ASİTANE / AUDIOFACT (2003)

Yerli piyasanın sıra dışı işler yapmaya özen gösteren bağımsız şirketlerinden Aura Müzik’in sessiz sedasız imzasını attığı bir Asitane.
Albümün sahibi Audio Fact grubu. 1996’da Boston’da Mehmet Ali Sanlıkol (klavye, vokal) ile Onur Türkmen (gitar) tarafından kurulan, ilk albümleri Black Spot’u 1998’de Kalan Müzik etiketiyle yayımlayan grup o günlerde ‘Berkleeli Gençler’ diye tanınmaya başlamıştı. Dünyanın en önemli müzik okullarından Berklee’de öğrenim gören ikili, yine okuldan arkadaşları Cengiz Baysal (davul), Roberto Castillo (vurmalılar), Ryan Woodward (tenor ve soprano sax), Fernando Huego’yu (elektrikli bass) yanlarına alarak çokuluslu bir grup kurmuş, kulaklarını yerel ve evrensel her türlü gelişmeye açık tutmaya karar vermişti.
Prodüktörlüğünü Aydın Esen’in üstlendiği, Okay Temiz’le Ercan Irmak’ın çalgılarıyla konuk olduğu albüm, o dönem taze kan arayan yerli caz çevreleri için umut olmuştu. Boston’da kulüplerde çalarak başladıkları profesyonel müzik yaşamları Aydın Esen’le karşılaşmalarından sonra değişmiş, Esen’in katkılarıyla bu albümü üretebilmişlerdi. Popun, funkın, Afrika ve Latin tatlarının birleştiği Black Spot sınırlı sayıda kabul görse de grup canlı performanslarıyla, konserlerdeki üstün doğaçlama tekniğiyle dikkat çekmişti.
Ürettikleri müzik, yapılarındaki renkliliğe paralel olarak belli sınırlar içinde ilerleyemiyordu. Soundlarına yakıştırılan ‘füzyon’ damgasını beğenmiyorlar; dar çerçevelere sığmaya karşı çıkıyorlar, elektrikli ya da akustik her çalgıya sıcak bakıyorlar ve sürekli deniyorlardı.
Black Spot, geniş kitleler tarafından kolaylıkla dinlenecek, tüketilecek, popüler bir albüm olmadığından Audio Fact’in, böyle bir piyasaya kendini tanıtması zordu. Yapılacak iş, konserlerle ufak ufak dinleyici kitlesini genişletmek, fırsatları değerlendirip insanların önüne daha sık çıkmaktı.
Audio Fact, her sahne performansında dinleyicileri farklı adreslere taşıyor, sürekli arayışlarla ‘o anın müziğinden’ kesitleri, belleklerine, kulaklarına yerleşmiş sonuçları, içlerinden gelen neyse onu tarihe not düşmeyi deniyordu…
Bu ilginç çabanın ikinci ürünü olan Asitane albümü de tamamen aynı espride üretilmiş, gözünü çok sesli, çok renkli, müthiş bir devinim içinde olan İstanbul’un müziğine çevirmiş bir çalışma. Kuruluş kadrosundan fire vermeyen Audio Fact, albüme not düşüldüğü üzere, Farsça ‘devletin eşiği’, Esi Yunanca ‘büyük tekke’ anlamına gelen Asitane’deki yapıtlar arasında bir bütünlük sağlayıp İstanbul’da geçen bir günün öyküsünü özetliyor müziksevere.
Albümü şöyle anlatıyor grup: ‘Parçalar günün farklı saatlerini temsil ediyor. İlk parça Ghetto In Asitane ile akşamüstü kenar mahallelerden yola çıkıyor, gece Mr. Downtown’la Taksim’deki yoğun eğlence ve kulüp trafiğine karışıyoruz. Uzun bir gecenin ardından ezan seslerinin arasında Sabah’ın ilk ışıklarına gözümüzü açıyoruz. Face Collection ile yoğun sabah trafiğine ve kargaşa içinde buluyoruz. Öğle vakti Jasmine ile minik bir nefes alıyor, belki de romantik bir kaçamak yapıyoruz. Ardından Rainchaser ve Everytime The City Falls ile İstanbul’a özel bir zamandan kopuş ve tarihte kısa bir yolculuk geliyor. Albüm Dere Geliyor Dere ile akarak bir günlük devinimini tamamlıyor. Ayrıca her bir parçanın arasında yer alan İstanbul’a özgü ses ve müziklerle bu muhteşem şehrin renkleri sunuluyor; balıkçılar, ezanlar, gazeller, oyun havaları, martılar, trafik keşmekeşi, satıcılar, çocuk sesleri, elektronik ritmler ile İstanbul’un bin bir rengi…'
Asitane dönemin en kaliteli albümlerinden biri; parçalardaki deneyler etkileyici, evrensel bakış ve grubun cesur adımları şaşırtıcı. Özellikle Dere Geliyor Dere gibi geleneksel bir parçanın güçlü melodik yapısının altında ezilmeden getirilen yorum sıra dışı.
Asitane, gümbür gümbür gelen yetenekli müzisyenlerden oluşan bir grubun bizce kartvizit çalışması…