UĞURLUGİLLER...

Türkiye’de radyolu günler… Dönemin gözde müzik ve gençlik dergisi HEY 15 Eylül 1971 tarihli sayısında, Türkiye’deki tek yayıncı TRT’nin en sevilen programlarından olan, bugünün sitcomlarına benzer ve 17 yıl kesintisiz yayınlanmış (Farklı kadroyla TV’de de devam etti) Uğurlugil Ailesi’ne sayfa ayırmış.

Şöyle akıyor haber:

Geçen yıl yapılan bir piyasa araştırmasında ‘Türkiye radyolarının en çok dinlenen sürekli programı’ olarak tespit edilen Uğurlugil Ailesi bu yıl 11. yaşını doldurmuş oluyor. Gelin, bu 11 yılın öyküsünü, oyunların yazarı, yöneticisi her şeyi Selçuk Kaskan’ın ağzından dinleyelim:

1961 yılının yılbaşı gecesi ilk programı yayınlamıştık. Bir firma benden böylesine bir tipte program istemişti. Adını Uğurlugiller koydum. Aslında dünyanın hemen her ülkesinde ailelerin acı-tatlı yaşantılarını dile getiren böyle eğlenceli programlar vardır. 1961 yılından bugüne kadar sürdürdük. Hâlâ da büyük bir arzu, büyük bir şevkle yazıyorum…’

 

Kimler rol alıyor?

On bir yıl önce bir yaşlı karı-koca, iki çocukları ve dadı beş kişiden meydana gelen aile bugün bir hayli kalabalık.

Salim Bey….. Müşfik Kenter

Nebahat Hanım….. Yıldız Kenter

Doğan….. Genco Erkal

İnci….. Güler Kıpçak

Elif….. Adile Naşit

Türkan….. Çolpan İlhan

Bülent….. Pekcan Koşar

Bacı….. Tevfik Gelenbe

Davut Ağa….. Erol Günaydın

Müveddet Hanım….. Adile Naşit

Anlatıcı… Şükran Güngör

 

İlginç mektuplar

Bu kadar ilgi ile izlenen program olur da, hiç mi ilginç mektup gelmez. Hiç mi ilginç sorular sorulmaz telefonda? Bakınız neler, neler?

‘Uğurlugil Ailesi’nin tiryakilerinden biri açmış telefonu Selçuk Kaskan’a demiş ki: ‘Kuzum lütfen söyler misiniz, şu bizim Uğurlugiller’in adresini. Erenköy’ün neresinde oturuyorlar?’

Bir başka gün Tevfik Gelenbe dolmuşla Beyazıt’a çıkıyormuş. Yaşlı şöför açmış radyosunu. İlk duyulan ses ‘Bacı’nınki olmuş. Şöför şöyle bir iç çekmiş, dönmüş arka sırada oturanlara: ‘Vallahi efendi abiler, şu kadın bana he desin, varmazsam şerefsiz evladıyım. Ne akıllı kadın, birader’…

Öteki tiryakinin derdi daha büyük: ‘Bakınız efendim, bizim evde aynı Bacı kalfa gibi birisi var. O çok üzülüyor, Salim beyle Nebahat hanımın, Nurcihan hanımı (Bacı kalfa) çok hırpaladıklarını söylüyor. Ne olur, biraz daha iyi davransınlar.’

CUMHUR CANBAZOĞLU