1980'de devlet konservatuarına girdi. Piyano, obua, solfej, armoni eğitimi aldı. Ardından senfoni orkestrasında obua çalmaya başladı. 1991'de saksafona geçti ve ilk caz konserini Jazz Without Fear grubu ile verdi. Aynı dönemde oda orkestrasında çalıştı. 1995'te Bilkent Sahne Sanatları Fakültesi'nden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde obua bölümünü kurdu ve dersler verdi.
1969’da Bolu’da doğdu. Babasının teşvikiyle altı yaşında flüte başladı ve keman, mandolinle devam etti. 1987’de davula geçti ve 1990'a kadar amatör gruplarda yer aldı. Ardından profesyonel olup Ankara ve İstanbul’da barlarda çaldı. Doksanlı yıllar Ankara’sının önemli gruplarından Blues Express’teki performansıyla ünlendi. Üstün rock, caz, blues performansıyla yakından takip edilen ve genelde 70’lerin hit parçalarını cover yapan gruptan sonra Ünal’ın İstanbul macerası başladı.
1965’te Ankara’da doğdu. 14 yaşında müziğe başladı ve gitar, bas gitar, mandolin öğrendi. 19 yaşında profesyonel oldu ve çeşitli topluluklarla Ankara lokallerinde çaldı. Kardeşi Barlas Erinç’le besteler yazdı. 1992’de İstanbul’a taşındı. 1994’te Umay Umay’ın albümüyle düzenlemeciliğe adım attı.
1956’da doğdu. 1963’de Behzat Kutluba, Altan Eke ve yedi yaşındaki Ercüment Ateş, Beşiktaş Halkevi’nde folklor çalışmalarına katılıyordu. Aynı tarihlerde Altan’ın kardeşi Rıfat Eke ile Bülent Ortaç, Ender Akacan ‘Kabataş Erkek Lisesi Müzik Kolu’na üyeydi. O yıl Beşiktaş Halkevi kapanınca bu iki grup bir arada müzik yapmaya karar verdi. Behzat kaval, Ercüment darbuka, diğerleri bağlama çalıyordu.
13 Ocak 1972’de İstanbul’da doğdu. Babası, Türk Hafif Müziği’nin güçlenmesinde önemli görevler üstlenmiş gitarist ve orkestra şefi Yurdaer Doğulu’ydu. Ozan Doğulu, dört yaşında konservatuarın piyano bölümüne kabul edildi ve altı yaşında, Spor ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen bir gecede 'yılın sanatçısı' ödülünü aldı. Flüt ile gitarı da öğrendi.
1944’de İstanbul’da doğan ve 18 yaşında gitar çalmaya başlayan Cihat Günaydın (solo gitar), arkadaşları Metin Yavuzdoğan (tuşlular, armonika), Çetin Yavuzdoğan (bas) kardeşler ve Zamir Manisa (davul) ile 7 Eylül 1964’de Fındıkzade’de Mavi Işıklar’ı kurmuş, bir yıl sonra ABD’den dönen Nejat Toksoy da (vokal) getirdiği bantlarla aralarına katılmıştı. ‘Mavi’yi huzuru yansıttığı, ‘Işıklar’ı da geleceğe ışık tutmak için seçmişlerdi.
Küçük yaşlarda piyano çalmayı öğrendi. Çavuşoğlu Koleji’nde okurken Ergüder Yoldaş, Şerif Yüzbaşıoğlu gibi isimlerden müzik dersleri aldı. Okulun grubuyla 1973’te Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katılarak yeteneği ve tekniğiyle dikkat çekti. Çavuşoğlu Koleji o yıl yarışmada birinci olmuştu. Çalışmalarını amatörce sürdürdü.
Gözüpek, yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan amatör rock gruplarında davuluyla dikkat çektikten sonra 1969’da İstanbul’da Fehiman Uğurdemir (gitar) ile Stephan’la (bas gitar) kurduğu Yarasalar grubuyla İstanbul lokallerinde sevilen parçaları çalıyordu. 1971'de Aziz Azmet'in Yollar/Hele Hele Gel 45'liğinin kayıtlarında çalan Bunalım grubundan bir süre sonra Ahmet Güvenç ile Nihat Örerel de gidince, grubun kurucularından Aydın Çakus yanına gitarist Berç Yenal, bas gitarist Melik Yirmibir ile davulcu Mehmet Gözüpek'i alarak devam etti.
17 Ağustos 1976’da İstanbul’da doğdu. 15 yaşında davul çalmaya başladı. 1993`te rock grubu Badluck`a katıldı. 1997`de Ercüment Vural ile konuk olduğu Işığın Yansıması grubunun Birdenbire albümünün kayıtlarında çaldı.
1953’te İstanbul’da doğdu, Küçük yaşta konservatuarın piyano bölümüne kabul edildi. 17 yaşında profesyonel müzik dünyasına adım attı. Dönemin en iyi müzisyenlerinin çaldığı Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’nda tuşluları çalarak dikkat çeken Yükseler devamında Yurdaer Doğulu Orkestrası’na girmiş, ardından da orguyla Moğollar’a katılmıştı. Cahit Berkay, Turhan Yükseler (org), Tufan Altan (davul) ile Mithat Danışan’lı (bas gitar) kadro, Cem Karaca’yla Namus Belası gibi çok önemli yapıtı yerli rocka kazandırmıştı…
Anadolu popa en fazla emek veren isimlerindendi. Müziğe genç yaşlarda merak sardı. Kendi kendine gitarı öğrendi. Semtten arkadaşlarıyla filmlerden önce sinemalarda çalmaya başladı. Devamında düğün salonlarına terfi etti. Siluetler’e katıldı ve bir süre sonra Kuveyt’te sahneye çıktı. Türkiye’ye dönünce, Moğollar’dan ayrılmış Murat Ses ile Mavi Işıklar’ın eski vokali Nejat Toksoy’un, 1972’de bir araya gelerek kurduğu Ağrı Dağı Efsanesi grubuna katıldı. Grup adını, Murat Ses bestesinden almıştı.
Müziğe 1960’lı yıllarda Haydarpaşa Lisesi’nde başladı. Rock müziğin Türkiye’ye yeni yeni girdiği günlerdi. Gitarı öğrendi; piyano da çalıyordu. İstanbul Moda semtinin gençleri Şara Papazyan (bas gitar), Ziya Bakanay (gitar, piyano, org), Hıraç Kelleci (davul), Tansu Karayazgan (gitar, vokal), Vrej Mamasoğlu (tenor saks) Moda 5'lisi'ni kurdu. Kadıköy civarındaki kulüplerde her türden müziği çalan orkestra Erol Evgin’e plak kayıtlarında eşlik etmişti.
15 Temmuz 1962’de Mersin’de dünyaya geldi. Çok küçükken müziğe sevdalandı ve dokuz yaşında İstanbul Belediye konservatuvarı keman bölümünde eğitim almaya başladı. Yine dokuz yaşında ilk 45’liği Ana Kucağı’nı çıkardı. Metin Celalettin Özülkü 15 yaşında Erol Büyükburç’un grubu Evren’de Cem Bezeyiş (gitar), Sabahattin Taşdöğen (bas gitar), Aziz Göksel (tuşlular), Erdinç Kılıçarsan’la (davul) çalıyordu.
1974’te İzmir’de dünyaya geldi. İlkokulda mandolinle müziğe başladı. İlerleyen yıllarda tellilerden banjo, bağlama, buzuki, cümbüş, lavta, kopuz curayı da öğrendi; vurmalıları da denedi. Arşipel, Tuzlu Nehir gibi gruplarda yer aldıktan sonra Ekim 1993’de Sarp Keskiner önderliğinde İzmir’de tohumları atılan ve İstanbul’da büyüyen İstanbul Blues Kumpanyası’nda ünlendi.
1923’te İzmir Buca’da doğdu. Dört yaşında İstanbul’da geldi. Babasının gramofon plaklarıyla müzikle tanıştı. Ailede müzik aleti çalan çoktu. Ancak o alaturkayla ilgilenmedi. Plaklardan ve lambalı radyodan genç yaşta cazı sevdi. 15 yaşındayken Robert Kolej’in yanında gizli gizli konservatuara gitti. Sonra kontrbasa geçti.
15 Ağustos 1948’de İstanbul’da doğdu. Müziğe amatör topluluklarda başladı ve Roberto Lorano’nun orkestrasında trompet trombon çalarak profesyonel oldu. Kardeşiyle Almanya’ya gidip Alman orkestrasına katıldı. 1965’de Aydemir Mete’nin orkestrasına giren Güray Aktalay, ardından gece kulüplerinde de çalışan, dönemin modasını izleyerek oyun havası albümleri üreten, gazino sahnesinde yıldızlarla müzik yapan Kentet Dogo’ya geçti.
5 Ocak 1943’te Ankara’da doğdu. Yedi yaşında mandolin ve keman çalarak müziğe başladı. On yaşında ilk bestesini hazırladı. Trombon, keman, flüt, vibrafon öğrendi. 1957'de Ankara'da Tanju Okan, Yurdaer Doğulu, Berkant'la Jüpiterler grubunu kurdu ve kontrbas çaldı. Klasik Batı müziğinin yanında altı yıl kadar Ankara Musiki Sevenler Cemiyeti'nde Türk Müziği öğrendi. Emin Fındıkoğlu ile armoni, kompozisyon ve aranjman tekniği çalıştı; caza yoğunlaştı, Erol Pekcan Orkestrası’yla radyo emisyonlarına katıldı, konserler verdi.
İngiltere Londra’da doğdu. 7 yaşında mandolin ve 9 yaşında gitar çalmaya başladı. 1984’de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Trombon Bölümü’ne girdi. Öğrencilik döneminde 1988-89 ve 1989-90 sezonlarında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği Brecht’in Üç Kuruşluk Opera ve Bernstein’in Batı Yakasının Hikayesi oyunlarında çaldı. Londra Royal College of Music’de lisans yaptı. 1989 Temmuz ayında Bilkent Üniversitesi’nin düzenlediği Uluslararası Müzik Yaz Okulu çerçevesinde Uluslararası Senfoni Orkestrası ile konser ve turnelerde bulundu.
Bursa’da rock müziğin patlama yaptığı Doksanlı yılların başında King White grubuyla kentteki lokallerde ve şenliklerde bas gitar çalmaya başladı. Bu arada, Bursa Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve müzik kulübü danışmanı Murat Özyüksel bir grup kurup birikmiş protest rock bestelerini değerlendirmek istiyordu. Çevikus, Işığın Yansıması adlı bu grubun temel üyelerinden biri olacaktı.
1966’da İstanbul’da doğdu. Müziğe 1983’te gitar çalarak başladı ve bir yıl sonra arkadaşlarıyla Kolon grubunu kurdu ve çeşitli lokallerde beş yıl kadar müzik yaptı. 1992’de Kadıköy’de Mehmet Şenol Şişli’yle Kargo adını verdikleri topluluğu hayata geçirdi. Deniz Aytekin (vokal), Atilla Yüksel (tuşlular), Aykan İlkan'ın (davul) katıldığı kadro, 1993'de ilk albüm Sil Baştan'ı çıkardı.
Nisan sürüyor… 43. İstanbul Film Festivali başladı… Festival tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Onur Ödülleri, 16 Nisan gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen açılış töreniyle sahiplerine sunuldu... On iki gün sürecek festivalde ‘haydi salonlara!’ diye bir uyarı yapmaya gerek bile yok sanırım. Festival önerilerimi yeniden anımsatayım o halde… Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on iki yeni filmlik kalabalık bir hafta var karşımızda! Basın gösteriminde izlediğim Alex Garland’ın dördüncü uzun metraj kurmacası ‘Civil War / İç Savaş’, haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ülkeyi harap eden bir iç savaştan sonra hâkimiyeti ele geçiren güçler Başkan’ı öldürmek ve son noktayı koymak ister. Bu ana tanıklık etme çabasındaki farklı kuşaktan dört gazeteci de New York’tan Washington’a yola çıkar. Garland’ın distopik filmi ‘İç Savaş’ Trump dönemiyle su yüzüne çıkan politik meselelere ama asıl olarak zor zamanlarda gazetecilik ve meslek etiğine odaklanıyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/20.04.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Berlin Film Festivali izlenimlerinden sonra, yazılarımıza biraz ara vermek durumunda kalmıştık. Bu arada vizyona giren bir grup filmle yorumlarımıza devam edelim. Senenin şu ana kadar en çok ses getiren filmi olarak Dune’un ikinci bölümünü atlamayalım, onunla başlayalım. Vizyonda çok ses getirmese de Reha Erdem’in yeni filmine ve Demir Pençe’ye de bir göz atalım. Sonra da Köylüler’e, Hayalet Avcıları serisinin yeni filmine bakarak devam edelim. Menümüzde, birkaç yıldır vizyon sırasını bekleyen Eflatun ve enteresan bir yabancı korku filmi de var.
Tuğçe Pala ile akustik eserler, bugün 21.15'te TRT Müzik'te ekranlara gelecek Nazende programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.