'MİLLİ ORKESTRA' BİRİNCİ Mİ, DEĞİL Mİ!

Anadolu Popu hazırlayan, yolunu açan en büyük organizasyonun Altın Mikrofon olduğu doğrudur ama Balkan Melodileri Festivali’ni ya da diğer adıyla Balkan Halk Şarkıları Festivali’ni de bu uzun yürüyüşte önemli bir aşama gibi değerlendirmek gerekir.

Polifonik folk düzenlemelerini ilk kez ağırlıklı bir şekilde kamuoyunun gündemine sokan bu yarışma, alınan dereceler yardımıyla milli bir pop müziğinin de temellerini atmıştır.

Yıl 1964; Türkiye Müzisyenler Sendikası’ndan Muammer Yeşil, Yugoslavya’nın başkenti Belgrad’da 1 ve 2 Eylül’de düzenlenecek Balkan Melodileri Festivali’nde Türkiye’yi temsil edecek Milli Orkestra’da yer alacak isimleri önce Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’ndan seçer. Boğaziçi Müzik Festivali’nde başarılar kazanmış bu orkestranın Türkiye’yi temsil etmesinin uygun olacağını düşünülmüştür. Ancak, yarışmaya kısa süre kala Türkiye Müzisyenler Sendikası sürpriz bir açıklama yaparak orkestra şeflerinin oylarıyla yeni liste çıkarılacağını duyurur.

Titiz değerlendirmelerden sonra, o dönem fırtına gibi esen popüler orkestralardan en iyi elemanlar saptanır. Bu isimler, piyanoda Selim Özer (Selim Özer Orkestrası’ndan), gitarda Yurdaer Doğulu (Erol Büyükburç Orkestrası’ndan), kontrbasta Alper Feyman (Alper Feyman Orkestrası’ndan), nefeslilerde Erol Erginer (Kanat Gür Orkestrası’ndan), davulda Vasfi Uçaroğlu’dur (Müfit Kiper Orkestrası’ndan). Şarkıcılar listesine de Tülay German, Erol Büyükburç ile Tanju Okan seçilir. Erdem Buri, Yalçın Tura, İlhan Usmanbaş, Doruk Onatkut’la uzun görüşmelerde bulunan Muammer Yeşil yarışmada uygulanacak stratejiyi özenle belirler...

Onuncu kez düzenlenecek festival iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde her şarkıcı istediği dilde iki parçayı seslendirecek, ikinci bölümde ise temsil ettiği ülkeden iki besteyi, yine kendi dilinde söyleyecektir.

Tülay German dört parçayı da Türkçe seçer; birinci bölümde Haldun Taner’in sözlerine Yalçın Tura’nın bestesi Keşanlı Ali, türkü Burçak Tarlası, ikinci bölümde Ali İzzet’ten Mecnunum Leylamı Gördüm ve Erdem Buri bestesi Yarının Şarkısı’ya yarışır.

Erol Büyükburç ise Kara Tren, Kara Kaş Gözlerin Elmas, T’amo T’amero ve Little Lucy ile sahneye çıkar. İki ünlü yorumcunun yanında Türkiye’yi temsil eden Tanju Okan yarışma için Kundurama Kum Doldu, Katibim, Stasera Pago Io, Feliz Sin Tu Amor’u hazırlamıştır.

Sonuçta, Milli Orkestra, sıra dışı bir performansla parçaları yorumlar ve birinciliği alarak ülkeye döner.

4 Eylül günü radyolar 'Türk Milli Orkestrası’nın birinciliğini ülkeye duyurduğunda büyük coşku yaşanır ve çeşitli kutlamalar düzenlenir. Orkestra, yarışmanın heyecanı geçmeden Beyoğlu Saray Sineması’nda iki konser verir ve İstanbul’da yer yerinden oynar.

Bu birincilik en çok Tülay German’ın işine yarar ve Burçak Tarlası o dönem en fazla satan plak olur.

 

Birinciliğe abone

Ertesi yıl Müzisyenler Sendikası, birinciliğin de verdiği avantajla, bu festivali İstanbul’da düzenleyebilmek için harekete geçer ama, Bulgaristan’ın Varna kenti daha iyi lobi faaliyetiyle yarışmaya ev sahipliğini koparır.

İkinci yıl Türk tarafında, yarışmanın müzikal yanından çok çekişmeler ve dedikodular öne çıkmıştır. Yine bir yıl önceki gibi orkestra şeflerinin katılımıyla yapılan oylama sonucu bir ekip seçilir. Görevlendirilenler arasında, piyanoda Selim Özer ile vokalde Tülay German da vardır. Ancak, Özer ile German işleri nedeniyle yarışmaya katılamayacaklarını açıklayınca yerlerine en iyi ikinci oyu toplamış Şerif Yüzbaşıoğlu ile Ayla Dikmen ekibe dahil edilir.

Söylentilere göre, Yüzbaşıoğlu bu kararın toplantı salonundan dışarı sızmasını istemez ve kamuoyuna kendilerinin daha başlangıçta asıl yarışmacı olarak seçildiğinin açıklanmasını talep eder. Daha da ileri gidip, aksi takdirde Müzisyenler Sendikası Başkanlığı görevinden istifa edeceği tehdidini savurur. Yine söylentilere bakılırsa, Tülay German, Erol Büyükburç’la aynı sahnede yarışmak istemez. Süheyl Denizci de, seçilmesine rağmen, işleri nedeniyle orkestraya katılamayacağını belirtir. On beş orkestra şefinin oyu sonucu Milli Orkestra’ya alınan Kanat Gür ise, çalıştığı lokalin patronunun izin vermemesi sonucu ekibe katılamayınca yerine Ersin Ünlüsoy davet edilir.

1965 yılının Milli Orkestrası, değişikliklerin ardından, tuşlularda Şerif Yüzbaşıoğlu, nefeslilerde Erol Erginer, basta Alper Feyman, gitarda Ersin Ünlüsoy ile Yurdaer Doğulu, davulda Vasfi Uçaroğlu, şarkıcılar Ayla Dikmen, Erol Büyükburç ve Başar Tamer’den oluşur.

14 Ağustos cumartesi günü, göğsünde ay-yıldızlı bayrak olan, bir örnek gri takım elbiseleriyle, beyaz gömlek ve siyah kravatlarıyla Taksim’deki Atatürk Anıtı’na çelenk koyup saygı duruşunda bulunan ekip, İstanbul valisi Niyazi Akı’nın maddi desteği sonucu Varna’ya otobüsle hareket eder.

Bulgaristan’da kaldıkları altı gün boyunca büyük ilgi gören Milli Orkestra’dan Başar Tamer yarışmada Eminem, Çarşıya Geldi Kiraz, Oy Farfara’yı, Erol Büyükburç Olam Boyun Kurbanı, Kızılcıklar Oldu mu?, Adanalı, Granada’yı, Ayla Dikmen, Ho Capito Che Ti Amo, Niksar’ın Fidanları, El Porompompo, Quando Vedrai La Mia Ragazza’yı seslendirir.

Sonuç açıklanır ve sahnede bembeyaz elbiseleriyle yer almış Milli Orkestra yine birinci seçilir.

Yurda dönüşte Milli Orkestra İstanbul, Ankara ve İzmir’de konserlere çıkar ve de büyük sükse yapar...
 

Aslında herkes şampiyon!

1966’da Burgaz kentinde düzenlenecek üçüncü yarışma öncesi skandal patlak verir. Bulgarlar’ın açıklamalarıyla, bu yarışmanın turistik amaçlarla yapıldığı ve kesinlikle birincisi olmadığı ortaya çıkar. Müzisyenler Sendikası kazanılmış madalyaların gerçekliğini iddia etse de bu madalyaların etkinliğe katılan herkese rozet gibi dağıtıldığı haberi ortalığı karıştırır.

Ancak, yarışmadan vaz geçilmez ve bu ağır suçlamanın gölgesinde 19 orkestra şefi, Türkiye Müzisyenler Sendikası’nın önderliğinde bir araya gelip festivale gidecek ekibi saptamak üzere toplanır.

Milli Orkestra’nın (Şerif Yüzbaşıoğlu-piyano, Yurdaer Doğulu-solo gitar, Selçuk Başar-ritm gitar, Erol Erguner-nefesliler, Önder Bali-klarinet, Alper Feyman-bass, Salim Ağırbaş-davul) kadrosu saptanır ve Tanju Okan, Ayla Dikmen ile Erol Büyükburç solist olarak seçilir.

Dedikoduların ardı arkası kesilmemektedir ve bu ortamda gazino patronu Fahrettin Aslan izin vermeyince Erol Büyükburç ekipten çekilir. Şerif Yüzbaşıoğlu onun yerine Erkut Taçkın’ı kadroya alır ama kısa süre sonra nedenini belirtmeden orkestrayı dağıttığını açıklar.

Türk müzisyenlerin Balkan Melodileri Festivali serüveni bu şekilde sona erer. Dönemin gazeteleri bazı müzisyenlerin, birincisi olmayan bir festivalde iki yıl kendilerini birinci gibi gösterip halkı göz göre göre aldattığını, hem de bunu ‘Milli Orkestra’ adıyla yaptığını yazar günlerce.

CUMHUR CANBAZOĞLU