Konuk Yazar

‘KAYBEDENLER KULÜBÜ'NÜN 'SANAYİ' ŞUBESİ!

13 Kasım 2022 Pazar 11:05
‘KAYBEDENLER KULÜBÜ'NÜN 'SANAYİ' ŞUBESİ!

İki kader yoldaşı Yılmaz ve Müjdat, manevi babalarından kalan boya ve kaporta dükkânında ekmek parası peşindedir. Emlakçı dostları Ayhan’ın dükkânı önüne park eden eski Anadol’u iki sokak öteye çekmek için hamle yaptıkları gece onları gören aracın sahibi kalp krizi geçirip ölür. İkili durduk yerde başlarına bela almıştır. Cesedi bir an önce yok etmek için çare düşünürlerken dükkândaki tanka koyarlar. Daha sonra bu tankın içindeki tinerle boyadıkları arabanın muhteşem bir renge sahip olduğunu görürler. Ayhan’ın da desteğiyle bir tür seri üretime geçip para kazanma çabasına girerler. Üstelik elde edilecek gelir ‘hayırlı’ bir iş için kullanılacaktır...

‘Üç Arkadaş’a göz kırpıyor

Senaryosunu Bülent Şakrak’ın kaleme aldığı ‘Tamirhane’, Erkan Kolçak Köstendil’in de ilk uzun metrajı. Hayatın sillesini yemiş ama kendi değerleri etrafında sınırlarını belirlemiş iki sempatik ‘kaybeden’i odağına alan yapım, eski Yeşilçam filmlerinin tat ve ruhunu yer yer inşa ederken (örneğin öykü ‘Üç Arkadaş’a göz kırpıyor) tempolu bir dil tutturmayı ve görsel açıdan akıcı olmayı başarıyor. İngiliz suç filmlerinin mizahi yanını da barındıran çalışmayı Nejat İşler-Rıza Kocaoğlu sürüklüyor. Merve Dizdar Aynur’da, Bülent Şakrak ve Ali Seçkiner Alıcı da abileri Ayhan ve Kayhan’da karşımıza geliyor. Finali itibariyle eski masum günlerden uzakta olduğumuzu hatırlatan ‘Tamirhane’nin en güzel sahneleri bütün karakterlerin dükkân önünde âlem yaptıkları bölümdeydi. Ben ‘seri katil’ olduğu için aranan bir karaktere ilişkin Müjdat’ın “Valla amirim, biz bir ‘seri’liğini görmedik” repliğini de çok beğendim. 

Sonuç olarak ‘Tamirhane’ izlemesi zevkli, hoş bir komedi...

UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/ 12.11.2022)



Diğer Yazılar