Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

23 HAZİRAN 2023

22 Haziran 2023 Perşembe 19:44
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Çok şiddetli depremler, büyük bir felaket yaşadık!
Ülke olarak tarifsiz bir acı içindeyiz! 
06 Şubat 2023 saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 ve saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi ve yüreklerimiz yandı. Bütün yurtta ve dış temsilciliklerde yedi gün süreyle millî yas ilan edildi. 
Depremden, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Kilis ve Malatya illerimiz etkilendi. Resmi rakamlara göre bu satırların yazıldığı an, elli bine aşkın vatandaşımız hayatını kaybetmişti ve yüz küsur bini aşkın yaralımız vardı. Neredeyse beş yüz bin vatandaşımız bölgeden tahliye edildi. 20 Şubat gecesi ise Hatay’da 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki bağımsız deprem daha meydana geldi. Altı can daha hayatını kaybederken üç yüze yakın kişi de yaralandı. 
Hayatını kaybeden canlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. 
Tek düşüncemiz yaraların bir an evvel sarılması! Gün, yardım, destek ve dayanışma günü! Nerede olursak olalım, depremzedeler için yapabilecek mutlaka bir şeyimiz olmalı! Yüreğimiz yanıyor!
Kelimeler kifayetsiz! Hal böyleyken hemen hiçbir şeyin, bizim işimiz özelinde filmlerin ve vizyonda ne olup olmadığının bir önemi kalmıyor! İnsan deprem bölgesinden uzakta, yatağında yatmaya, bir bardak çay içmeye, neredeyse nefes alıp vermeye utanıyor! 
Öte yandan film şirketleri çalışmalarına devam ediyorlar. Sinemalar açık. Her hafta yeni filmler vizyona girmeye devam ediyor. İki hafta süreyle ara verdiğimiz vizyon/film tanıtımlarına, işimiz mecburiyeti gereği 24 Şubat haftasından itibaren yeniden başladık.


SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK

In Name Only / Kalp Sızıları
(Yönetmen: John Cromwell / 1939)

His Girl Friday
(Yönetmen: Howard Hawks / 1940)

The Talk of the Town / Dillere Destan
(Yönetmen: George Stevens / 1942)

Notorious / Aşktan da Üstün
(Yönetmen: Alfred Hitchcock / 1946)

Guess Who’s Coming to Dinner / Beklenmeyen Misafir
(Yönetmen: Stanley Kramer / 1967)


Vizyonda bu hafta (23 Haziran 2023)
üçü yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film merhaba diyor yeni haftaya!
İstanbul dışında bulunup, basın gösterimlerine iştirak edemediğimden dolayı, vizyonun yeni filmlerine yapım notlarından yararlanarak, yorumsuz yer vereceğim. 
Popüler TV dizisi ‘The Office’in yaratıcılarından Gene Stupnitsky’nin ikinci uzun metraj yönetmenlik denemesi ‘No Hard Feelings / Büyü de Gel’, başrolünü Jennifer Lawrence’ın üstlendiği bir komedi. Acilen paraya ihtiyacı olan Maddie, garip bir ilana cevap verir ve… 
Tuhaf, zengin aile çocuğu Percy ile büyüdüğü evi kaybetmenin eşiğinde olan Maddie arasında geçiyor öykü. Ebeveynleri, on dokuz yaşındaki içe kapanık oğulları Percy’nin üniversiteye gitmeden önce onunla ‘çıkacak’ ve kozasından çıkaracak birini aradıkları bir ilan vermişlerdir. Jennifer Lawrence’ın rol arkadaşları, Andrew Barth Feldman, Natalie Morales, Ebon Moss-Bachrach, Laura Benanti ve usta aktör Matthew Broderick.
Hollanda yapımı animasyon ‘2 kleine kleutertjes: Een dag om nooit te vergeten / Afacanlar İş Başında’, özellikle küçük yaştaki izleyicilere sesleniyor. Joey 4, Anna ise 5 yaşındadır. Onlar sadece kardeş değil, aynı zamanda çok iyi birer arkadaştırlar! Kısa zamanda aralarına bir bebek daha eklenecektir. Bu durum, iki kardeşin ruh hallerini etkiler. Yönetmen, Wip Vernooij.
Kemal, âşık olduğu kadının kendisiyle değil de abisi ile evlendirilmesinden sonra bütün bir köyün sonunu getirecek olaylar silsilesinin başlamasına yol açar. Lanetli bir büyünün, yirmi beş yıl sonra tekrar ortaya çıkması ve vaat edilen kefaretini talep etmesiyle kötülük yeniden baş gösterir. Kendisini tüm bu olayların merkezinde bulan Damla, Haile-i Vaka olarak kayıtlara geçecek bu olayların baş gösterdiği köye gider ve geçmişiyle yüzleşir. Alper Mestçi imzalı korku örneği ‘Haile: Bir Aile Kâbusu’nun oyuncu kadrosunda yer alan isimlerse; Ömer Gecü, İpek Arkan, Seyran Aksoy, Nesrin Yıldırım ve Öznur Kula.
‘Adalet’, senaryosunu Bilal Kalyoncu ve Koray Yeltekin’in kaleme aldıkları, yönetmenliğini Özgür Bakar’ın üstlendiği bir aksiyon. Sınır ötesi bir operasyonda kardeşi gibi gördüğü arkadaşını şehit veren Emir, yaşadığı ruhsal çöküntü sebebiyle hizmet ettiği özel harekât biriminden ayrılarak gözlerden uzak bir hayatı tercih etmiştir. Yeni hayatının bir parçası haline gelen dostlarının vahşice öldürülmesi, Emir’in geride bıraktığı geçmişini tekrar gün yüzüne çıkarır ve kendi adaletini sağlamak için mafya ile amansız bir mücadelenin içine girer. Çağan Atakan Arslan, Ufuk Özkan, Eslem Akar, Burak Sarımola, Yıldırım Memişoğlu ve Caner Kurtaran oyuncu kadrosunu oluşturan isimler.
Sezgin Cengiz ve Şiyar Gedik’in birlikte yönettikleri kara komedi ‘Tebessüm’, çevresi tarafından asık suratlı olması ve asosyalliği ile bilinen, Mustafa’nın bir gecede değişen yaşamına odaklanıyor. Çevresi tarafından asık suratlılığı ve asosyalliği ile tanınan Mustafa, İstanbul’ da bir devlet dairesinde arşiv bölümünde çalışmaktadır. Mustafa’nın iş yerinden arkadaşı Zeki, her fırsatta Mustafa’nın asık suratlılığını eleştirmektedir. Mustafa’nın imajından hoşnutsuzluğunu bilen Zeki, kendi uydurduğu bir hikâyeyle Mustafa’yı etkileyerek, saçlarını sarıya boyamaya ve gülümser gözükmesi için dudak kenarını kesmeye ikna eder. Radikal bir imaj değişikliğine giden Mustafa için bundan sonra hayatında, pek de gülünecek bir şey kalmaz. Henüz yarası kabuk bile tutmamışken, babasının Denizli’ de hastaneye kaldırılıp, bacağının kesildiğini öğrenir. Kesik bacağı gömmekle vazifelendirilen sarı saçlı, yüzü yaralı Mustafa ve her şeye sinirlenip öfkelenen amcasının oğlu Mehmet, kendilerini absürt bir hatalar zinciri içinde debelenirken bulurlar. Başrolü üstlenen Onur Buldu’ya eşlik eden isimler, Adem Tosun, Seda Türkmen, Güvenç Selekman ve Özlem Gök.
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!

 

TARİHTE BU HAFTA
Altı yıl öncesine, 2017 yılına gidiyor, tarihte bu haftayı anımsıyoruz!


Vizyonda bu hafta (23 Haziran 2017)
Yeni haftanın beraberinde getirdiği film sayısı dokuz. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.


BERLİN SENDROMU
-Tutsak olmak-

‘Lore / Savaşın Gölgesinde’ adlı derinlikli dramı ile dikkat çeken Avustralyalı yönetmen Cate Shortland, politik ve duygusal altyapısı olan bir gerilime imza atmış bu kez. Avustralyalı Clare, Berlin’deki Sovyet mimarisini fotoğraflamak için Almanya’ya gelmiştir. Tesadüfen tanıştığı karizmatik beden öğretmeni Andi ile geçirdiği tutku dolu, romantik gecenin ardından evde yalnız uyanır ve kapının kilitli olduğunu fark eder. Avrupa’nın en önemli kentlerinden birinin sessiz ve ücra bir köşesinde bulunan evde hapsedilen genç kadın, sapkın ve tuhaf bir ilişki oyununun içinde bulur kendini. 
Son dönemde ardı sıra çevirdiği filmlerle perdeye yansıyan Avustralyalı başarılı aktris Teresa Palmer ve Alman aktör Max Riemelt’in başrolde oldukları karanlık öykü, son derece ‘egemen’ bir yönetmenlik başarısı her şeyden önce. Çoğunluğu tek mekanda geçen gerilim yüklü dram, zarif bir duygusallık ve derin bir siyasi alt metin de içeriyor. Eski Doğu Almanya günlerinden sarkan bir yoksunluk meselesi, sapkın bir ruh durumuyla harmanlanmış. Bağımsız filmlerin ana yurdu Sundance’da yarışan yapım, Melanie Joosten’ın romanından uyarlanmış perdeye. Görüntü yönetmeni Germain McMicking’in, ana karakterin hapsedildiği evi bir organizma gibi kullanması, artı değer katıyor, benzer Hollywood yapımlarından, duygusal tonu ve içsel meselesi bakımından tamamen ayrılan filme… 
Sadece gerilim ve kapkara öyküleri sevenler değil, tarihin insana ettiklerini sorgulayan rafine izleyiciler için de ilginç bir seyirlik ‘Berlin Sendromu’! Herhangi bir seyahatte, farklı öyküler yaşamış ve acılarla yoğrulmuş hemen her kenti gezerken, o kentin insanlarının duygusal dünyalarına ve hassasiyetlerine dikkat etmenin de gerek olduğunu ‘çaktırmadan’ not eden film, gözümüzün içine sokmadan ‘derin Berlin’i de gayet güzel gezdiriyor bize. Kırılgan, sert, hüzünlü ve netameli! (4 / 5)   


KARA GÜN
-Belgeseli andıran bir iz sürme öyküsü-

2013 yılında Boston Maratonu esansında gerçekleşen bombalı saldırı ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerine içerden yapılmış, Hollywood tarzı bir kahramanlık hikayesi. Maratona yapılan vahşi terör saldırısı sonrası, zanlıları yakalamak için müthiş bir kovalamaca başlar. 
Amerikan halkının kahramanlığını okşayan, milliyetçi öyküleri gayet iyi çeken ve onlara belirli bir derinlik kazandıran Peter Berg, bu kez yaşanmış bir tarihsel acının ve masumlara yapılmış vahşi saldırının öyküsünü taşımış perdeye. Korkunç terör eyleminin ardından, emniyet güçlerinin ve sıradan insanların sergilediği kahramanlık ve fedakârlıklar, filmin odağında yer alıyor. Başrolde, Mark Wahlberg’i izliyoruz. Usta aktöre, yine birçok usta isim, John Goodman, J.K. Simmons, Kevin Bacon ve Michelle Monaghan eşlik ediyorlar. 
Amerikan halkının milliyetçi damarını hedef alan film, sokaktaki sıradan Amerikalıdan, fedakârca çalışan emniyet mensuplarına dek, hain terör tehdidi karşısında, halkın tek yürek olduğu gerçeğini taşıyor perdeye. Tobias A. Schliessler imzalı görüntü yönetimi, an be an aktüel kamera ile görüntülenmiş kaçma-takip-yakalama sahnelerini, adeta bir belgesel gerçekliğine bürümüş. Çatışma sahnesinin hakikiliği, gerçekten sinematografik açıdan üst düzey. Bu tip filmlerin olmazsa olması hamasi söyleme çok takılmazsanız, yaşanmış olayları gayet iyi bilseniz bile, sürükleyici yapım, ilgi ve merakla izletiyor kendini rahatlıkla. (2,5 / 5)

Cannes’de prestijli ödül ‘Altın Kamera’ için yarışan yarışan, Vatche Boulghourjian’in Lübnan-Fransa ortak yapımı ilk uzun metraj kurmacası ‘Tramontane / Dağların Ardında’, Berlin, İstanbul, Malaga ve Buenos Aires film festivallerinden ödüllerle ayrılan İspanyol yapımı dram ‘Estiu 1993 / 93 Yazı’, Michael Bay imzası taşıyan, popüler bilim-kurgu aksiyon serisi Transformers’ın beşinci filmi olan ‘Transformers: The Last Knight / Transformers 5: Son Şövalye’, Almanya’dan çıkagelen ve özellikle küçük izleyiciye seslenen üç boyutlu animasyon ‘Die Häschenschule / Tavşan Okulu’ ve üç yerli yapım, popüler ve rekortmen komedi serisinin beşinci filmi olan ‘Recep İvedik 5’, kadrosunda Cem Özer’in yer aldığı bir diğer komedi ‘Tatlı Şeyler’ ile birlikte, yıllar sonra çevrilmiş devam filmi olan korku-gerilim türündeki ‘Büyü 2’, haftanın; notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Herkese tekrar iyi seyirler!

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar