Konuk Yazar

BOĞAZIN ÜSTÜNDE YÜRÜRKEN

14 Haziran 2020 Pazar 19:36
BOĞAZIN ÜSTÜNDE YÜRÜRKEN

Bu aralar 90’lara bakıyorum. Bunun iki nedeni var. İlki 90’ların ne kadar şahane olduğunu söyleyenlerin sayısının artması. İkincisi de müzisyen kuşakları arasındaki bağlantıları anlama çabası. Tabii bu arada hafızamı da yokluyorum. Benim 90’larda dikkatimi çeken nelerdi?

90’lar ‘renkli’ Türkiye zamanlarıydı. Kara dönemleri de olsa özel televizyon ve radyolarla epey renklenmişti 90’lar. Muhteşem miydi? Orası tartışmaya açık ve belki de başka yazının konusu.

Ancak, türlü nedenlerden ötürü renkli olduğu kadar geçmişe göre hızlı ve teknolojikti. Özal’la birlikte teknoloji ithalatının hız kazanması esas sonuçlarını 90’larda veriyordu. Bunlardan biri de kablolu TV teknolojisiydi. Şu sıralar, uydu ve dijital platformların gölgesinde kalsa da özel televizyonların açılması kadar devrimseldi. Anadolu’nun birçok şehrinde yabancı kanalları izleyebiliyor hale gelmiştik. Ayrıca anten çekiyor çekmiyor tartışması tarihe karışıyordu sayesinde. Bunun müzikte de karşılığı vardı. Kral TV’nin müzik endüstrisinde tekel haline gelme sürecinde MTV ve MCM gibi yabancı müzik kanallarıyla Batı’da olan biteni görebiliyorduk. Üstelik ekonomikti. Uydu alıcılarının hemen öncesiydi.

O dönem Tarkan’ın Batı’ya açılma planları dillendiriliyordu. ABD’de klip çekmek modaydı. İşte bu dönemde, bizim de güneyin güzel şehrindeki evimize, kablolu TV gelmişti. Müzik merakımdan ötürü bahsi geçen müzik kanallarını da yakından takip ediyordum. Bir gün, ansızın karşıma bir parça çıktı. Şarkıyı duyar duymaz vurulmuştum. Ne dediğini pek anlamıyordum, Türkçe olmasını da pek beklemiyordum. Çünkü MTV açıktı. Parçanın ismi yazdığında şaşırmıştım: Hakan Kurşun- Boğazın Üstünde.

 

Nostalji dozunu arttıralım

Kasetlerin revaçta olduğu son dönemler, CD’ler pahalı. Her kaset de her şehirde kolay bulunmuyor o dönemler. Kasetlerin fiyatlarının ortalama olarak, eski parayla, 600.000 TL-800.000 TL olduğu zamanlar. CD ise milyonlarla birlikte anılıyor.

Üstelik Boğazın Üstünde gibi sıra dışı bir parçanın olduğu albümü her şehirde bulmak kolay değil. Başka deyişle merkez-çevre kuramı Hakan Kurşun’un Kaos albümü için de geçerliydi. Parçayı Türkiye’deki müzik kanalları çalmıyordu. Güven Erkin Erkal’ın Radyo D’de yaptığı Maximum Rock programında karşımıza çıkarsa çıkıyordu. Ancak, Ateş Tezer’in yönetmenliğinde çekilen klibiyle birlikte Boğazın Üstünde MTV ve MCM’de yer bulmuştu kendine. O günlerde Tarkan ve Emel Müftüoğlu’nun yabancı müzik kanallarında klibinin yayınlanmasının olay olduğunu hatırlıyorum. Hakan Kurşun bunu sessiz sedasız yapmıştı. Kimse de pek bahsetmemişti.

Şunu atlamadan söylemeliyim. Boğazın Üstünde 90’ların en sıradışı ve o kadar da en arada kalmış şarkılarından biri. Üstelik klip çılgınlığının yaşandığı dönemde öne çıkan iyi kliplerden birine sahip. Aynı zamanda gerçek bir İstanbul şarkısı ama turistik-otantik İstanbul şarkıları albümlerinde rastlayamayacağımız cinsten. Belki de şehir müziği denen olgunun karşılığı olarak gösterilebilecek türde bir İstanbul şarkısı. Hakan Kurşun’un farklı vokal tarzı, oluşturduğu olağanüstü sound ve çalınan gitarlar parçayı hit yapmasa da benim için unutulmaz yaptı.

1998’de ilk defa dinlediğim Boğazın Üstünde’nin yer aldığı Kaos’a 2004 yılında Beyazıt’ta sahafta rastladım. Şaşkınlıkla ve sevinçle albümü hemen almıştım. Boğazın Üstünde’ye tarihi yarımadada rastlamıştım. Bu da işin ironisiydi. Parçayı canlı dinlemek için Taner Öngür’ün de içinde yer aldığı 2008 Barışarock festivaline kadar beklemem gerekti. Hakan Kurşun çok nadir konser veriyordu ve bence büyük bir müzik olayıydı. Olayın tanıkları arasında sevgili dostum Serkan Seymen ve Murat Meriç de vardı. Buradan kendilerine selam yollamış olalım.

Hakan Kurşun müzisyen kimliklerinin yanında prodüktörlük yaptı. Uluslararası bir plak firmasının müdürlüğünü de yaptı. Müzik teknolojileri konusundaki yetkinliğini de yakından takip edenler bilir. Ancak şarkı yazarlığı tüm bunların arasında kalmış gibi görünür.

Son yıllarda internet ve sosyal medya aracılığıyla Hakan Kurşun daha görünür oldu. 2003 yılında Kütle, 2016 yılında Kuark, 2017’de Pearl Bracelet isimli albümler yayınladı. Yakın zamanda da oyuncu Mehmet Günsur’la çevre felaketlerine dikkat çeken What Eye See’yi yaptı. Sportify’dan bütün külliyatına ulaşmak mümkün.

Son söz: 20 yılı geçti ve Boğazın Üstünde’nin yeri ayrı. Herkesin bilmemesi onu daha olağanüstü kılıyor.

GÖKÇE KAAN DEMİRKIRAN



Diğer Yazılar