İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar, mafya lideri olurken; Davut, kahve işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir, fakat Madam Eleni, Tayyar ile evlenmiştir. Madam’ı ortada bırakan Tayyar, Davut’un evlâtlığı Nusret’i yanına çekerek intikam almayı düşünür. Nusret iki dünya arasında bocalarken mahalleye bir Hoca tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar.
Atatürk ve Salih Bozok'un Selânik'te çocuklukta başlayan arkadaşlıkları önce silâh arkadaşlığına, sonrasında cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü. Veda, Salih Bozok'un anlatımıyla, bu dostluğun, Atatürk'ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikâyesi.
Susie, 14 yaşında öldürülmüş ve cennete gitmiştir. Ölümünden sonra dünyada onsuz sürüp giden yaşamı, ortadan kayboluşuyla ilgili yorumlarını, ailesinin sevgili kızlarının canlı bulunması umuduna sarılmasını ve katilinin cinayetten kalan ipuçlarını yok etmeye çalışmasını takip eder. İstediği herşey düşündüğü an yerine gelmektedir ama dünyada da hayat sürerken Susie’de bir şekilde o hayata dahildir.
Yeni seçilen Mandela, milletinin ırk ve ekonomik nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğradığını bilmektedir. Mandela sporun uluslararası dili sayesinde insanları birleştireceğine inandığı için, 1995 Dünya Kupası’nda Güney Afrika futbol takımını destekler.
Yetenekleri ve aşk hayatı çöküntüye uğrayan yönetmen Guido, son filminin yapımından vazgeçmek üzeredir. Sıkıntılardan kurtulmaya çalışırken, bir sürü güzel kadınla kurduğu çalkantılı ilişkiler içinde kaybolur. Metresi, karısı, ilham perisi, sırdaşı, cilveli bir muhabir, öğretici bir fahişe ve annesi ile hayatını paylaşan Guido, dibe yaklaşırken bir kurtuluşun peşindedir.
Ruhi taşrada küçük bir istasyonda emekliliğine gün sayan bir memurdur. En büyük hayali, emekli ikramiyesiyle bir ev alıp hayatının son demlerini huzurlu bir şekilde geçirmektir. Fakat kızı Esra ve küçük oğlu Önder’in daha iyi yaşamak gibi hayalleri vardır. Onların bu hayalleri bütün aileyi bir anda İstanbul’a sürükler. Ruhi’nin eşi ve annesiyle birlikte İstanbul’a gelmesiyle gelişen olaylar kontroldan çıkar
Hüseyin, Trakya’nın bir köyünde ninesi ve dedesiyle büyüyen bir delikanlıdır. İki büyük aşkı klarnet çalmak ve Müjgan ile hayatı mutlu devam ederken, hiç beklemediği bir olay onu köyünden ayırır. İstanbul’a gelen Hüseyin’e önce klarneti, sonra da şarkıcı Firuzan destek olacaktır. İstanbul’un gece klüplerinde çalışan Firuzan’ın hayatı rengarenk ve bir o kadar da karışıktır. Hüseyin’le tanışınca hayatına kahkaha ve macera dahil olur.
Durul aslında özü sağlam, mert ve yiğit bir delikanlıdır ama yıllar önce sokak arasında tanımadığı, ağır yaralı birine yardım etmek isterken suç üstüne kalır. Cezasını doldurduğunda eğitim çağı geçmiş, “hayatı ıskalamış” biridir artık. İçeride tek öğrendiği şey “delikanlılık raconu”dur. O halde hayatta var olabilmek için bu sermayeyi kullanmak farz olmuştur.
O gece ayın onuncu evresini görecek Arthur çok heyecanlıdır, çünkü bu yolla Minimoylar'ın ülkesine dönebilme ve Selena'sına kavuşabilme olanağı doğmuştur. Tam ayrılırken bir örümcek Arthur'un eline S.O.S yazılı bir prinç tanesi bırakır...
Lisede okuyan Percy Jackson, bir müze ziyareti sırasında babasının denizler tanrısı Poseidon olduğunu öğrenir. Bu arada tanrıların tanrısı Zeus'un şimşek asası çalınmıştır ve baş şüpheli Percy'dir. Percy'nin yeni yei fark ettiği sıradışı güçleri acaba asayı bulup sahibine teslim etmeye yetecek midir ?
Yıl 1961, 16 yaşında, kadınlığa geçişin eşiğinde olan Jenny odasında özgür bir hayatın hayallerini kurmaktadır. Yağmurlu bir Londra sabahında Jenny’nin rutin hayatı 30 yaşlarındaki David’in gelişiyle altüst olur. Parlak bir öğrenci olan Jenny, Oxford’da okuma hakkı kazanmak ile karizmatik ve kendinden yaşça geçkin bir adamın çekici teklifi ve hayatı arasında gidip gelmektedir.
Rahip Sang-Hyun, insanların ölümcül bir virüsten kurtarılmasına yardım etmek amacıyla gizli bir aşı geliştirme araştırmasında gönüllü denek olur. Deney sırasında, rahibin bedenine kan nakli yapılır ve rahip mucizevi bir şekilde yeniden hayata döner. Fakat niteliği tanımlanamayan bu kan onu bir vampire dönüştürmüştür! Sang-Hyun, kan arzusu ve inançları arasında sıkışıp kalır.
Annesini kaybeden Lawrence, herşeyi unutmak için kasabasını terk eder, uzun yıllar ortalıkta görünmez. Ancak kardeşinin nişanlısı Gwen’in, kaybolan kardeşini bulmak için yardım isteyince geri döner. Kasabaya ulaştığında bir kana susamışın kasaba halkını tek tek öldürdüğünü, olayı araştırmak için bir müfettişinin kasabaya geldiğini öğrenir.
Jan Thomas’ın hapishaneden çıkar, artık özgürdür ve her şeye yeniden başlamak için ikinci bir şansa sahiptir. Oslo kilisesinde bir iş bulur. Burada kısa sürede üstlerinin saygısını, rahibe Anna ve küçük oğlu Jen’in kalbini kazanmayı başarır. Ancak geçmişi yakasını bırakmaz, öğretmen Agnes onun, biricik oğlunu öldürmekten hüküm giymiş Jan Thomas olduğunu fark eder.
Recep İvedik, babaannesinin ardından bunalıma düşmüşken, uzaktan akrabası Zeynep'in hayatına girmesiyle, biraz düzelmeye başlar. Zeynep'le spor yapan, sosyalleşen Recep acaba 'normalleşecek midir' ?
1818 yılında, Londra’nın hemen dışında... Henüz 23 yaşındaki şair Keats, genç komşuları, moda öğrencisi Fanny Brawne’la gözlerden ırak bir ilişkiye girer. Birbirlerine bağlılıkları güçlenir, aşkları alevlenirken bazı engelleri aşmaları gerekir: Fanny’nin annesi, Keats’in en yakın arkadaşı Brown ve genç şairin amansız hastalığı…
Sevgililer Günü (Valentine’s Day) bir grup Los Angeles’linin birbirine geçmiş hikâyelerini konu alıyor. Kahramanlarımız sevgililer gününün romantizmi içinde, kendi hayatlarında, o güne kadar fark etmedikleri önceliklere yer vermeleri gerektiğini görüyorlar.
Esra, Didem ve Zeynep, üç yakın arkadaştır. Zeynep’in düğünü sürprizlere neden olacaktır. İstemediği bir işte yıllardır çalışan Esra istifa eder, kötü giden ilişkisini sona erdirir. Reklâm ajansına çalışmaya başlayana Esra, ajansın kreatif direktörü Mert ile yakınlaşırken, Didem’de Mert’in arkadaşı aktör Cem Sezgin’den etkilenir. Üç arkadaşın kararları hayatlarını değiştirecektir.
Frank Goode ailesini ayakta tutabilmek için her saat çalışmış, 60 yaşına geldiğinde, zamanın geçip gittiğini ve çocuklarının büyüdüğünü göremediğini fark etmiştir. Zamanı geri döndürüp çocuklarıyla tekrar bir araya gelme hevesiyle Frank ani bir yolculuğa çıkar. Ancak kısa sürede karısının ona çocukların durumlarıyla ilgili bilgi verirken, kötü haberleri atladığını ve iyi haberleri abarttığını fark eder.
Çok uzak olmayan bir gelecekte, bir adam bir zamanlar Amerika olan çorak topraklarda tek başına yürüyor. Boş şehirler, çökmüş otobanlar, kavrulmuş toprak, etrafında sadece yıkım felâketinin izleri var. Burada uygarlık yok, kanun yok. Yollar ayakkabıları için, bir matara su için, ya da hiçbir şey için adam öldüren çetelere ait. Ama onlar bu yolcunun dengi değil.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Michael Jackson’ın hayatını konu alan “Michael” filminin tanıtımı yayınlandı. Antoine Fuqua’nın yönettiği filmde, ünlü şarkıcıya yeğeni Jaafar Jackson canlandırıyor. Michael Jackson’ın müziğe adım atışından popun kralı olmasına kadar uzanan kariyerini konu alan filmin kadrosunda Miles Teller, Colman Domingo, Nia Long ve Kendrick Sampson gibi isimler yer alıyor. “Michael”, 24 Nisan 2026 tarihinde sinemalarda gösterime girecek.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Birsen Altuntaş'ın haberine göre Burçak Çerezcioğlu’nun 1997 tarihli “Mavi Saçlı Kız” kitabı sinemaya uyarlanıyor. Yapımcılığını Zamkinos Film’in üstlendiği filmde Engin Günaydın başrolü üstlenecek. Filmin senaryosu “Yarına Tek Bilet” ve “Silsile” gibi başarılı yapımların yazarı ve “10 Bin Adım”, “Yılbaşı Gecesi”, “Gönül” gibi yapımların yapımcısı Faruk Özerten‘in imzasını taşıyor.
Bir İskandinav ülkesinde Rus göçmen Tatiana Olsen, kocası Ingvar Olsen ve on yaşındaki oğulları Kolya, görünüşte mükemmel bir hayat yaşamaktadır. Ancak Kolya okuldan eve dönmeyince ailenin dünyası paramparça olur. Anne çocuğunu ararken, sosyal hizmetlerle karşı kaşıya gelir...
Amerikan müzik dergisi Ultimate Classic Rock, punk dünyasına dalıp 60'ların sonuyla 70'ler müzik dünyasının en güçlü akımlarından punkın en ünlü aktörlerini inceledi ve 30 şarkılık bir liste hazırladı. Sex Pistols, Clash ile Ramones'ten Green Day ile Blink-182 gruplarına uzanan zaman diliminden şu şarkılar öne çıktı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: