NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

BİR BAŞKADIR BİZİM ŞARKILARIMIZ

19 Mart 2023 Pazar 21:54
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Popüler müziğimizin yaşadığı en sıkıntılı kış mevsiminden yola çıkarak, yaz mevsiminin de bu alana bir hareket getir(e)meyeceği söyleniyordu ama öyle olmadı. Albüm yağıyor resmen! Her tür, her biçimde albüm. Bu bolluğun içinden, hem tür hem de tavırları nedeniyle iki albüm biraz daha fazla öne çıktı. Ayten Alpman’ın “Bir Başkadır…” (Ossi) ve Onno Tunç’un “…Şarkıları” (Kolaj) albümleri.
Popüler müziğimizin anıt isimlerinden Ayten Alpman’ın albümü, hemen hemen herkesi şaşırttı. Koyu hayranları dahil, hemen hemen hiç kimse Ayten Alpman’dan yeni bir albüm beklemiyordu artık. Müzik piyasamızın işleme biçimi, bu piyasaya ‘hakim’ olanların kafa yapısı herkesin malumu olduğu için, hiç kimse Alpman ya da muadili başka bir ‘çınar’dan yeni bir şarkı, yeni bir kayıt bekliyor değildi. Alpman ve benzerlerine saygıda kusur etmiyor, seviyor-sayıyor, arada bir eski şarkılarını derliyor toparlıyorduk ama, yeni bir şey yaptırmayı ya da sıfırda bir projenin merkezine onlardan birini almayı da hiç akıl edemiyor, düşünmüyor ya da istemiyorduk. O çağ ya da dönem ile işimiz bitmiş gibi yapmak daha kolaydı tabii; kim uğraşacak, kim zorlanacaktı ki? “(Bir Başkadır Benim) Memleketim” ile dillere marş olmuş, “Tek Başına” ile 7’den 70’e herkesi duygulandırmış-ağlatmış ve “Aliye” dizisinde “Ben Varım” ile (bu şarkıya aşık Mehmet Bilal’in katkılarıyla) yeniden dört bir yanı sarmış olan Alpman gibi birine uzak durulamayacağını düşünenler dahi yanılmıştı. Stüdyo mütüdyo, yeni şarkı filan hak getireydi; yeni şarkıları, yeni ve genç şarkıcılar söyleyebilirdi; ya da bir kısmı söyleyemese bile, bu imkan ancak onlara tanınabilirdi. Belirli bir yaşın üzerinde olanlar kenarda sessizce durmalı, yeri ve zamanı geldiğinde görecekleri saygı ile yetinmeliydi. 
Neyse ki yanlış hesap, kaç yıl geçmiş olursa olsun yolunu bulup dönebiliyor. Alpman’a yıllar yıllar sonra bizi kavuşturan son albüm, son derece şık, son derece zeki bir proje. “Ayten Alpman, kendisinden sonraki kuşakların şarkılarını söylüyor,” şeklinde özetlenebilecek bu albümde, “Arkadaş” gibi hayat kurtarmış, “Seninleyim” gibi aşkın ölümüne bir tutku olduğunu kafalara ve yüreklere kazımış, “Sen Benim Şarkılarımsın” gibi “aşkın en saf hali”ni tanımlamış şarkılar var. 
Bu ve diğer şarkılar, Alpman’ın yıllara meydan okuyan yorumculuğu ve Sadun Ersönmez’in çoğu şarkıya eklediği (ve Alpman’ın, geçip giden yılların sesine eklediği yorgunluğun da zenginleştirdiği) caz tınısı ile eski hallerinden tamamen farklı şarkılar haline gelebilmiş. Bilinen bir şeydir, tekrarlayalım: İyi ya da kötü şarkı yoktur; söyleyen-seslendiren şarkıcıdır iyi ya da kötü olan; ve de çalan-eşlik eden-düzenleyen müzisyen(ler). “Bir Başkadır…” albümünde, hem yorumcu hem müzisyenler dört dörtlük olunca, “Yaz Yağmuru” gibi çoktan tarihe karışmış bir Serdar Ortaç şarkısı bile kanatlanmış, yılların ötesine taşınmayı garantilemiş.

UZAN DA TUT ELLERİNİ
“Onno Tunç Şarkıları” da zengin mi zengin bir albüm; hem şarkılardan, hem yorumculardan yana şanslı ve zengin. Bu albüm ile birlikte, Tunç’un her biri zamanında dillere düşmüş şarkıları, “2007 Model” olarak karşımıza çıkmış. Nilüfer’den Aylin Aslım’a, Sezen Aksu’dan Levent Yüksel’e varana kadar 13 önemli yorumcu ve her biri popüler müziğimizin seyrini değiştirmiş 13 önemli şarkı var bu albümde. Şarkıların bir kısmı, daha önce bildiğimiz-dinlediğimiz yorum ya da biçimlerine taban tabana zıt; bir kısmı ise, öncekinin devamı (hatta bir kısmında aynısı) gibi. Aynı ya da farklı da olsa, bu albüm ve bu şarkılar, Onno Tunç’un popüler müziğimiz için ne büyük bir şans olduğunu söylüyor bize; yeniden, bir kere daha. Tunç olmasaymış, popüler müziğimiz elbette olur ya da bir şekilde döner dururmuş. Ama şu kesin ki, bu halinde olamaz, bugünkü biçimine evrilemezmiş. Tunç ve onun ayarında birkaç müzisyen daha (mesela Attila Özdemiroğlu, mesela Şanar Yurdatapan), en azından işin başında “bu topraklara yabancı” gibi görülmüş bir müzik türünü yerleştirmek için çok ama çok çalışmışlar. Çalışmakla da kalmamış, bu ‘yabancı’ müziği, buralı kılmak için de büyük gayret harcamışlar. Gayretleri de boşa gitmemiş; başarmışlar. Bu albüm de, bunun ispatı ya da sağlaması gibi zaten. Albümden taşan renk ve farklılık, Tunç ve benzerleri sayesinde, ‘sistem’ başka türlüsünü öneriyor olmasına rağmen müziğe, yalnızca müziğe tutkun bir yorumcu ve müzisyen kadrosunun yetiştiğini gösteriyor. Özellikle Mor Ve Ötesi’nin sesinden-tellerinden yankılanan “1945” ve Şebnem Ferah’ın yeni bir “can kırığı”na dönüştürdüğü “Ünzile” (ki, her iki şarkının da sözleri, -kendisi bu özelliği ile bilinmek ya da anılmak istemiyor olsa da- bu toprakların en akıllı, en zeki kadınlarından Aysel Gürel’e ait), Onno Tunç’un taa oralardan, gökkuşağının içinde durduğu en manzaralı-en ferah yerden görüp gurur duyacağı kadar muhteşem olmuş. İnsanı insan olduğundan utandıran meselelere parmak basıyor olmalarına rağmen, insana yarına tutunma gücü de verebilecek kadar sağlam şarkılar da.
(Şifresi, Ossi’nin kurucusu Hakan Eren’in olduğu) Alpman ve (şifresi Pozitif Edisyon’un başındaki Ali Coşar’ın olduğu) Tunç’un albümleri, müziğe duyulan aşkın çok saf bir hali. Hayatının içinden şarkıları geçirip duranlar ile şarkıların içinden (belki bir gün, bir şekilde) geçmeyi hayal edenler için de, müzik ile çok daha serinkanlı bir ilişki kurabilmiş olanlar için de vazgeçil(e)mez iki albüm.

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Başta “Kim Demiş Aşk Yalandır Diye” (Grafson) 45’liği ve “Bir Başkadır Ayten Alpman” (Ossi) ile “Eski 45’likler” (Ada) diskleri olmak üzere, Ayten Alpman’ın sesinin hayat verdiği her şey
Başta “Onno Tunç Şarkıları” (Kolaj) olmak üzere, Tunç imzalı her şarkı
Murathan Mungan’ın “Söz Vermiş Şarkılar” (Ada) albümü
Cömert Baykent’in “Söz Sevgilim Söz” (Polydor) 45’liği

KEŞKE OLSA
Beş on disklik bir “İntegral Onno Tunç” paketi
(Rojin, Ciwan Haco, Çar Newa, Rashit, Umay Umay ve Rahmi Saltuk gibi) “başka ses, başka dil ve başka dünya”ların da yer alacağı ikinci bir “Onno Tunç Şarkıları” projesi

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar