Yazdığı romanına yayıncı bulamadığı için bunalımda olan Sam’in hayatı metroda karşılaştığı küçük bir çocuğu evine alması ve onunla kurduğu duygusal bağla değişmeye başlar. Sam’in en yakın arkadaşı olan Annie ve kendi ilişkisi de sürprizlerle dolu olan kuzeni Mary, Sam için endişelenmektedirler. Sam bir de Mississipi ile tanışınca hayatı çok daha heyecan verici bir hale gelir.
Bir takı mağazasında çalışan Rachel, Vincent’la tanışır ve onun açık sözlülüğünden çok etkilenir. Eşleri, Frank ve Teri’yi de yanlarına alarak bir akşam yemeği ayarlarlar. Birbirleriyle kaynaşan çiftler, kuraları belirlenmemiş bir eş değiştirme programı uygularlar. Ne var ki kıskançlık ve acımasızlık duyguları, yeni tabloda da kendilerine bir yer bulur.
Fergus ve Frankie adlı iki arkadaş, terhislerinden sonra Irak’ta özel bir güvenlik firmasında çalışmaya başlar. Frankie 2007´de, Bağdat Havaalanı’nı ABD ve İngiliz ana üslerinin bulunduğu Yeşil Bölge’ye bağlayan “Route Irish” adlı yolda öldürülünce Fergus, olayın basit bir tesadüften öte olduğunu düşünür, hırs ve azimle bu cinayeti araştırmaya başlar.
Çukurova, 1960 yılı, Toros dağlarında çadırın içinde Zeynep hamiledir. Bir çoban, uyanmış ve sürüsünün peşindedir. Memet, Haso ve Hamo, define bulacaklarına inanmaktadırlar fakat Gani Efendi kayadaki yazıyı okuyamaz. Zeynep, bir kayanın dibinde sessizce doğurur. Dağlarda alçak uçuş yapan bir jet bu bir avuç insanın sonsuz korkularının nedenidir.
Küçük bir Ohio kasabasındaki bir grup arkadaş 1979’un yazında bir süper 8 filmi yaparlarken felâket bir tren kazasına tanık olurlar ve bunun bir kaza olmadığından şüphelenirler. Kazadan kısa bir süre sonra kasabada sıra dışı kaybolmalar ve açıklanamayan olaylar meydana gelmeye başlar. Kasabanın şerif yardımcısı gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır. Hiç birinin hayal edemeyeceği kadar dehşet verici bir şey vardır.
Oscar ve Altın Palmiye ödüllü yönetmen Mike Leigh’den, sevgi, dostluk, aile, mutluluk, hüzün, doğum ve ölüm üzerine bir hikâye. Huzurlu bir banliyö hayatı süren orta yaşlı çift Tom ve Gerri. Zamanlarını arkadaşlarıyla, bahçe işleriyle uğraşarak ve bolca okuyarak geçiriyorlar. Hayatlarından bir yıl daha eksiliyor. Bir doğum ve bir ölüm bu yılı unutulmaz kılıyor.
Elton John’un muhteşem müzikleriyle karşımıza çıkan başarılı animasyon Sevimli Cüceler Cino ve Jülyet izleyenleri kahkaha tufanına sürükleyen bir macera. Orijinal versiyonunda James McAvoy, Emily Blunt, Maggie Smith gibi yıldızların seslendirme yaptığı filmin Türkçe seslendirmesinde de Halil Ergün ve birçok dublaj sanatçısı yer aldı.
Tanımadığınız insanlara ait cesetlerle dolu, kaza yapmış bir arabada bacağınız sıkışmış bir şekilde uyandığınızı hayal edin. Nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu ya da ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. Vahşi doğanın ortasında içgüdüsel olarak hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Peki gerçekle yalanın, hayalle gerçeğin birbirine girdiği, hem kurban hem şüpheli olduğunuz bu bilmecenin içindeyken geçmişinizden kaçabilir misiniz?
Hanna, 16 yaşında, akıllı ve kendini davasına adamış bir kızdır. Yaşının çok üstünde olan gücü ve keskin askeri zekâsı, sahip olduğu tüm bu sıra dışı özellikler eski bir CIA ajanı olan babası Erik’in, onu gözlerden ırak vahşi doğadaki yetiştirme tarzından kaynaklanır. Yaşıtlarından çok farklı bir eğitim gören ve mükemmel bir suikastçı olan Hanna’yı gerçek dünyada ise tamamlanması gereken yarım kalmış bir aile işi beklemektedir.
Emekli ağır ceza hâkimi Sezgin’in, kızı Belgin’in öldürülmesi ve sanık olarak yargılanan damadı İlker’in beraat etmesi, adalete olan inancını yitirmesine neden olur. Yaşadığı şehirden uzaklaşarak bir sahil kasabasına yerleşir. Her ne kadar mahkemede beraat etmiş olsa da kızını öldürdüğüne inandığı damadı İlker’i villanın mahzenine yaptırdığı hücreye hapseder.
Po, Ejderha Savaşçısı olma hayalini gerçekleştiriyor, arkadaşlarıyla birlikte Huzur Vadisi’ni koruyor. Po’nun hayatı, gizli bir silâh kullanarak Çin’i ve Kung Fu’yu yok etmek isteyen acımasız Lord Shen’in ortaya çıkmasıyla tehlikeye giriyor. Po, geçmişine bakmalı, gizemli kökenlerinin sırlarını çözmelidir. Ancak o zaman başarıya ulaşması için gerekli gücü açığa çıkacaktır.
Yeni evlerine taşınan Joven ailesi, eve yerleşmeye başladıkları ilk akşam eve zorla giren üç kişinin şokunu yaşarlar. Aile fertleri, hayatta kalmak için yüzleri maskeli üç adamla evin içinde kedi-fare oyunu oynamak zorundadırlar.
Kocasından şiddet gördüğü için iki çocuğuyla birlikte evini terk eden, güzelliği dillere destan Anna, 1970’lerin İtalya’sında oyuncu olmak için bir maceranın içine girer. 40 yıllık bir zamanı kaplayan film, Anna ve iki çocuğunun yıllar içinde değişen hayatlarını, İtalya’nın değişen yüzünü de sergileyerek ortaya koyuyor.
Film, X-Men serilerinin kökenine iniyor. İnsanların akıllarını okuyup, kontrol edebilen, telepatik güçlere sahip Oxford mezunu genç Charles, kendisi gibi başkalarının da olup olmadığını merak etmiştir. Diğer mutantların varlığını keşfedince, hepsini bir araya toplar ve dünya için en büyük tehlike olan Tom Cohen’i birlikte durdurmaya çalışırlar.
Yılın en kısa gecesinde, Roma’da bir otel odasında iki kadın, ruhlarına işleyecek bir deneyim yaşayacak. Bu gecenin sonunda, sabaha karşı, bu iki kadın ayrılacak ve ülkelerine dönecekler. Baş başa geçirdikleri 12 saat boyunca hayatlarını birbirlerine anlatacak bu iki kadın, kayıp zamanın sürprizleriyle, dört duvar arasında kalacak ve yeniden özgürlüklerine kavuşacaklar.
Phil, Stu, Alan ve Doug, Stu’nun düğünü için Tayland’a giderler. Las Vegas’taki unutulmaz bekârlığa veda partisinden sonra Stu işini şansa bırakmayıp sakin bir düğün öncesi kahvaltısı yapmayı tercih eder. Her şey plânlandığı gibi gitmeyebilir. Vegas’ta olan Vegas’ta kalabilir ama Bangkok’ta olanlar hayal bile edilemez.
Nurettin, futbolda parlak dönemler yaşarken geçirdiği trafik kazası sonucu eşini ve geleceğini kaybetmiştir. Onu hayata bağlayan tek neden oğlu Feyyaz’dır. Nurettin’in eniştesi bir lunaparkta çalışmaktadır. Almanya’dan gelen Zenoş Teyze ise sıcaklığı ile eve ayrı bir renk katmaktadır. Ünlü futbolcu Ümit Karan, Zenoş Teyzenin Almanya’dan çocukluk arkadaşıdır.
Uyuşturucu bir maddeyle kendinden geçmiş olan Kristen, bir akıl hastanesine götürülmektedir. Genç kadının buraya neden getirildiğine dair en ufak bir fikri yoktur. Emin olduğu tek şey burada güvende olmadığıdır. Dört kadınla aynı koğuşta kalan Kristen, olayların göründüğü gibi olmadığı fark eder. Hastahaneden kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır.
Norveç’in Kuzey ormanlarında izinsiz olarak ayıları avlayan bir avcıdan şüphelenen üniversiteli bir grup, film projesi olarak bu konunun üstüne gitmek ister. Avcı onları, kendinden uzak tutmak isteyince grup da bir akşam gizlice avcının peşine düşer ve aslında peşinde oldukları şeyin bir ayı olmadığını fark ederler; dev bir Troll ile karşı karşıyadırlar.
İspanya’da Opus Dei’ye ait bir araştırma yapan Robert, acılı bir hikâye ile karşılaşır. Hikâye 20. yüzyılın başlarında iki çocukluk arkadaşı Manolo ve Josemaria’nın yollarının ayrılması ile başlamıştır. Josemaria, ailesi ölünce papaz olur. Manolo, cumhuriyetçilerin içine ajan olarak sızar. Aşık olduğu Ildiko cumhuriyetçilerin lideri Oriol ile aşk yaşamaktadır. Cumhuriyetçi çeteler kiliseleri ateşe verip, rahipleri vurmaya başlarlar.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Çekimleri sırasında sette Alex Baldwin'in silahından çıkan kurşunla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’in öldüğü Rusk filminden ilk fragman yayınlandı. Alec Baldwin’in başrolünde yer aldığı western filmi, 2 Mayıs’ta ABD sinemalarında ve dijital platformlarda yayınlanacak.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Antonio Banderas, ünlü mutfak şefi Anthony Bourdain'in biyografik filminde rol almaya hazırlanıyor. Yedi yıl önce hayatını kaybeden Amerikalı şefin gençliğini Dominic Sessa'nın canlandıracağı filmde Banderas'ın rolü henüz duyurulmadı. Matt Johnson yöneteceği, Tony adlı filmin çekimlerine Mayıs ayının sonunda başlanacak.
Para kazanabilmek için su satıp ayakkabı boyayarak günübirlik işler kovalayan, bu işleri yaparken de hakkını aramak için sürekli koşmak zorunda kalan, savaşta ailesini kaybetmiş kimsesiz Amiro’nun özelinde savaşın geride bıraktığı yıkık hayatlar... İmkânsızlıklara rağmen daha iyi bir hayat sürme hayaliyle okula gitmeye karar veren Amiro’nun hırsı ve inancıyla, “istedikten ve inandıktan sonra her şeyin başarılabileceği” mesajını veren film, İran sinemasının yüz aklarından.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: