6 Aralık haftasının yerli, yabancı bir çok tür içeren kalabalık filmlerine ek olarak, 7 Aralık Cumartesi ‘Emilia Pérez’ vizyon görüyor! Usta Fransız auteur Jacques Audiard imzalı tür kırması, Altın Palmiye için yarıştığı Cannes’de dört kadın oyuncusuna birden ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandırmış ve ‘Jüri Ödülü’nün yanı sıra ‘En İyi Soundtrack’ ödülünü de elde etmişti.
Evet, yılın ve dolayısıyla 2024 sinema sezonunun son ayındayız. Aralık… Yıl sonu listelerimizi hazırlamaya başladık bile… Kalabalık vizyon haftaları ise son hız sürüyor. Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on yeni film merhaba diyor Aralık ayının ilk vizyon haftasına! Adam Elliot imzalı stop-motion animasyon ‘Memoir of a Snail / Bir Salyangozun Anıları’ ve başrolünde Sylvester Stallone’nin yer aldığı suç öyküsü ‘Armor’, haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan yeni yapımları!
Kasım’ın son vizyon haftası. Yerli, yabancı hemen her türden filme ev sahipliği yapan kalabalık bir vizyon… Haftaya Aralık. 2024 sinema sezonunun son ayı. Önümüz kış! Yeni bir sezon başlayacak öte yandan Ocak ayından itibaren! Yeni düşler, yeni umutlar, yeni keşifler… Altısı yerli yapım olmak üzere toplam on bir filmlik kalabalık bir vizyon haftası, Kasım ayının sonunda bizimle! Yaman auteur Alonso Ruizpalacios imzalı ‘La Cocina / Mutfak’, mavi derinliklerde geçen korku-gerilim ‘The Last Breath / Son Nefes’ ve başrolünde Nur Sürer’i izleyeceğimiz, yönetmenliğini Nadim Güç’ün üstlendiği yerli yapım ‘Mukadderat’ haftanın notlarımız arasında yer alan yeni filmleri!
Kasım ayının sonuna geliyoruz… 2024 sinema sezonunun sona ermesine neredeyse bir aylık süre kaldı. Sezonun beğeni listelerini yavaş yavaş hazırlamak gerekli… Dördü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor 22 Kasım vizyonu! Pierre Morel’in yönettiği, başrolünü Kate Beckinsale’in üstlendiği aksiyon ‘Canary Black / Siyah Kanarya’ haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Kasım’ın ortasındayız. Birçok şeyin ortasını çoktan geride bıraktık oysa… 35. Ankara Film Festivali’ni takip ediyorum. Neredeyse tümünde ben de vardım! Önce sinefil bir izleyici, ardından çok meraklı ve gönüllü bir takipçi ve nihayet profesyonel bir sinema yazarı olarak. Evim, ailem bu festival… Annemizi, ablamızı, festival başkanı İnci Demirkol’u, geçtiğimiz hafta festivalin açılışından bir gün önce yitirmiştik. Yürekte yer eden tarifi güç bir acı ile sürüyor hemen her şey… İnci’ye layık, son derece titiz ve iyi bir festival sürüyor... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film merhaba diyor 15 Kasım vizyonuna!
İnci Demirkol, emekti. Bizlere ve kendisine Mahmut Tali Öngören ve Aziz Nesin’den miras Ankara Film Festivali gözbebeğiydi İnci’nin… Koşuşturarak, yoktan var ederek, iğneyle kuyu kazarak, ter akıttı festivale İnci, hepimizin gözü önünde. Hiç dert etmedi terslikleri. İnadına hep gülümsedi. Hepimize moral verdi, umut oldu. Sırtımıza terlemeyelim diye tülbent koyan bir anneydi o…
Kasım’ın ikinci vizyon haftasındayız… Kalabalık bir hafta yine… Öte yandan bizlere Mahmut Tali Öngören ve Aziz Nesin’den miras o değerli festival, Ankara Film Festivali otuz beşinci yılıyla bizimle. 7-15 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek festival üzerine, festival sonrasında geniş notlar yazabileceğiz... Üçü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni film, 8 Kasım vizyonunu oluşturuyor! Notlarımız arasında geniş olarak yer alan haftanın tek yenisi, yılın merakla beklenen yaman animasyonu ‘The Wild Robot / Vahşi Robot’!
Sonbaharın son ayı Kasım! Kış çok yakında… Kimine göre, yeni, taze başlangıçlar, umudun omuz başında koyu bir umutsuzluk bazıları içinse… Vizyon bildiğiniz üzre hız kesmeden sürmekte… Yerli yapımlar ağırlıkta yine… Üçü yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni film Kasım ayının ilk vizyon haftasının konuğu oluyorlar!
Ekim’i de bitirdik… Ekim ayının son vizyon haftasındayız. Önümüz Kasım. İki ay sonra koca yıl bitiyor… Vizyon aynı yoğunlukla sürmekte… Biz eleştirmenler 2024 Ocak ayından bu yana yerli, yabancı, hangi filmleri izlediysek, yavaş yavaş yıl sonu listelerini düzenlemeye başladık... Beşi yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni film Ekim ayının son vizyon haftasını oluşturuyor!
18 Ekim haftasındayız… Adana Altın Koza, Antalya Altın Portakal ve Filmekimi başlayıp bitti bile… Sırada, 7-15 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan 35. Ankara Film Festivali var! Vizyon ise hız kesmeden sürüyor! Kimi katıldığı festivallerin ardından vizyonda izleyicisiyle buluşuyor yerli, yabancı, farklı türden birçok yeni film… Dördü yerli yapım olmak üzere toplam 10 yeni film merhaba diyor 18 Ekim haftasına! Notlarımızda geniş olarak yer alan tek yeni film, Burak Çevik imzalı ‘Hiçbir Şey Yerinde Değil’.
Ekim 11… Sonbahar yedinci sanatın mevsimi! Vizyon hız kesmiyor… Bu arada bir film festivali biterken, diğeri başlıyor. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali sona erdi. Filmekimi start aldı. 23. kez Sonbaharda sinemayı taçlandıran filmekimi, 4-13 Ekim arasında İstanbul’da, 10-13 Ekim’de Diyarbakır’da, 17-20 Ekim’de Ankara’da ve nihayet 24-27 Ekim tarihleri arasında İzmir’de izleyicisiyle buluşacak. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali ise 5-12 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni film, 11 Ekim haftasına merhaba diyor! Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 11 Ekim haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Festival sezonu da son hız sürüyor. 31. Uluslararası Adana Altın Koza festivalini izleyip, evimize döndük. İyi geçti festival. Gayet iyi ağırlandık yine her yıl olduğu gibi. Yaşam boyu başarı ödülü, bu yıl benim de çok sevdiğim usta sinemacı Jerzy Skolimowski’ye sunuldu. Oyuncu, yönetmen, senarist, boksör, şair, ressam, çok kimlikli büyük bir üstat Skolimowski. Ricamızı kırmadı usta; Uğur ve Olkan’la birlikte fotoğraf çektirdik, sohbet ettik. Bilge ve vakur bir oturmuşluk… Altısı yerli yapım olmak üzere, toplam yedi yeni filme ev sahipliği yapıyor
Siz bu haftanın vizyonunu okurken ben Adana’da, 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde olacağım. Adana’da Ulusal Yarışma’da on bir film yarışıyor. Haftaya filmlere ve yarışma sonuçlarına değiniriz... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni film, Eylül ayının son vizyon haftasını oluşturuyor. Yedinci sanatın dev isimlerinden Francis Ford Coppola’nın merakla beklenen yeni filmi ‘Megalopolis’ ile Fransız yapımı romantik dram ‘Une Nuit / Bir Gece’, haftanın notlarımız arasında ayrıntılı olarak yer alan yenileri.
Bir hafta sonra Eylül’ü de uğurlayacağız… 20 Eylül vizyonu geldi çattı! Vizyon filmlerinin tanıtımı ve artık sizin de ilgiyle takip ettiğiniz ‘Sinema Tarihinden 5 Klasik’ ‘Hafta Sonu Aile Sineması’ ve ‘Tarihte Bu Hafta’ bölümleri dışında, haftalardır artık tarihte ve anılarda kalmış bir Kadıköy sinemasını anımsatıyorum sizlere. Devam ediyoruz! 18 Eylül Çarşamba günü vizyon görecek olan Güney Kore yapımı müzikal belgesel ‘Jung Kook: I Am Still’ dahil olmak üzere, ikisi yerli yapım, toplam dokuz yeni film merhaba diyor 20 Eylül vizyonuna!
Eylül 13’ü gösteriyor takvim! Mehmet Rauf durumları… Güzün hüznü her yerde. Henüz yapraklar tam sarı sarı değil ama yakındır… Ayrılıklar, alışkanlıklar, hasretler, hüzünler, düşler… Şarkıların, resmin ve şiirin olduğu kadar sinemanın da çok sevdiği bir ay Eylül! Ingmar Bergman’ın, Woody Allen’ın favori ayındayız! Ay içinde film festivalleri var. Bu yıl 31. kez düzenlenecek olan Uluslararası Adana Altın Koza örneğin! Vizyon filmlerinin tanıtımı ve artık sizin de ilgiyle takip ettiğiniz ‘Sinema Tarihinden 5 Klasik’ ‘Hafta Sonu Aile Sineması’ ve ‘Tarihte Bu Hafta’ bölümleri dışında, haftalardır artık tarihte ve anılarda kalmış bir Kadıköy sinemasını anımsatıyorum sizlere. Devam ediyoruz!
Sonbahar başladı… Eylül… Eskiden yeni sezon vizyonu Eylül’de başlardı ülkemizde! Yaz tatilinin bitişiyle, okulların açılması, sinema salonlarına rağbeti artırırdı. Düş ülkelere kaçabilmenin, hayal dünyalarına dalıp, gündelik hayatın sıradanlığından ve bayağılığından uzaklaşabilmenin halen en iyi yolu sinema!... Sekiz tanesi yerli yapım olmak üzere toplam on üç yeni filme ev sahipliği yapıyor sonbaharın ilk vizyon haftası! Kalabalık haftada, uzun yıllar sonra yeniden vizyon gören iki popüler yerli film de var. Haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan, daha doğrusu izleme şansı bulduğumuz tek yenisi ise Kıvanç Sezer imzalı yerli dram ‘8x8’!
Resmen ve fiilen 2024’ün yaz mevsimini noktalıyoruz bu hafta. Kaç yaz kaldı önümüzde bilinmez… Yaz aylarının son vizyonu kalabalık yine! Önümüz sonbahar… Eylül hem de! Yeni başlangıçların, umutların, hayal kırıklıklarının, kavuşmaların ve ayrılıkların ayı. Vizyon filmlerinin tanıtımı ve artık sizin de ilgiyle takip ettiğiniz ‘Sinema Tarihinden 5 Klasik’ ‘Hafta Sonu Aile Sineması’ ve ‘Tarihte Bu Hafta’ bölümleri dışında, haftalardır artık tarihte ve anılarda kalmış bir Kadıköy sinemasını anımsatıyorum sizlere. Devam ediyoruz!
21 Ağustos Çarşamba günü vizyon gören Güney Koreli müzik grubu Seventeen’in Seoul Dünya Kupası Stadyumu’nda verdiği konseri gözler önüne seren ‘Seventeen Tour ‘Follow’ Again to Cinemas’ dahil dördü yerli, toplam on yeni film 23 Ağustos vizyonuna merhaba diyor! Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 23 Ağustos haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Vizyon filmlerinin tanıtımı ve artık sizin de ilgiyle takip ettiğiniz ‘Sinema Tarihinden 5 Klasik’ ‘Hafta Sonu Aile Sineması’ ve ‘Tarihte Bu Hafta’ bölümleri dışında, haftalardır artık tarihte ve anılarda kalmış bir Kadıköy sinemasını anımsatıyorum sizlere. Devam ediyoruz!.. İkisi yerli yapım olmak üzere toplam altı yeni film getiriyor beraberinde 16 Ağustos vizyonu! Usta aktör Viggo Mortensen’in ikinci yönetmenlik denemesi olan dramatik western ‘The Dead Don’t Hurt / Dünyanın Sonuna Doğru’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan tek yenisi.
Yaz mevsiminin resmi olarak son ayının ikinci haftasındayız! Önümüz güz… Vizyon filmlerinin tanıtımı ve artık sizin de ilgiyle takip ettiğiniz ‘Sinema Tarihinden 5 Klasik’ ‘Hafta Sonu Aile Sineması’ ve ‘Tarihte Bu Hafta’ bölümleri dışında, haftalardır artık tarihte ve anılarda kalmış bir Kadıköy sinemasını anımsatıyorum sizlere. Devam edelim o halde… İkisi yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor Ağustos ayının ikinci haftası. Haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan tek yenisi, başrollerini Sean Penn ve Dakota Fanning’in paylaştıkları duygusal dram ‘Daddio / New York’ta Bir Gece’.
Yeni yıl, yeni vizyon, film festivali derken Nisan ayı bitti bile… Haftaya Mayıs! Dördü yerli, üçü yeniden vizyon görecek yapım olmak üzere toplam on üç filme ev sahipliği yapıyor 25 Nisan haftası… İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
1930’ların başında Şikago’da suçlarla örülü dünyalarını bırakıp anavatanlarına, Mississippi’ye geri dönen ikizler ve burada açtıkları eğlence merkezi niteliğindeki kulübü vampirlerin basmasıyla yaşanan kaos... Özellikle Marvel evrenine dahil iki ‘Black Panther’ filminin yönetmeni olarak bilinen Ryan Coogler imzalı ‘Günahkârlar’ blues müziğin ön planda olduğu, siyahlara ilişkin sosyolojik bakışlara sahip etkileyici bir gerilim filmi. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/19.04.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba. Ülkenin gündemi düzenli yazılarımıza müsaade etmedi bir süredir. Yaşanan hukuksuzluklar, gençlerin başını çektiği protesto gösterileri, boykot vs. derken, ülkenin gündemi yoğunluklu olarak bunlarla ilgiliyken, sinema yazmak içimden gelmedi açıkçası. Yaşananları unutmadan ve gündemden düşürmeden, sinemaya yavaş yavaş geri dönelim. Gecikmeler olunca, geçtiğimiz Şubat ayındaki Berlin Film Festivali izlenimlerinin son bölümü de bu haftaya kadar sarkmış oldu. Ama bu filmler, ülkemize ancak uğramaya başladığı için, halen eski bir gündem değil diye düşünüyorum. O halde buyurun, Berlinale izlenimlerinin, son bölümüne.
Gülşen Kutlu'nun sunumuyla genç Türk halk müziği sanatçılarının performansı bugün 20.00'de TRT Müzik'te.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.