13 Ocak 2011'de Solo başlıklı ikinci albümünü çıkarıyor. Solo’da kendi dizelerinin yanında Can Yücel, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirlerine yazdığı besteler yer alıyor. Hem şarkılar, hem sözler güçlü. Bir tanesi var ki, kısa sürede albümün lokomotif şarkısı oluyor: Hoş Geldin. Konuk şarkıcı Birsen Tezer’le düet yapmış Arkan. Düzenlemesi Gürol Ağırbaş’ın.
İstanbul Blues Kumpanyası altıncı yaşında ikinci albümü Sair Zamanlar’ı Doublemoon etiketiyle yayınlamıştı. Grubun, Türk Halk müziğiyle bluesu kendi özgün diliyle harmanladığı ve kendi renklerini sergilerken geleneksel formlardan fazla uzaklaşmadığı, yer yer arabesk, trip hop gibi türlere uğrayıp elini korkak tutmadığı albüm, ilk çalışma Kökler’den farklı adreslerde seyretti. Sair Zamanlar’da söze çok prim vermeyen İstanbul Blues Kumpanyası’nın Salih Nazım Peker (vokal, mandolin, banjo, gitar), Tuğrul Aray (nefesliler), Vefa Karatay (bas gitar), Orçun Baştürk’lü (vurmalılar) albüm kadrosuna dahil Sarp Keskiner (vokal, gitar, mandolin, banjo, armanika) yapıtı şöyle tanıtmıştı:
Yerli rock, müzisyenlere hak ettikleri ilgiyi, alakayı en yakından gösteren camiadır. Gitaristi, davulcusu ya da tuşluların efendileri söyleyebilecek sözü olanların önemli bölümü, solo albümlerle müzik tarihine not düşmeyi becerebilmiştir. Bunların yanında toplama albümler de üretilmiş, ıskalanacak birçok parça vitrine çıkarılarak müziksevere ulaştırılmıştır.
Hadi Erkekler Savaşa ve Hadi Baba Gene Yap şarkıları gençleri yakalamış, yeni eli gitar tutanların repertuvarlarına girerek kulaktan kulağa tanınmıştı Kurt. İkinci albüm Göndermeler’e ilk albümden Fırt Emin, Korku, Hadi Erkekler Savaşa adlı bestelerini yeniden yorumlayarak koydu ozan. Bunlara Muharrem Ertaş’tan Leyla, anonim Dostum, Cahit Külebi’nin sözleriyle Kamyonlar Kavun Taşır’ı ekledi.
Daha 2001 tarihli ilk albümlerinde melodik ve mizah dolu şarkılarıyla sıra dışı soundlarını ilan etmiş, Kim Bunlar döneminden getirdikleri gitar ağırlıklı beat tadını sürdürmüştü Flört grubu. 2010’da yayınladıkları Demli albümü ve lokomotif şarkısı Sevmez Olaydım’daki nefesliler destekli sıcacık çizgi bizim mahalleye benzersiz bir grubun geldiğini müjdeliyordu.
‘Bu albümümü torunlarım Arya Ayanoğlu ve Bora Ayanoğlu’na ithaf ediyorum’. Bora Ayanoğlu yedinci ve son albümü, 2014 tarihli ‘Söz-Müzik’e bu cümleyi not düşmüş. Ayanoğlu, bir nevi kendi best of’unu yaparken, piyasada bulması kolay olmayan, eski plaklarındaki hit parçalarını bir araya getirmiş. 200’e yakın bestesi, 60 kadar film müziği bestelemiş sanatçı için, böyle zengin kariyeri bir albüme sığdırmak zor olsa gerek.
TRT ekranının siyah beyaz günleri. Tek kanal yayında zaman zaman teknik aksaklık yaşanıyor. İlk yıllarda necefli maşrapa fotoğrafı beliriyor ekranda ve arıza giderilene dek arkada enstrümantal müzikle vakit öldürülüyor. Sonraları manzara fotoğrafları koyuluyor arızalarda, kopmalarda. Fonda yine sözsüz müzik var. Çalan müzikler çoğunlukla halk müziğimizin ya da sanat musikisinin kulaklara yerleşmiş örneklerinin modernize halleri.
Vedat Sakman’ın İş-Sanat’ta verdiği konserin (2006) albümü. Sakman’ın konserin kaydolduğundan haberi yok. İki hafta sonra İş-Sanat’tan CD haline dönüştürülmüş kayıtlar geliyor; kalite üst düzeyde, tertemiz yorumlar. Sakman’ın ve sahneyi paylaştığı Saki Çimen (piyano), Uğur Akyürek (keman), Çağdaş Özmen (elektrikli gitar), Bülent Tekelioğlu (davul) ekibinin ve İş Sanat Yaylı Grubu’nun performansı da çok iyi. İş-Sanat’ın teknisyenlerinden bir nevi armağan.
Seksenli yılların ‘dahi çocuğu’, 90’ların kurt prodüktörü İskender Paydaş’ın ilginç bir misyonu var o dönem. Barlarda cover, okul konserlerinde rock besteleri çalan gruplar ‘halka mal olmanın’ zamanının geldiği karar verdiklerinde Paydaş’ın kapısını çalmakta, O da, engin piyasa deneyimiyle yol gösterip rockçılardan başarılı popçular yaratmakta. Formül Kurban’a da (Deniz Yılmaz-vokal, Kerem Tüzün-bas gitar, Burak Gürpınar-davul, Özgür Kankaynar-gitar) uygulanıyor ve grubun besteleri yumuşatılarak ‘alternatif pop’ etiketiyle toparlanıp 28 Mart 1999’da piyasaya sürülüyor.
İlhan İrem 1994 tarihli Romans albümünden sonra geçen yedi yıla tam yedi tane best of ve aşağı yukarı tıpkı basım diye nitelendirilebilecek albümler sığdırmış, aynı zamanda birçok beste yaratıp bir köşeye koymuştu. Eşi Hansu İrem’le bu geniş malzemeyi teker teker değerlendiren İlhan İrem, 2000’in haziranında teknik çalışmalara başlayıp 11 parçalık yepyeni bir albüm hazırlamıştı sevenlerine. Yapıttaki bestelerin hepsi İrem’indi; düzenlemeler ise ünlü ozanla geçmişte de parlak işler çıkarmış Garo Mafyan’a aitti. Sözlerde ise Hansu İrem’in büyük katkısı olmuştu albüme.
Kızılok’un seçimiyle oluşmuş repertuvara sahip Gün Ola Devran, temizlenmiş kayıtlarla hit 45’likleri birkaç kuşak sonrasına taşıyor. Kızılok albümünün kapağına yazdığı birkaç satırda O günlerdeki havayı şöyle aktarıyor: ‘1960’lı yıllar bizler için dünyayı değiştirebiliriz umuduyla geçen gençlik yıllarıydı. Kendimizi ifade etmemizin de dışa vurumu şarkılarımız, türkülerimiz, öykülerimizdi. Haklıydık, aceleciydik…’
Cazın ustalarından Emin Fındıkoğlu’nun ilk solo albümü ‘Sinir Standard and Other Dog Songs’ (1996), Müzikotek etiketiyle yayınlandığında raflarda bekleyen birçok proje için umut kaynağı olmuştu. Fındıkoğlu’nun kapakta anlattığına göre, albüme adını veren parçayı çalmakta zorlanan bir gitarcının ‘ruh hali’, böyle bir isimi seçmesine yol açmıştı. Dog song ise ABD’de ikinci sınıf bestelere verilen ‘unvan’dı.
Piyanosu, saksafonu ve besteleriyle çok küçük yaştan itibaren müziğe, caz ömür veren Ötenel, ilk solo çalışması Sometimes’ı ancak Temmuz 1995’te yapabilmiş, evrensel normlarda yazdığı besteleriyle yerli piyasada hak ettiği ilgiyi bir türlü görememişti. Hal böyle olunca Ötenel yeni bestelerini albümde toplayabilmek amacıyla daha önce Bodrum Müzikorama Festivali’nde tanıştığı Pierre Michelot ve onun önerdiği kontrbasçı Philippe Combelle ile Paris yakınlarındaki bir stüdyoda üç gün çalışmış, Vian Köpüğü-L’Ecume de Vian'ı 1998'de Fransa’da üretmişti.
Barış Manço’nun 1976’da Belçika’da kaydedilen ve İngilizce parçalardan oluşan, diskografisindeki ikinci uzunçaları. Belçika vatandaşı da olan Manço, Avrupa’ya ve dünyaya açılma projesine bu ülkeden başlamayı planlıyor ve uluslararası plak şirketi CBS’le dört yıllık anlaşma imzalıyor. O dönem Yunanistan’dan çıkmış Demis Roussos kısa sürede Avrupa’da yıldızlaşmış; Manço da neden denemesin şansını? World müzik denilen akıma daha çeyrek yüzyıl var ama Manço’nun ardında da 3000 yıllık Anadolu var.
Uzun yıllar sinema filmlerine ve TV dizilerine yazdığı müziklerle sektörün önde gelen isimlerinden olmuş Esin Engin, bu yapıtları ‘TRT Ara Müzikleri’ adıyla albümde toplamıştı. Ardından, köşede birikmiş diğerlerini ‘Film müzikleri Vol.1’ adıyla orkestrasıyla müzikseverlere sundu Esin Engin. Kasette ‘Çalıkuşu’, ‘Hayallerim Aşkım ve Sen’, ‘Yol Palas Cinayeti’, ‘İki Kadın’, ‘Behiye’, ‘İki Kız Kardeş’, ‘Hayatın İçinden’, ‘Tatlı Betüş’, ‘Gurur’ gibi film ve dizilere yazdığı müzikler yer alıyordu.
Yer İstanbul Elmadağ’daki Şan Tiyatrosu. Haldun Dormen’in yazıp yönettiği Hisseli Harikalar Kumpanyası müzikali 40 kişilik oyuncu kadrosuyla 3 Mart 1980 gecesi Şan’da ilk kez perdelerini açıyor. Anadolu'da turne yapan çadır tiyatrosunda olan biteni izliyoruz…
Melih Kibar, 2000’lerin başında bestelerini albümlerde toplamaya karar veriyor. İlk albüm Yadigar’ı ikiye ayırıyor Melih Kibar. Birinci bölümde onu üne kavuşturan ve zirvede tutan sözlü besteleri var. Türk popüler müziğine makas değiştirten, Çiğdem Talu-Melih Kibar-Erol Evgin işbirliğinden kalan Sevdan Olmasa’yla (yorumcu Candan Erçetin) açılıyor albüm. Ardından aynı ekibin simge parçalarından İşte Öyle Bir Şey’i Yaşar, Bir de Bana Sor’u Emre Altuğ söylüyor.
Yıl 1995; müzik piyasası birbiri ardına pop arabesk çalışmalarla dolup taşarken arada sırada sıra dışı albümlerle de karşılaşmak olası. Murat Özyüksel’in ilk yapıtı Bir Çiçek Yılı Sonra, bu dönemdeki şablon albümlerden uzak, bütünlüğü ve mesajı olan, ticari beklenti taşımayan özellikleriyle fark yaratıyor. Evet, soft rock kulvarına sokulabilecek, Türkçe’nin iyi kullanıldığı Bir Çiçek Yılı Sonra’da Özyüksel, on bestesini beş ayrı sanatçının yorumuyla albüme koyarak ve altına kendi imzasını atarak Türkiye’de pek alışılmadık bir işe girişiyor.
Mustafa Özkent, Türk Hafif Müziği’ndeki konservatuar kökenli nadir isimlerden. Birçok orkestrada gitar çaldıktan sonra 30’lu yaşlarının başında solo albüm yapmaya karar veriyor. Yetmişlerin ilk yarısında halk ezgilerimizi Batılı sazlarla ve düzenlemelerle yorumlayıp enstrümantal uzunçalar çıkartmak moda. Prodüktör Ali Avaz’la bir araya gelip farklı bir şey yapmaya karar veriyorlar. Yine halk ezgileri olacak ama diskoteklere ve dansa yönelik parçalar içerecek.
Sıra üçüncü albümdeydi. Televizyon belgesellerine müzik yazarken, konserler verirken, reklam cıngılları üretirken albüm çıkartacak kadar kompozisyonu da köşede biriktirmişti. İçine sinince ABD’ye gitti ve kayıtlara başladı. Beyoğlu parçasını ABD’de Ara Dinkçiyan (cümbüş, ut, kanun), Arto Tunç (vurmalılar), Melik Yirmibir’le (bas gitar) kaydetti. Oğlu Oğulcan için bestelediği parçaya ise sezen Aksu söz yazdı ve seslendirdi. Bir başka bestesi Onlar’a Bülent Ortaçgil söz yazdı ve yorumladı.
Haziran ortasını bulduk bile… Vizyon, gündelik hayatla yarışıyor. Hız kesmeden! Dramı, macerası, komedisi, gerilimi, romantizmi hemen her türden öykü, hayata denk düşüyor… Biri yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film, 13 Haziran vizyonunu oluşturuyor! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Bir kargo şirketinde pilot olarak çalışan Antoine de Saint-Exupéry, And Dağları çevresinde kaybolan yakın dostu Henri Guillaumet’yi kurtarmak için harekete geçer. Pablo Agüero imzalı ‘Saint-Ex’, ‘Küçük Prens’in yazarının hayatından bir kesiti aktarırken şiirsel bir havada seyreden, görselliğiyle dikkat çeken bir yapıt olmuş. Filmde başrolleri Louis Garrel, Vincent Cassel ve Diane Kruger paylaşıyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/10.05.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Sinema salonlarına giden seyirci sayısı giderek düşse de, vizyona giren filmlerin sayısı azalmıyor. Hatta, tam tersine artıyor. Her ne kadar, bunların çoğunluğu vasat olsa da, aralarında güzel sürprizler de çıkabiliyor. Bu hafta da önce, bunlardan birine, Sinners’a bir göz atalım. Sonra, modern klasikler kontenjanından vizyona giren, 20 yıllık bir Star Wars filmine, Tolga Karaçelik’in Amerika’da çektiği ilk filme, Güney Kore yapımı bir gençlik filmine ve bir cin filmine bakalım.
Orhan Çakmak, Türk dünyasının izini sürüyor ve bugün 17.30'da TRT Müzik'te kültürlerarası etkileşimi ekrana taşıyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.