NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

TANIMAZSIN BENİ, ARADAN ÇOK YILLAR GEÇTİ

10 Mayıs 2025 Cumartesi 14:13
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Hürriyet’in ikinci sayfası gazetenin en sevdiğim sayfalarındandır. Son derece makul, bir o kadar da inandırıcı ‘magazin’ haberi yer alır ikinci sayfada. Bir 10 gün kadar oluyor Sevda Karaca ile ilgili bir haberle karşılaştım bu sayfada. Sanatçının ‘Selam’ adlı albümünün kapak çekimlerinden arta kalan bir fotoğrafının eşlik ettiği haber, epeyce tatsız bilgiler ulaştırıyordu bize: Sevda Karaca hastaydı… Türk popunda fırtınalar estirmemiş olsa da, kıyamet koparmamış olsa da, bayağı derli toplu, epeyce ‘pop’ ve son derece keyifli 45'lik ve albümler yapmış biriydi Sevda Karaca. 
Sanat hayatına ‘Türkiye Sinema Güzeli’ seçilerek bir giriş yapan Sevda Karaca’ya sinema camiası değil, Popsav el uzatmış… Bir sinema sanatçısından çok bir şarkıcı olarak görüldüğü için. Popsav, sanatçının Amerika'da sürmesi gereken tedavisine destek olabilmek için bir konser düzenlemiş. Hürriyet'te yer alan bu habere dayanarak söylersek, başta Ajda Pekkan, Sezen Aksu Nükhet Duru ve Zerrin Özer olmak üzere Türk popunun en büyükleri bu konserde yer alacakmış. Herkes el ele vermiş Sevda Karaca için. ‘Deprem’in sebep olduğu fazlasıyla nispi ‘iyi niyet’ havalarını elesek bile, bu işi önemseyen, Sevda Karaca’yı bu zor günlerinde yalnız bırakmak istemeyen epeyce insan olmuş demek ki. Kibariye, İbrahim Tatlıses, Müjdat Gezen, Safiye Soyman da var listede. Yani yalnızca pop camiası arka çıkmamış sanatçıya. Herkes niyetlenmiş 28 Eylül'de Açıkhava’da yapılacak bu konserin, sanatçıya kayda değer bir katkı yapabilmesi için iş müzikseverlere düşüyor artık. 

Beraber Olsak, Neşeyle de olsak
Türk popu ile ilgili neredeyse tek kaynak olan ‘Türk Pop Müziği Sanatçıları’ (Yener Süsoy, Hulusi Tunca, Sami Başaran) kitabına göre Sevda Karaca 1952 İstanbul doğumlu… Çamlıca Kız Lisesinden mezun olduktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde iki yıl kadar iç mimari eğitimi görüyor. 
1971 yılında ise hayatını değiştirecek olan bir yarışmaya katılır ve Türkiye Sinema Güzeli’ seçilir. Arkasından da ‘Avrupa Televizyon Güzeli’… O zaman da tıpkı şimdiki gibiydi. Düzenleyenlerin, yarışanların, unvanların birbirine karıştığı onlarca ‘müsabaka’ vardı. Sevda Karaca'nın girdiği yarışmalar derli toplu olsa da, onlarca sıradan yarışmanın biri de olsa, sonuçta pek bir şey değişmedi sanatçının hesabına.
Bu yarışmalar ve birincilikler sonucu, kendisini önce sinemada, arkasından da sinemada buldu kendisini. Üç, beş yıl sonra da stüdyolarda. 70'lerin ikinci yarısında Selami Şahin, Türk popunu hakimiyeti altına alıp Gülistan Okan, Meral Zeren gibi sinema geçmişi olan isimleri piyasaya sürüp başarı kazanınca, diğer firmalar da aynı yolu denemek istemiş ve harıl harıl hem güzel ve hem de iyi kötü bir ‘sahne’ geçmişi olan isimlerin peşine düşmüştü. Ortakları arasında Orhan Gencebay'ın da bulunduğu Kervan da Sevda Karaca’yı bulup 45'lik ve albüm çalışmalarına son sürat girmişti.
Kısmen Kervan’ın her zaman piyasa ortalamasının üzerinde işler çıkarma kaygısından, ama muhtemelen asıl Sevda Karaca'nın kişisel beğeni kıstaslarının yüksek olmasından olsa gerek, hem 45'likler hem de albüm epeyce ses getirdi Sinema ve gazino geçmişi olmasına rağmen ilk defa plak yapan isimlere genellikle dudak büken çevreler bile Sevda Karaca'nın plaklarının ortalamaların bayağı üzerinde olduğunu yazmak ve söylememek zorunda kaldı.
Sahiden de sıkı asılmıştı bu işe Sevda Karaca. Bir plak yapacaksa bu plağın Türk popunun en önemli isimleriyle yapılmasına karar vermişti. Söz yazarı olarak efsanevi Fikret Şeneş’i seçmiştir söz gelimi. Ama herkes bilir ya; Fikret Şeneş öyle aceleye gelen, bana şu kadar zaman zarfında, şu kadar adet şarkı yaz gibi bir yaz gibi taleplere gelebilen bir isim değildi. Zamanı kendisi belirler, ‘söz’ bir türlü çıkmamışsa ‘aman boş ver’ deyip çıktığı kadarıyla göndermezdi. Albümün fazla gecikmemesi için olsa gerek, Sevda Karaca, Fikret Şeneş'in yanına bir de Ülkü Aker'i almıştı… Bir başka önemli söz yazarımızı. Düzenlemeler de Türk popunun oryantal uzmanı Norayr Demirci'ye emanet edilir ve stüdyoya girilir. Adet olduğu üzere albümden önce 45'likler yayınlanmaya başlanır. 1977 yılında ‘Verdiğin Söz Bu muydu?/ Ayrılan Yollar’ çıkar ve epeyce ses getirir. Çok temiz bir plaktır bu… Çok sıradan gibi gözüküp ama mutlaka insanın birilerine dokunan Fikret Şeneş'in sözlerini Sevda Karaca biraz Ajda Pekkan gibi söylemiştir ama ortaya çıkan sonuç takdirin çok ötesindedir. Sahiden de Sevda Karaca'nın ses rengi Ajda Pekkan’a benzer, tekniği de. Ama o zaman kim Ajda Pekkan'a benzemeye çalışmazdı ki, Türk popu, bütün bir şarkıcılık kariyerini Ajda Pekkan'ın tıpkısı olmak üzerine kuran şarkıcıdan geçilmez. Sevda Karaca da belki bunlardan biriydi, ama en değerli toplusuydu. 

Eskisi Gibi 
İlk plağın başarısı ikinciyi getirir. ‘Tanımazsın Beni / Çık Ortaya’ adlı bu plak daha da çok tutulur. Her iki şarkı da yeterince hareketli, yeterince Selami Şahin çizgisinde gitmektedir. Plağın satmaması için bir sebep yoktur zaten. öyle de olur. Özellikle bu Sevda Karaca plağının epeyce insanın kafasına kazındığını düşünmekteyim. Beşinci katta yaptığım ‘Eski 45’likler’ gecelerinde bu iki şarkıyı çaldığımda yer yerinden oynuyor. Herkes ezbere söylüyor bu iki şarkıyı. Kimi zaman ‘bu şarkıyı biliyorum ama söyleyen kimdi ya?’ diye sorularla karşılaşsam bile büyük çoğunluk biliyor gibi gözüküyor. Bir kısım insan ise ‘ne alımlı kadındı ama’ diyerek sevda karacanın bir başka şekilde hakkını bile teslim ediyor. 
Evet çok da güzel ve alımlıydı o dönem Sevda Karaca… Bu nedenle albüm kapakları için birlikte çalışmayı seçtiği Moris Maçoro da bu yönünü öne çıkarmayı seçmişti sanatçının. O dönemlerin en popüler, en ‘high society’ fotoğrafçısıydı Moris Maçoro, ama bugünküler gibi yeteneksiz de değildi doğrusu. Maçoro, Ajda Pekkan'a,  Nilüfer'e soluk ve beyaz gri kapaklar fotoğrafları çekerken, Sevda Karaca’ya daha canlı (en azından ilk albümde) daha elle tutulur fotoğraflar çekmeyi seçmişti.
Bu fotoğraflardan biri bu yazıyı da süslemekte. Ama Sevda Karaca elbette çok daha fazlasını hak ediyor. Popsav’ın düzenleyeceği konserden de fazlasını…
Sıhhatli bir şekilde yine de aramıza döneceği ‘Amerika Günleri’ sonrası için de birileri bir şeyler yapmaya başlamalı. Plaklar, bantlar çıkarılmalı, temizlenmeli ve yeniden basılmalılar. Belki de yine yer yerinden oynamayacak ama Sevda karaca’ya hak ettiği ilgiyi göstermiş olacak hem de Türk popunun çok keyifli çok cıvıl cıvıl bir sayfasını daha sağlama almış olacağız… 
Hep Sevda Karaca söyledi bize bu şarkıyı, ama bu sefer de biz ona söyleyelim: ‘ Çık çık çık sen ortaya çık, hiç saklama orada burada sen ortaya çık’ 

Bulursanız Kaçırmayın
Verdiğin Söz Bu muydu? / Ayrılan Yollar-Kervan- 45'lik 
Tanımazsın Beni / Çık Ortaya-Kervan-45'lik Selam / Kervan-LP 
Beni Düşün-Yaşar-LP

NAİM DİLMENER

 



Diğer Yazılar