Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

06 HAZİRAN 2014

05 Haziran 2014 Perşembe 20:20
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Yeni haftanın yeni film sayısı, dokuz. Ünlü klasik ‘The Wizard of Oz / Oz Büyücüsü’nün yeni versiyonu, üç boyutlu animasyon ‘Legends of Oz: Dorothy’s Return / Oz Efsanesi’, yerli yapım korku-gerilim ‘Tamaya İfrit’, öyküsünü Hanif Kureishi’nin yazdığı İngiltere-Fransa ortak yapımı, mizah da içeren dram, ‘Le Week-End / Paris’te Bir Hafta Sonu’ ve Kanada’dan çıkagelen romantik komedi ‘The Right Kind Of Work / Aşkta Yanlış Yoktur’, haftanın; notlarımız arasında yer alamayan diğer filmleri. İçinizde yaşayan, sinemadan çıkmış insanın elini sakın bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

SUÇ ŞEHRİ
2013’te Cannes Film Festivali’nin kapanış filmi olarak, resmi seçkide yer alan, gerilim yüklü politik suç filmi, Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki ırkçılık meselesine ciddi ve içerden bir bakış atıyor. Zulu asıllı bir Güney Afrikalı olan Ali Sokhela, polis şefi olarak çalışmaktadır. Geçmişte yaşanan acı dolu kanlı olaylar neticesinde, babasını yitirmiş ve hayatı boyunca taşıyacağı büyük bir yara almıştır. Capetown’da birlikte çalıştığı, fırtınalı özel hayatını düzene sokma gayretindeki ortağı Brian Epkeen ile birlikte; bölgede yaşanan yüksek suç oranını indirme mücadelesi vermektedir. İki dürüst polis, bir genç kadının ölü bulunmasıyla birlikte başlayan vahşi gelişmelerin nereye varacağını düşünmeden, kendilerini; içinde şeytani bir geçmişin izlerini taşıyan, şiddet dolu olayların tam ortasında bulurlar. Fransa-Güney Afrika ortak yapımının yönetmen koltuğunda oturan isim, 2005 yapımı ‘Anthony Zimmer’ ve 2008 tarihli ‘Largo Winch’ filmlerinden tanıdığımız Fransız Jérôme Salle. Başrolleri, usta aktör Forest Whitaker ile karanlık ve tempolu filmde ‘daha farklı ve olgun’ biçimde karşımıza çıkan yakışıklı İngiliz yıldız Orlando Bloom üstlenmişler. Kartellerin ayak işlerini halleden, kana susamış uyuşturucu çeteleri, coğrafyanın vahşi geçmişinin kanlı törelerini uygulayan suç baronları, yoksul, çaresiz halk, talihsiz kurbanlar, bir şekilde sonu gelmeyen, faşist, ırkçı gelenek ve bütün bu karanlık suç haritasının ortasında, adaleti sağlayıp, doğruyu yapmaya çalışan iki kanun adamı. Denis Rouden’in birinci sınıf görüntü yönetimi ve öykünün nabzını tutan büyük usta Alexandre Desplat imzalı orijinal müzik, çok şey katıyor kapkara filme. Netameli atmosferle desteklenen, yürek ezici koyu bir dramın eşlik ettiği, kaliteli bir politik gerilim, orijinal adıyla ‘Zulu’. (3,5 / 5)

YÜKSEK RİSK
Belki de beyazperdeye yansıyan en iyi hapishane filmlerinden biri orijinal adıyla ‘Starred Up’! İngiltere yapımı suç dramı, 33. İstanbul Film Festivalinde izleyiciyle buluşmuştu. İngiliz Bağımsız Film Ödülleri ile Londra ve Dublin festivallerinden ödüllerle ayrılan sarsıcı filmin yönetmen koltuğunda; 2003 tarihli ‘Young Adam / Tutku Nehri’ ile dikkat çeken İngiliz sinemacı David Mackenzie oturuyor. Başarılı psikoterapist Jonathan Asser’ın senaryosu, 2009 yapımı Jacques Audiard imzalı ‘Un Prophete / Yer altı Peygamberi’ni getiriyor akla. Belki de daha gerçek ve sahici ‘Yüksek Risk’. On dokuz yaşındaki genç suçlu Eric, yetişkin mahkumların kaldığı bir hapishaneye gönderilir. Hapishanede hayatta kalmak için verdiği mücadele sadece gardiyanlara ve diğer tutuklularla değil, yıllardır hasret kaldığı ve aynı duvarları paylaştığı babasıyla da olacaktır. Baba-oğul, beklenmedik, sarsıcı gelişmelerle ilerleyen öyküde, birbirlerinin varlığını yeniden keşfedeceklerdir. Başrollerini, genç oyuncu Jack O’Connell ve usta aktör Ben Mendelsohn’un paylaştığı yapımda, yetenekli İngiliz Rupert Friend de rol alıyor. Hapishanenin neredeyse çözümsüz şiddet dolu dünyası ve kuralsızlığı yanında, tutucu, baskıcı, kötücül zihniyete karşı, reformcu çabaların imkansız naifliği de gözler önüne serilmiş. Politik yönü de güçlü öykünün. Hapishane de var olan gerçeğin, bir sistem sorunu olduğunu söyleyen yapım, duygu dolu bir baba-oğul ilişkisi üzerinden, heyecanlı bir hayatta kalma ve mücadele savaşımını da, son derece etkili öykülüyor. Henüz ilk sahnesinden, bizleri duvarlar ve parmaklıklar arasına sokan sürükleyici öykü, son jeneriklere dek orada bırakarak, küçücük hücrelerde ve hapishane içinde dolaştırdığı kamerasıyla, alçak sesli ama güçlü bir destan yazıyor. Sert olduğu kadar dokunaklı da! (4,5 / 5)

YARININ SINIRINDA
‘Ölüp ölüp dirilmek’ üzerine aksiyon katkılı bir bilimkurgu. Yıldız oyunculara ve kötücül uzaylı yaratıklara sahip efekt zengini yapım, benzeri örneklerin üzerine bir şey katmadan keseden yemeyi tercih etmiş. Mimics adlı uzaylı yaratıklar, dünyayı adeta ele geçirmek üzeredirler. Dünyadaki bütün ordular, bu istilacı uzaylara karşı birleşmiş durumdadırlar. Bill Cage adlı savaş deneyimi olmayan bir Amerikalı subay, henüz ilk saldırıda hayatını yitirir. Mimicslerle bir şekilde etkileşim yaşayan Cage, gözünü yeniden açtığında aynı şeyleri tekrar yaşadığını görür. Bu imkansız görünen ‘yaşa, öl ve tekrar et durumu’ uzaylılara karşı son bir silah olarak kullanılacaktır. Hiroshi Sakurazaka’nın ‘All You Need Is Kill’ adlı romanından, Christopher McQuarrie, Jezz Butterworth ve John-Henry Butterworth tarafından senaryolaştırılan sürükleyici seyirliği, ‘The Bourne Identity / Geçmişi Olmayan Adam’, ‘Mr. & Mrs. Smith / Bay ve Bayan Smith’ ve ‘Jumper’ filmlerinden tanıdığımız Doug Liman yönetmiş. Başrollerini, Hollywood yıldızları Tom Cruise ve Emily Blunt’ın paylaştığı hayal gücü geniş ve romantik tatlar da içeren, hareketli bilimkurguda, Brendan Gleeson, Bill Paxton ve Noah Taylor gibi usta aktörler de rol alıyor. Biçimi ve tartımı düzgün yapım, içerik anlamında, yavan bir aynılık yansıtıyor perdeye. Hoşça vakit geçirmek için, yanlış bir seçim de olmaz öte yandan! (2,5 / 5)

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN VAHŞİ BATI
‘Ted / Ayı Teddy’nin yönetmeni ve sesi, Seth McFarlane, kendi yazıp yönettiği komedide, başrolü de üstleniyor. Vahşi batının en vahşi ve tekinsiz günlerinde, ufak bir kasabada koyunlarıyla yaşayan kendi halinde çiftçi Albert, sevdiği kadın tarafından korkaklık ve beceriksizlikle suçlanarak terk edilir. Neredeyse dünyaya küsen genç adam, kasabaya gelen gizemli ve çekici kadın sayesinde, yeniden hayata tutunur. Cesaretini ve özgüvenini yeniden kazanan Albert, tatsız bir sürprizle karşı karşıya kalır. Kadın, aynı zamanda katil olan bir kanun kaçağı ile evlidir ve acımasız adam, şimdi her yerde Albert’i aramaktadır. Western filmlerinin her türlü klişe ve detayını öyküsüne ekleyen sevimli komedi filminde, Charlize Theron, Liam Neeson, Amanda Seyfried, Giovanni Ribisi gibi ünlü isimler de rol alıyor. Konuk oyuncu olarak anlık sürprizlerle filme renk katan yıldızları bulmayı da size bırakıyoruz. Kızılderililer, sessiz çölü kat eden tren, düello sahneleri, silahşörler, kahramanlar, kanun kaçakları, barlar ve vahşi batının milyonlarca ölümcül detayı… Zeki senaryo, son derece ‘arsız’ esprilerle süslenmiş! Tuvalet komedisi denilebilecek biraz abartılı mizahın, western ögelerine eşlik ettiği eğlenceli film, zeki, muzip, çılgın ve keyifli. (3 / 5)

KARDEŞİM İÇİN
Irak’ta savaşmış ve ülkesine dönüşte ailesinin diğer erkekleri gibi fabrikada çalışmak istemeyen Rodney Blaze, çıplak el dövüşlerinden biraz para yapmak ister. Bölgenin belalı serserisi Harlan DeGroat ile yolu kesişince, ortadan kaybolan Rodney’i aramak ve gereken adaleti sağlamak ise ağabeyi Russell Blaze’e düşecektir. İlk yönetmenlik deneyimi olan 2009 tarihli ‘Crazy Heart / Çılgın Kalp’ ile tanıdığımız Scott Cooper imzalı suç dramında başrolü, Christian Bale üstleniyor. Woody Harrelson, Casey Affleck, Zoe Saldana, Forest Whitaker, Willem Dafoe ve Sam Shepard, görkemli oyuncu kadrosunun diğer yıldızları. Pennsylvania, Braddock’ta, derin ABD’nin işçi kentinde geçen öykü, Michael Cimino’nun 1978 tarihli başyapıtı ‘The Deer Hunter / Avcı” çağrışımı yapıyor bir parça, bünyede. Yapımcıları arasında, usta sinemacı Ridley Scott ve yıldız oyuncu Leonardo DiCaprio’nun yer aldığı yapımın Japon asıllı görüntü yönetmeni Masanobu Takayanagi’nin birinci sınıf kamerası ve Pearl Jam’li soundtrack, öyküye ivme kazandırıyor. Alttan alta, sosyal adaletsizlik ve bozuk düzen üzerine siyası eleştiriler yapan film, ABD’nin genel ekonomi politiğine de sert bir bakış atıyor! Aile bağları, kardeşlik, aşk, imkansızlık, masumiyet, suç, adalet, intikam ve kader… Güçlü oyuncu kadrosunun müthiş performansları, zihinde kalıcı anlar yaratıyor. (3 / 5) MURAT ERŞAHİN






Diğer Yazılar