Konuk Yazar

GENCİZ, GÜZELİZ, İSYAN EDERİZ!

17 Mart 2024 Pazar 12:39
GENCİZ, GÜZELİZ, İSYAN EDERİZ!

Ege’de etrafı antik bir kentin yıkıntılarıyla çevrili, yoksul, küçük bir köy... Suna annesinin de zoruyla iyi bir atlet, geleceği parlak bir şampiyon olmak için çabalamakta, sürekli antrenman yapmaktadır. Motivasyonu bu ücra köşeden kurtulmak, geleceğine dair kapılar açmaktır. Benzer şekilde en yakın arkadaşı Mako için de bu sıkıcı yöreden evrensele açılmanın yolu eleştirel yanlar barındıran ve kendi damgasını taşıyan rap şarkılarıdır. Minik Filiz de aynı iklimin parçasıdır ve o da cep telefonu üzerinden yaptığı YouTube yayınlarıyla bir anlamda ‘dünyaya’ seslenmektedir! İşte bu dengeler içinde geçen hayatlarında yeni bir nokta belirir; köye atandığını söyleyen ve son derece ilginç bir kişiliğe sahip genç bir imam... Suna’nın dayısı olan muhtarsa köy yakınlarında izinsiz faaliyete başlayan taş ocağıyla ilgili nasıl tavır alacağı konusunda kafası karışıkken bir taraftan da define avcılarıyla illegal iş ilişkisine girer.
Sinemamızın şimdiki zamanlardaki en yaratıcı isimlerinden Reha Erdem, son filmi ‘Neandria’da geniş bir ilgi alanında dolaşıyor ve tıpkı ‘Beş Vakit’te olduğu gibi öyküsünü bir köy düzleminde kuruyor. Bu düzlemde geçmişteki yapıtlarından izler, sesler, dokular var ama öte yandan bu son adımı, kıyametine ilerleyen bir düzende umudu genç fidanların ördüğü bir hikâye sunuyor.
Suna aslında annesine de ifade ettiği gibi yarışmak değil, koşmak istemektedir; çünkü rekabetin bir parçası olmanın derdi, tasası onu yorar. Kızıyla bir başına kalan ve çalışarak evi ayakta tutan annesi ise şampiyonluğu bir tür sınıf atlama tahtası olarak görmektedir. Hayatlarına eklenen genç imam sözleri, yaklaşımları, duruşuyla hem bir bilge portresi çizmekte, hem bir rol modeli sunmakta hem de Suna’nın platonik de olsa gönlünü çelmektedir. “Dünya mukaddestir”, “Spor ibadet gibidir, ruha iyi gelir”, “Herkesin karanlık bir yanı vardır” türünden özlü sözleriyle (!) dene denli derin bir kimliğe sahip olduğunu gösterir adeta. Öte yandan ‘sırrının’ açığa çıkmasıyla birlikte maskesinin altında sakladıklarıyla (ama bunların ne olduğunu anlayamayız) bir anlamda yönetmenin eski işlerinden ‘Kosmos’a selam gönderir...

‘Onlar ümidin düşmanı’
Reha Erdem yine ana karakterinin kadın olduğu bu yeni adımında, asıl eksenini çevrecilik teması etrafında kuruyor ve ‘ahir zamanlar’da dünyanın her yerinde geçerli sorunlara göndermelerde bulunuyor. Kâr hırsı, açgözlülük, rant kaygısı, sürekli rekabet, sit alanlarını yok etme, doğayı katletme, sınıf atlama istekleri, çevrenin bireyler üzerindeki tahakkümü, avcılık histerisi, başka canlılara hayat hakkı tanımayan ve onları bazen zevki için avlayanlar,  baskıyı kırmak ve kendine benzer seslere ulaşmak için rap’i, sosyal medyayı kullanan günümüz gençleri vs... Erdem’in filmi bütün bu güzergâhlarda dolaşırken ait olduğumuz coğrafyanın toprağı için de sosyolojik açıdan havalandırma işlevini üstleniyor gibi. Genciz, güzeliz, isyan ederizAhmet Rıfat Şungar filmde ‘duyarlı’ imam rolünde.
Rahmetli Mithat Alam’a adanan ‘Neandria’ ismini de 3 bin yıl önce gençlerin kurduğu antik yerleşmeden alıyor. Suna’da genç yetenek Deniz İlhan’ın parladığı, Ahmet Rıfat Şungar’ın ‘duyarlı’ imamda öne çıktığı yapımda Mako’da karşımıza gelen ve kendine ait şarkıları seslendiren İzzy’yi deben çok beğendim... Filmde Erdem’in daimi oyuncularından Bülent Emin Yarar muhtarı, İncinur Daşdemir anneyi, Nihal Yalçın muhtarın karısı Gökçe’yi, Serkan Keskin define avcısını, sevgili Tanıl (Bora) da -üzerinde Gençlerbirliği eşofmanıyla- disiplinli atletizm hocası Cumhur’u canlandırıyor. Filiz’de ise Ayşegül Kopartan enfesti, özellikle de YouTube kanalından “Buradan sevgili Greta’ya” diyerek çevreci Greta Thunberg’e selam gönderdiği bölümde çok sevimli ve hınzırcaydı.
‘Neandria’ zekice referanslarla dolu, dünyanın gidişatına ilişkin vurgularda bulunan ekolojik bir sesleniş. Ben filmin en çok haleti ruhiyesini, gençlere olan inancını, içerdiği umudu, sıkışmışlık arasındaki arayış çabalarını, karakterlerinin özgürlüğe tutkularını beğendim. 
Dengenin bir yanında güzelim doğa parçası üzerinde taş ocağı açanlar, onlara yardım ve yataklık yapanlar, gücün karanlık tarafına geçenler, kötülük denen kavramın insan suretine bürünmüş halleri var... Diğer yandaki Suna, Mako, Filiz ise gençliğin, ümidin yeşeren filizleri. Gelecek onlar vasıtasıyla biçimlenecek, türümüz kim bilir belki yok olacak, yeryüzünden silinecek ama geride bu değerli çabalar, bu derin ayak izleri kalacak.
Reha Erdem elbette “Yaşlılara yer yok” demiyor ama yaşlanan ve giderek çürüyen düzenlere dikkat çekiyor. Etkileyici kadrajlarına Florent Herry’nin, çarpıcı müziğine de Alican Çamcı’nın imza attığı ‘Neandria’yı kaçırmayın.
Meraklısına not: Son dönemde Onur Ünlü’nün ‘İtirazım Var’ında Serkan Keskin’in, Tolga Karaçelik’in ‘Kelebekler’inde Hakan Karsak’ın, Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’nda Akın Aksu ve Öner Erkan’ın hayat verdiği ‘imam karakterleri galerisi’ne ‘Neandria’ da Ahmet Rıfat Şungar’la dahil oluyor.



Diğer Yazılar