppy karakteriyle harikalar yaratıyor. Film, sadece bu güzelim performans için bile izlenebilir…
Hushpuppy’yi izlerken, o kocaman gözlerindeki hüznü, vahşiliği, mücadeleyi, çaresizliği, hırçınlığı, ama en çok küçücük ellerinde yeşertmeye çalıştığı umudu görebilirsiniz. Altı yaşındaki Wallis’ı başrole koymak zaten başlı başına bir iş. Ancak, ortaya çıkan tablo gösteriyor ki, oyunculuk geçmişi olmayan topluluk, böylesi bir ilk film için riskli olduğu kadar doğru bir seçim. Dünyanın bir yerlerinde unutulan, varlığından dahi haberdar olunmayanların mücadelesine şahit olmak, can acıttığı kadar müthiş bir farkındalık da yaratıyor.
Hayal gücünün ardına saklanan başkaldırış, dönüşümü inkar ve son olgusu hiç bu kadar şiirsel anlatılmamıştı. Köşeye sıkıştığında, itildiğinde, belki her şey yitebilir ama umut asla… Küçük bir kızın büyüme diliyle gelişen ‘Düşler Diyarı’, herkese göre değil belki, ama çok özel bir film...
HİLAL ÇETİNDER
Yönetmen: Benh Zeitlin
Senaryo: Benh Zeitlin, Lucy Alibar
Oyuncular: Quvenzhané Wallis, Dwight Henry
IMDb: 7.3