1917’de İstanbul’da doğdu ve Galatasaray Lisesi’nde öğrenim görürken son sınıfta okulun topluluğu İz-Caz’da müziğe başladı. Gitara merak saran Zamboğlu özel ders aldıktan sonra, 20’li yaşlarından itibaren dönemin az sayıdaki amatör topluluklarında çalmaya başladı.
1920’de İstanbul’da doğdu. Altı yaşında özel müzik dersleri almaya başladı. 1941’de İstanbul Belediyesi Konservatuarı obua bölümünden yüksek dereceyle mezun oldu ve Viyana’da eğitimine devam etti. Dönünce İstanbul Şehir Orkestrası’na girdi. Bu topluluk İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası adını adlı ve Akatlar bünyede grup şefi oldu.
1 Şubat 1929 Zonguldak doğumlu Aydemir Mete, Ankara’da konservatuarda okurken 1954’de ‘başkent’te vatani görevini yapan İlham Gencer’le tanıştı. Aynı yıl İstanbul’a gitti ve kulüplerde kontrbasıyla profesyonel oldu. 1962-65 arası Lübnan’da Fransızların, İspanyolların ve Belçikalıların yer aldığı orkestrada çalıştı. Dönünce Vasfi Uçaroğlu ve İlham Gencer’le caz triosu olarak İstanbul Radyosu’nda programlar yaptı.
11 Şubat 1939’da İstanbul Haseki’de doğdu. Çatalca’da çiftlikte yaşarken düğünlerde müzikle, orkestralarla tanıştı. Ankara’da konservatuarın davul bölümüne girdi. Okul döneminde, yasak olmasına rağmen kulüplerde, lokantalarda dans müziği yaptı, bongo ile marakas çaldı. Bu nedenle bir yıl sonra okuldan uzaklaştırıldı. Ama iyi bir temel eğitim almış, lokallerde de tekniğini geliştirmişti.
1934’te İstanbul’da doğdu. Babası dönemin ünlü saksafoncularından İsmail Ağırbaş’tı. Üsküdar’dan Fatih’e taşındılar. Babasının çaldığı orkestrayı izleyerek müziğe sevdalandı. Aralarda davulun başına geçerek deneyimini arttırdı, okul topluluğunda davulu üstlendi. Askerliğini çeşitli orduevlerindeki orkestralarda yer alarak bitirdi ve sonrasında piyasaya girdi.
Küçük yaşta üziğe merak sardı ve gitarı denedi. Askerlik görevinin ardından Tevfik Çelen ve Salih Durutaş’tan klarinet, Celal Bozsay’dan alto saksafon, Şerif Yüzbaşıoğlu’ndan armoni dersleri alarak amatörce topluluklarda yer aldı. 1961’de profesyonel oldu ve devamında Kadri Ünalan, Çetin İnöntepe, Selim Özer, Aydemir Mete, Mete Duruman, Ritm73 ve Süheyl Denizci orkestralarında çaldı.
25 Aralık 1963’de Ankara’da doğdu ve müziğe soprano blok flütle başladı. Caza ilgi duydu ve flütle beraber 1980’de saksafon da çaldı. Birçok grup bünyesinde müzik yaptı. 1990’da Bilkent Üniversitesi’nin caz seminerlerine katıldı. Ankara'da uzun bir dönem Tuna Ötenel’le projeler üretti. Bilkent Üniversitesi'nde Caz Müzik Bölümü'ne girdi ve Tomasz Szukalski ile çalıştı. 1990’da Ercüment Orkut (piyano), Erdal Akyol (bas) ve Ediz Hafızoğlu (davul) ile Yahya Dai Quartet’i kurdu.
4 Ekim 1946’da İstanbul’da doğdu. Çok genç yaşta kurduğu Sailors grubuyla dikkat çektikten sonra 1963’de ‘Cahit Oben 4’ adlı grubuyla yoluna devam etti. Ekipte solo gitar çalan Oben’den başka Fikret Kızılok (ritm gitar), Erol Ulaştır (davul), Koray Oktay (bas gitar) vardı. Beat müzik yapan ve bunu halk müziğimize uyarlamayı hedefleyen, semt konserleri veren Cahit Oben 4, kendi parasıyla art arda iki 45’lik yayınladı.
Keleci, Ferdi Stater ile Cemal Reşit Rey’den dersler aldıktan sonra kantocu babaannesi Şamrah Hanım’a piyano çalarak 17-18 yaşlarında profesyonel oldu. Ardından Tepebaşı’ndaki Darülbedayi Tiyatrosu’nda çalıştı. 1940’lı yıllarda da Cemal Reşit Rey operetlerinde piyano çaldı.
25 Ekim 1968’de İstanbul’da doğan Şalt, İstanbul Erkek Lisesi`de öğrenim görürken davul çalmaya başladı ve arkadaşlarıyla Seth grubunu kurdu. 1989’da Whisky’e katıldı ve topluluğun üç albümünde (1993, 1997, 1999) baget salladı. 1992’de vurmalı çalgılar ve davul mağazası 'Whisky Drum Shop'u açtı.
24 Şubat 1951’de İstanbul’da doğdu. Annesi ve babası keman, piyano, çalıyordu. Evde piyanoya başladı ve ilk konserini dört yaşındayken verdi ve Hürriyet Gazetesi baş sayfasında onu ‘harika çocuk’ başlığıyla tanıttı. Beş yaşından itibaren Ferdi Statzer’den piyano dersleri almaya, bir yıl sonra da Reşit Abed ile solfej, armoni çalışmaya başladı.
1947’de İstanbul’da doğdu. Beş yaşında piyanoyla tanıştı. 1959’da Ankara Devlet konservatuarı piyano bölümüne girdi. Ulvi Cemal Erkin ile Ferhunde Erkin’den piyano dersleri aldı. Çocukluğunda Eskişehir’de babasının orkestrasıyla sahneye çıkıp tumba ve marakas çaldı. Çekirdekten yetişti. Ankara’da konservatuara kabul edildi ve yatılı okurken aynı dönemde İltekin İlkokulu’nu bitirdi. Caza merak sardı ve 1962’de caz çalmanın yasak olduğu konservatuardan uzaklaştırıldı.
6 Ekim 1962’de İstanbul’da doğdu. Dokuz yaşında davula merak sardı ve devamında okul orkestrasında çalmaya başladı. Salim Ağırbaş'tan davul dersleri aldı. Giderek Kadıköy müzik camiasında tanındı ve genç yaşta önemli gruplarda baget salladı.
İzmir’de doğdu. Radyoda swing dinleyerek müziğe merak sardı. Akordeonla başladı. İlk piyano eğitimini İzmirli Rum August Giras’ın annesinden alan Cendeli, halkevlerinde piyano tekniğini ilerletti. İstanbul’a yerleşti ve piyanist-şarkıcı Necdet Karar’ın yanında sahne deneyimini arttırdı.
1955’de İstanbul’da doğdu ve Antonio Dumezic’ten gitar dersleri aldı. Çeşitli orkestralarda çalıştıktan sonra önce radyoda Orhan Borar’ın orkestrasında çaldı, ardından Süheyl Denizci’nin topluluğuyla radyo ve televizyon programlarına katıldı. 1977’deOrhan Borar’ın desteğiyle Kültür Bakanlığı Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na girdi; Tülay Örser, Yavuz Özüstün, Demirhan Uluğ gibi isimlerle armoni, Türk Musikisi, caz ve klarnet üzerine çalıştı.
1974 doğumlu Mehmet Ali Sanlıkol Bursa’da büyüdü. Anne-baba müzikle ilgileniyordu. Evde piyano vardı. İlk müzik derslerini annesi Fethiye Sanlıkol’dan aldı. Bursa o dönem rock patlaması yaşıyordu. Mehmet Ali Sanlıkol da rockla ilgilendi ve Symphony, Bohem gibi gruplarda gitar çaldı, Bursa Açıkhava Tiyatrosu’nda konserler verdi. 18 yaşında caza merak sardı ve Aydın Esen’den dersler aldı. Esen’in yardımıyla 1993’de ABD’ye Berklee’de okumaya gitti.
1959’da Ankara’da doğdu. Müziğe yeteneğini ilkokul öğretmeni keşfetti. Ağabeyi ile ablasının teşvikiyle Ankara’da konservatuara girdi. 1977’de İstanbul’a gitti ve klasik müzik okuyarak 1979’da İstanbul Devlet Konservatuarı’nı bitirdi ve aynı yıl İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda birinci trompetçi olarak çalışmaya başladı.
2 Ağustos 1952’de İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi piyano çalıyordu; o da altı yaşında klasik piyano dersleri almaya başladı. Konservatuara girdi. Okul sıralarında Grup Senkop’u kurdu. İşmen, 1968'de Mecidiyeköy Lisesi'nin Milliyet Liseler Arası Hafif Batı Müziği Yarışması'na katılan grubundaydı. Ritm 73 Orkestrası ile adım attığı profesyonel müzik pazarında genç yaşına karşın orkestralar kurdu, gece kulüplerinde çalıştı.
1979’da doğdu. Müziğe 10 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokulda ilk grubunu kurdu. Lisede rockla, üniversitede cazla ilgilenmeye başladı. 1993’de yılında Ankara'da Tuna Ötenel ve Janusz Szprot orkestralarında bas gitara geçti ve profesyonel oldu. 1995’te ekonomi doktorası yaptığı University of California, Miles Davis'in büyük orkestrasında iki buçuk yıl süreyle yer aldı.
1934 yılında İstanbul´da doğdu. 1949’da Ankara Devlet Konservatuarı kontrbas bölümünden mezun olduktan sonra caz çalmaya ilk olarak Muvaffak “Maffy” Falay ile başladı. 1958´de Ankara´da Dave Brubeck Quartet ile konserde aynı sahneyi paylaştı. Bu konserleri takiben ABD Berklee School of Music´ten burs aldı ama, askerlik nedeniyle gidemedi.
Sezon hız kesmeden sürüyor. Sayısı 10’dan aşağı pek düşmüyor haftanın yeni filmlerinin! Dördü yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni filme ev sahipliği yapıyor 2 Mayıs haftası… Başrollerini Bill Skarsgård ve usta aktör Anthony Hopkins’in paylaştıkları büyük çoğunluğu tek mekânda, bir arabanın içinde geçen psikolojik gerilim ‘Locked / Tuzak’ ve yönetmenliğini Doğuş Algün’ün üstlendiği, gösterildiği festivallerden ödüllerle ayrılan yerli dram ‘Ölü Mevsim’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan yeni yapımları.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
1930’ların başında Şikago’da suçlarla örülü dünyalarını bırakıp anavatanlarına, Mississippi’ye geri dönen ikizler ve burada açtıkları eğlence merkezi niteliğindeki kulübü vampirlerin basmasıyla yaşanan kaos... Özellikle Marvel evrenine dahil iki ‘Black Panther’ filminin yönetmeni olarak bilinen Ryan Coogler imzalı ‘Günahkârlar’ blues müziğin ön planda olduğu, siyahlara ilişkin sosyolojik bakışlara sahip etkileyici bir gerilim filmi. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/19.04.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba. Ülkenin gündemi düzenli yazılarımıza müsaade etmedi bir süredir. Yaşanan hukuksuzluklar, gençlerin başını çektiği protesto gösterileri, boykot vs. derken, ülkenin gündemi yoğunluklu olarak bunlarla ilgiliyken, sinema yazmak içimden gelmedi açıkçası. Yaşananları unutmadan ve gündemden düşürmeden, sinemaya yavaş yavaş geri dönelim. Gecikmeler olunca, geçtiğimiz Şubat ayındaki Berlin Film Festivali izlenimlerinin son bölümü de bu haftaya kadar sarkmış oldu. Ama bu filmler, ülkemize ancak uğramaya başladığı için, halen eski bir gündem değil diye düşünüyorum. O halde buyurun, Berlinale izlenimlerinin, son bölümüne.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 21.15'de TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.