YERLİ POPUN İLK GERÇEK SÜPERSTARI

Ünlü şovmen Beyaz, programının başında konuğunun meziyetlerini sayarken ‘O biiir…’ diye çok popülerleşmiş tekniği kullanırdı ya, işte o laf Erol Büyükburç’a uyarlansa sanırız programın başında önemli bir bölüm yalnız buna ayrılırdı.
Evet, Erol Büyükburç, tartışmasız yerli pop müziğin, şov dünyasının en önemli isimlerinden biri, hatta tarihi. Yarım yüzyıl boyunca popülerliğini yitirmemeyi başarmış gerçek süperstar.
Bir çok ilke imza atmış biri ayrıca; televizyonun yaşamımızda olmadığı günlerde sokağa çıktığında üstü başı parçalanan, yollarda yürüyemeyen ilk yıldız; ayrıca ilk yerli pop bestesini yazmış, türküleri ilk kez modernize edip Batılı orkestralarla yorumlamış, gazino dünyasında ‘Türk Hafif Müziği’yle ilk assolist yapmış yine O.
Listeyi daha da uzatmak olası. Ayrıca Büyükburç 27 tane filmde de başrol oynayarak 60’lı yıllarda yazık sinemaları tıka basa dolduran, basında manşetlerden inmeyen, genç kızların sevgilisi, delikanlıların giyimiyle kuşamıyla, hareketleriyle taklit ettikleri gerçek anlamda ilk idol…
1936 Adana doğumlu Büyükburç. ‘Demir Yolları’nda çalışan babasının görevi nedeniyle ilköğnemini Halep’te ve Adana’da tamamlamış. Yine babasının tayiniyle orta öğrenimini de İstanbul’da almış.

Lise yıllarında amatör başladığı müzik yaşantısını 1954’den sonra İsmet Sıral Orkestrası’nda profesyonel sürdürmüş. Bu arada, 1952’de İngilizce sözlerle memleketin ilk pop müziği bestesini yapmış...

1963’e kadar İngilizce sözlerle 25 beste üretiyor. Sahne çalışmalarında kendi yazdığı Türkçe sözlerle yabancı parçaları yorumlayarak arajmanlar dönemini de açıyor.

1957’den itibaren dostlarının muhalefetine rağmen, bu kez de ilk kez halk müziğinin örneklerini modernize ederek kitlelere aktarıyor.

Aralarında, Kızılcıklar Oldu mu?, Mühür Gözlüm, Niksar’ın Fidanları gibi türkülerimizi yorumlarken geleneksel sazlarımızı Batılı tipte organize edilmiş orkestraların içine sokuyor.

Akım çok tutulunca bu kez kendisi türkü formunda besteler yazıyor. O dönem yeni anayasanın getirdiği ilerici havayla, özgürlük ortamıyla müzikçiler yurtdışında da seslerini duyurmayı planlıyorlar.

Büyükburç, 1964-66 arası ‘Milli Orkestra’ ile Balkan festivallerine katılarak Türkiye’yi temsil ediyor.

Yetmişler’in ilk yarısında da aynı tempoda çalışmalarını sürdürdükten sonra, Seksenler ve Doksanlar’ı sanatın birçok dalında araştırmalarla geçiriyor. Ürettikleri medyaya çok yansımasa da o yine aynı heyecanla yeniliklerin, yeni iddiaların peşinden gidiyor…

CUMHUR CANBAZOĞLU