NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

EMİNÖNÜ LALELİ OLMADAN DELİ

11 Haziran 2023 Pazar 19:55
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

90’lı kuşağın harika çocuklarından Mirkelam ile aynı kuşağın mühim gruplarından Kargo’nun yollarını kesiştiren, ya da isimlerini bir ‘yıldız’ ile birbirine bağlayan şey, yalnızca bir tesadüf gibi görülebilir ama değil. Tesadüflere pek prim vermeyen ve farklı işlere, projelere imza atmak için fazladan çalışılması gerektiğini bilen bir isim var bu “mutlu beraberliğin” arkasında. 

Mirkelam ve Kargo isimlerini birbirine bağlayan “yıldız” da diyebiliriz ona: Süheyl Atay. Müziği ciddiye alan, üzerinde kafa yoran ve bunların sonucunda hep yapılmamış ya da cesaret edilmemişlere kalkışan bir isimdir Atay. Böyle olduğu içindir ki, Mirkelam ve Kargo yan yana düştü, RRDP adlı, dinlemelere doyulmayan bir albüm yaptı. “Bir single yapalım” diye koyulmuşlardı yola; sağlam mı sağlam, farklı mı farklı, taze mi taze bir albüm yaptılar.

“R(akın) R(ol) D(isko) P(arti)”; albüme ismini (ya da baş harflerini) veren olağanüstü bir güzellik ve deneysellikteki şarkıda da dile getirildiği gibi, “Rakın rol çiftetelli” yapmanın yollarını aramış ve bulmuş bir takımın çabalarını ihtiva ediyor. Hepimizin ağzından düşmeyen ezeli sakızlardan (ya da, ebedi rüyalardan) biri olan “sentez”in peşine düşmüş Mirkelam ve Kargo. Doğu ile Batı’yı yan yana getirmeye çalışmak, zaten başı sonu olmayan zor bir iştir. Bunun ötesine geçmek yani bu çabadan alnının akıyla çıkmak ise zor ötesi, hatta imkansıza yakındır. Ama “RRDP” ile, yıllar yıllar önce Ergüder ve Nur Yoldaş’ın “Sultan-ı Yegah” ile elde ettikleri başarıya yakın bir başarı yakalıyorlar; tamamen başka tür bir müzik, bambaşka bir sound ve şarkılarla hem de.

Bir Çare Bulunmalı

Kargo 90’lı kuşağın en iyi rock gruplarındandır; her zaman, klasik olandan fazla uzaklaşmadan sıkı bir rock yaptılar. Ve başından beri de, Kargo’da ters olan (ya da hafifletelim bir parça, yolunda gitmeyen) tek şey solistleri Koray Candemir’in, bir türlü makul bir biçime evrilemeyen savruk vokal biçimiydi. Yakışıklı, tatlı ve efendi olduğu şüphe götürmez Candemir, her albümde (hatta bazen, her şarkıda) farklı bir kimlik, farklı bir vokal tarzı ile çıkıyordu ortaya. Kargo’daki son dönemi de, (taklit etmeye niyetlendiği Kaan Tangöze’nin aksine) “detone olmayı bir tarz hale getirmeye çabalamak ama başaramamak” çizgisinde sürdü-gitti-bitti. Yani iyi bir solist, Kargo’ya yeni bir başlangıç yaptırabilir, birkaç basamak yukarıya taşıyabilirdi.

Mirkelam ise 90’lı kuşağın en farklı çocuğuydu. O “Her Gece” döneminde, yani bütün basının peşinde koşturduğu sıralarda bile, her türden tantana ve gösterişi elinin tersiyle itmiş; yaşıtlarının aksine, müzik dışında bir şeyle ilgilenmemişti. Ve belki de bu yüzdendir ki, o günden beri yaptığı her albüm iyidir; o gün-bugündür de hala ayakta, hala gündemin üst sıralarındadır. İskender Paydaş gibi bir dahi ile başladığı yolculuk, bir önceki albümü “Mutlu Olmak İstiyorum”da, genç kuşağın kafası ve ruhu otomatiğe bağlanmış müzisyenlerinden Volga Tamöz’ün kapısında nihayete erecek(miş) gibi gözükmüş ama bu kapıdan da ferah ferah geçip gitmişti. Çünkü Paydaş gibi gerçekten emsalsiz olsun, ya da Tamöz gibi copy/paste ustası müzisyenler farketmiyor; Mirkelam ne istediğini, ne yapmak istediğini iyi bildiğinden, prodüktör ya da aranjör kim olursa olsun, istediği sonucu alabiliyordu.

Oturup Düşünmeli

Son albümün prodüktörü Avustralyalı Mark Opitz; uluslararası bir isim ve birlikte çalıştıkları arasında INXS de var. Opitz’in bu son albüme, fazladan bir şeyler kattığına şüphe yok. Ama o değil, bir başkası olsaydı da durum değişmeyecek ve bu ekipten iyi bir albüm çıkacaktı ortaya. Çünkü ne istediklerini biliyorlarmış! Muhtemelen Opitz’i de onlar yönlendirdi ve adamcağız, “Ben buluyor-yaratıyor-yapıyorum” sanırken, aslında Mirkelam ve Kargo’nun üzerinde anlaştıklarını şarkılara transfer ediyormuş.

RRDP’nin (bütün sözlerin Mirkelam tarafından yazılmış olmasının da etkisiyle) “Mutlu Olmak İstiyorum”un devamı olduğunu da söylemek mümkün. O albüm mütekamil bir albümdü ve tek bir falsosu yoktu. Bu son albüm de öyle; eksiksiz-gediksiz. 

Bütün 90’ları, özellikle de içinden geçtiğimiz son on yılı en iyi anlamış/kavramış/yorumlamışlardan Mirkelam, Kargo ile yaratılan şarkılara öyle cümleler, öyle dizeler dizmiş ki tek başına, “miş gibi yaşanan” her şeyin ipliği pazara çıkmış, her şey daha anlaşılır olmuş.

Aslında çanak-çömlek patlamış; siyaseten de, rock olarak da. Her zaman yürekliydi Mirkelam; karşınıza geçip “Hass…” çekmekte üstüne yoktu. Bu sefer, yani Kargo ile birlikte çekilen “Hass…”ın gücü, kartondan mamul çoğu kişi ya da grubu yerle bir edebilir; toplayıp/toplanıp da gelemeyecek kadar hem de.

RRDP, Mirkelam*Kargo, SONY

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar