SİNEFİLDEN NOTLAR / HASAN NADİR DERİN

2020'DE SİNEMA

03 Ocak 2021 Pazar 21:26
SİNEFİLDEN NOTLAR / HASAN NADİR DERİN

Yıl sonlarında, o yılın genel bir değerlendirmesi yapılırken genellikle hangi filmler öne çıktı, büyük festivallerde kimler ödül aldı, seneye Oscar yarışında kimler öne çıkıyor gibi konulardan bahsederdik. 2020’de sinema dediğimizde ise öne çıkan gündem maddesi, pandemi sektörü nasıl etkiledi, bundan sonra neler değişecek oluyor. Bu nedenle bu yazıda, genel olarak bunlara değinmeye çalışacağım.

 

Gişe ve seyirci sayıları - Türkiye (*):

Pandeminin sektöre etkileri dediğimiz zaman, bunu somut olarak görebileceğimiz yer elbette gişe verileri. Öncelikle ülkemizdeki durumdan başlayalım. Ülkemizde, sinemaların seyirci sayıları 2017 ve 2018 yıllarında 70 milyon barajını aşarak, tepe noktaya ulaşmıştı. 2019 yılında, medyada popcorn savaşları olarak adlandırılan kriz ile birlikte, seyirci sayısı 60 milyon civarına düştü. 2020’de bir toparlama beklenirken pandemi işin içine girince, yaklaşık 17.5 milyon seyirci ile kapanmış. Hasılat değerleri bize daha da iyi bir fikir verebilir. 2019’da krize rağmen 1 milyar TL’nin eşiğine gelen toplam gelir, 2020’de sadece 300 milyon TL’de kalmış durumda. Hasılatın sinema salonları, dağıtımcı, yapımcı ve Kültür Bakanlığı arasında dağıldığını düşünürsek sektör için çok büyük bir kayıp olduğunu söyleyebiliriz. Yapımcıların çoğunlukla online platformlara yöneldiğini, yabancı filmlerin Türkiye dağıtımcılarının da filmlerini yine online platformlara verebildiğini düşünürsek, sektörün o ayağının varlığını sürdürebildiğini söyleyebiliriz. Ancak burada asıl sıkıntı sinemalarda. Sinemaların açılmasına izin çıktığı noktada, ne kadarının yoluna devam edebileceğini göreceğiz. Sonrası için de seyircinin film izleme alışkanlığının ne kadar değiştiği önemli bir gösterge olacak.

Türkiye’de bu sene sinemalarda en çok izlenen filmlere baktığımızda, ilk 10 filminin hepsinin Ocak ya da Şubat aylarında gösterime girmiş olduğunu görüyoruz. Ağustos ayında vizyona girerken kendisinden çok şey beklenen Tenet, ancak 12. sırada kendine yer bulabilmiş.  Hatta şöyle diyelim, ilk 30 film arasında Ağustos ve sonrasında gösterime giren sadece iki yapım var. Sinemaların korona gölgesinde açık olduğu sürede, seyirciler sinema salonlarını çok tercih etmemişler. Aşı nasıl sonuç verir, sonrasında sinema salonları tekrar açıldığında neler değişir göreceğiz.

2020’de, 1 milyon seyirci barajını geçen sadece 2 film var. Eltilerin Savaşı ve Bayi Toplantısı. Eltilerin Savaşı’nın 31 Ocak’ta gösterime girdiğini düşünürsek, 3.5 milyonluk seyircisi, normal şartlarda da en fazla 4 milyona çıkardı muhtemelen. Bayi Toplantısı ise 21 Şubat’ta gösterime girmiş ve 1 milyon seyirciyi çok az geçmiş. Normal zamanındaki potansiyelinin epey altında kaldığı söylenebilir.

 

Gişe ve seyirci sayıları - Dünya:

İçinden geçtiğimiz bu tuhaf yılda dünyadaki durumu da farklı açılardan değerlendirmek gerekli. Çin, virüsün ilk çıktığı ülke olarak, sinemaları da ilk kapatan ülke oldu. O dönem çok büyük kayıp yaşadıkları konuşuldu ama sinemaları ilk açan ve açık tutmaya devam edebilen ülke de Çin oldu. Böyle olunca, geçmiş yıllarda yavaş yavaş sinyallerini veren bir olay 2020’de ilk kez gerçekleşmiş oldu. Geçmiş yıllarda dünyada en çok izlenen filmler listesinde bir ya da iki Çin filmi olur, bu film de Çin dışında pek bir yerde gösterime girmemiş olurdu. Diğer filmler ise Amerikan filmleri olurdu. Bu yıl, dünya genelinde en çok izlenen 10 filmden 4’ü Çin’den, biri Japonya’dan geliyor. Hatta 2020’nin dünyada en çok izlenen filmi olan Sekiz Yüz, ülkemiz sinemalarına kadar gelebildi ama pek ilgi görmedi (kendi adıma koca IMAX salonunda, tek başıma izlemiştim). Ayrıca Çin ilk defa, gişe hasılatında en büyük pazar payına sahip ülke haline geldi. Tenet, dünya genelinde 4. olabilse de temel olarak Amerika dışında ulaştığı seyirci ile bunu başarabildi.

Amerika özelinde bakacak olursak, aslında orada da bize benzer bir tablo görüyoruz. En çok izlenen 10 filmin 8’i yılın ilk 3 ayında gösterime giren filmler. Tenet Amerika’da, her şeye rağmen 8. olabilmiş. 100 milyon doları aşabilen ise sadece iki film var. Bad Boys for Life ve Sonic the Hedgehog. Büyük ihtimalle normal şartlarda bu filmler belki, ilk 10’un sonlarında yer alırdı, belki de hiç listeye giremezdi. Hatta listede Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild) gibi, listeye gireceğini hiç tahmin etmeyeceğimiz filmler de var. Sektör açısından kaybın büyüklüğünü anlamak için yine toplam hasılat verilerine bakalım. Amerika’da 2009’dan beri toplam gişe geliri, her yıl 10-11 milyar dolar civarında gerçekleşmiş. 2020’de bu değer 2 milyar dolar. Düşüş oranlarını karşılaştırırsak, Amerika’daki durumun ülkemizden daha kötü olduğu görülebilir (daha sağlıklı bir karşılaştırma için, her iki ülkenin enflasyon oranlarını da işin içine katmak gerekir ama şimdilik onu bir kenara bırakalım).

 

Online platformların yükselişi:

Bu konu üzerine yıl içinde çok fazla yazıldı, çizildi. Aynı şeyleri tekrarlamayalım ama yukardaki tablo, bunun nedenlerini gösteriyor aslında. Pandemi döneminde sinemaya gitmeyen seyirciler elbette film izlemeyi bırakmadı, hatta daha fazlalaştırdı. Festival meraklıları çareyi giderek artan online festivallerde bulurken, genel seyirci kitlesi de online platformlara kaydı. Zaten yükselişte olan online platformlar da bu yükselişlerinin hızını, muhtemelen kendilerinin de beklemediği kadar arttırmış oldular. Hatta pandeminin ilk dönemlerinde Netflix’in Avrupa’da oluşan talebi karşılamak için, görüntü kalitesini bir miktar düşürdüğü haberleri çıkmıştı.

Elbette içeriklerde de belirgin bir değişim yaşandı. İlk defa sinemada vizyona girmesi planlanan pek çok film, online platformlarda seyirci karşısına çıktı. Yıl ortasında Tenet ile sinema salonlarını kurtarma iddiasında bulunan Warner Bros, yıl sonunda bombayı patlatarak, 2021’de tüm filmlerini sinemalar ile aynı anda, kendi online platformları olan HBO Max’de de gösterime sunacağını açıkladı. Bu durum sektörde çok büyük tepki yarattı ama ilk örnek olan Wonder Woman 1984, ilk bakışta sinemalara belli bir seyirci de çekmiş gibi gözüküyor ama ilerleyen örneklerde sonuç ne olacak göreceğiz. Amerika özelinde, Warner’ın bu filmlerin sinema gösterimlerinden alacağını payı azalttığını da not olarak düşelim. Yani sinema salonları, daha az seyirci ile aynı parayı kazanabilecek.

Online platformların son yıllardaki yükselişi ile farklı stüdyolar ve yatırımcılar da bu işe girmeye başladılar. Amerika’da pazara HBO Max ve Disney+’ın girmesi ile ortalık epey karıştı. Türkiye’de de 2021 itibariyle, Exxen ve Gain de olaya dahil oldular. Disney+’ın da bu yıl içinde geleceğine dair haberler duyuyoruz. Pazar bu platformların hepsini kaldırabilecek kadar büyük mü, bu sayı daha da artacak mı, yoksa azalacak mı, bunları da zaman gösterecek.

 

Yılın en iyileri:

Bu yazıda filmlerden bahsetmedik, daha çok olayın ekonomik boyutuna değindik ama âdettendir, bir en iyiler listesi vermeden de bitirmeyelim. Sinema Müzik sitesi yazarları olarak, 2020’de Türkiye’deki sinema salonlarında vizyona giren filmler içinden seçtiğimiz en iyileri açıklamıştık. Site içinde bulunabilir. Ben burada kişisel olarak 2020’de fiziksel ve online festivallerde izlediğim filmler içinden yaptığım, vizyona girmeyen filmlerden oluşan bir listeyi paylaşayım:

1. Rizi (Days)

2. La llorona (Ağlayan Kadın)

3. Submissão (Teslimiyet)

4. First Cow

5. Shirley

6. Sanctorum

7. A Metamorfose dos Pássaros (The Metamorphosis of Birds)

8. Never Rarely Sometimes Always

9. Vitalina Varela

10. Mimaroğlu

11. Antigone

12. Petite Fille

13. Walchensee Forever

14. Hutsulka Ksenya

15. Il peccato (Günah)

 

Haftaya görüşmek üzere.

(*: Türkiye gişe verileri, Box Office Türkiye, dünya gişe verileri ise Box Office Mojo ve Wikipedia’dan alınmıştır.)

HASAN NADİR DERİN

GALERİ


Diğer Yazılar