Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

21 EKİM 2016

20 Ekim 2016 Perşembe 21:40
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Dördü yerli, yedi yeni filmin merhaba dediği hafta, hemen her beğeniye sesleniyor. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. Herkese iyi seyirler.

İKİMİZİN YERİNE
Başarılı reklam filmleri ve video klipleriyle tanınan Umur Turagay, 1998’de yönettiği ‘Karışık Pizza’ adlı ilk uzun metrajının ardından beyazperdede suskundu. Suskunluğunu bozduğu film, Yeşilçam tarzının üzerine gerçekçi unsurlar ekleyen bir melodram. Pınar Bulut imzalı senaryo ile ikinci uzun metraj kurmacasını yöneten Turagay, Aylin Zoi Tinel’in kurgusu ve temiz işçilikle eli ayağı düzgün bir popüler ürün imzalamış. Başrollerini Serenay Sarıkaya ve Nejat İşler’in paylaştığı romantik dram, son dönemde özellikle Güney Kore sinemasından çıkan benzer aşk öykülerini andırıyor. Küçük bir kasabada ailesiyle birlikte yaşayan ve tekdüze hayatından fena halde bunalmış Çiçek, on sekizinci yaş gününde, hayatını değiştirebilecek biriyle tanışmayı diler. Dileği kısa sürede yerine gelir genç kızın. Kasabaya, İstanbul’dan gelen yeni edebiyat öğretmeni Doğan’a aşık olan genç kız, geçmişin yaralarıyla örülmüş, ‘sancılı’ bir aşk hikayesi yaşayacaktır. Yasak aşk, kader, geçmiş, anne-kız, aile, gizemli sorular ve ilk aşk… Türünde bir ‘fark’ yaratmayıp, melodramın ezber unsurlarını kullanması ve öyküsündeki ‘birçok’ zorlama oluşa rağmen, iyi oynanmış ve iyi çekilmiş bir popüler sinema örneği ‘İkimizin Yerine’. Sarıkaya ve İşler, inandırıcılar. Usta aktris Zerrin Tekindor, İştar Gökseven, Özgür Emre Yıldırım ve Merve Çağıran, başarılı oyuncu kadrosunun diğer isimleri. Özellikle son dönemde perdeye yansıyan ‘sıkı’ performanslarla dikkat çeken Özgür Emre Yıldırım, yine gayet iyi. Hoş ‘soundtrack’ ve günümüz sığlığından gençlerin dikkatini şiire çevirebilecek ‘yan içerik’, yine artı yönleri yapımın. (3 / 5)

RÜYA
Sinemamızın usta yönetmenlerinden Derviş Zaim’in yazıp yönettiği dokuzuncu uzun metraj kurmacası, gelenek, tarih ve kültür mirası ile günümüz dünyası arasında sıkışıp kalmış mimar karakter eşliğinde yaşanan gerçekleri sorguluyor. Sine, günümüzdeki mimarlık pratiğinin aldığı biçimden hoşlanmayan genç bir kadın mimardır. Yakın bir arkadaşının ricası üzerine, ‘yedi uyuyanlar’ mitinden hareket ederek mağara biçiminde bir farklı bir cami modeli tasarlar. Ancak inşaat, birçok problem nedeni ile yarım kalır. Kendisini yetiştirip, okutan iş adamının mimari bürosunda çalışmaktan ve fikirlerine katılmadığı patron ve iş arkadaşlarının kurallarına uymaktan aşırı bunalmıştır ve yaşadığı aşırı stres nedeni ile Sine’de uyku hastalığı baş gösterir. Uyku hastalıkları merkezinde tedavi olan genç kadın, kendisinde beliren fiziksel ve ruhsal değişimlerle boğuşurken, dış dünya ve kuralları, kendi hızında kimseyi takmadan sürmektedir. Dünya ve ülkeye dair sahici tespitler, gerçeküstü oluşlarla buluşmuş ama dağınık ve başıboş bir sinematografiyle örülmüş önemli mesele. Gayet iyi yazılmış senaryo, usta yönetmenine yakışır biçimde, daha titiz bir sinema ve bütünlükle ele alınmalıydı kesinlikle. 23. Adana Film Festivali’nde ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü kazanan Gizem Erdem’e, Mehmet Ali Nuroğlu, Gizem Akman, İbrahim Selim, Enis Arıkan, Murat Karasu, Ebru Helvacıoğlu ve Dilşat Bozyiğit eşlik ediyorlar. (2,5 / 5)

JACK REACHER: ASLA GERİ DÖNME
1994 tarihli yaman film ‘The Usual Suspects / Olağan Şüpheliler’ ile ‘en iyi özgün senaryo Oscar’ı kazanmış Christopher McQuarrie’nin yönettiği 2012 tarihli, kahramanıyla aynı adı taşıyan aksiyon ‘Jack Reacher’, Lee Child mahlasıyla yazan İngiliz Jim Grant’ın çok satan ve popüler bir seriye dönüşen ‘Jack Reacher’ romanlarından, 2005’te yayımlanan ‘One Shot’ adlı dokuzuncu kitaptan, uyarlanmıştı perdeye. Filme adını veren, Jim Grant’ın yarattığı eski askeri polis Jack Reacher, beyazperdenin yeni kahramanlarından biri olarak lanse edilmeye çalışılıyordu. Tom Cruise’un canlandırdığı karakter, bir süper kahramanı aratmayacak derecede hünerli ve nerdeyse yenilmezdi. Öte yandan, bir seriye dönüşecek derinlik, özellik ve birikim yok gibiydi Jack Reacher’da! Yanılmışız ki, yeni bir aksiyon serisinin yeni filmi olarak karşımızda duruyor eski askeri polis, binbaşı Jack Reacher. İkinci filmi, Edward Zwick yönetmiş. 1998’de ‘Shakespeare in Love / Aşık Shakespeare’ ile en iyi film Oscar’ını yapımcı olarak kazanmış, ‘Glory / Zafer’, ‘The Siege / Kuşatma’, ‘The Last Samurai / Son Samuray’, ‘Love & Other Drugs / Aşk Sarhoşu’ ve 2014’te ‘Pawn Sacrifice / Şah Mat’ gibi popüler filmlere yönetmen olarak imza atmış Zwick, bu kez ‘ısmarlama’ olduğu oldukça belli yapımda, yönetmenlik hünerlerini sergileyemiyor. Binbaşı Susan Turner, Reacher’ın eski soruşturma biriminin başındaki isimdir ve vatana ihanetten tutuklanmıştır. Susan’ın masum olduğuna inanan Reacher, büyük bir komplonun ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için kolları sıvar. Geçiştirme, hafif bir aksiyon olmuş Jack Reacher. Başrol oyuncusu ve yapımcı Tom Cruise, hafif kilolu ve geçkin fiziğiyle, canlandırdığı aksiyon karakterlerinin sonuncusunu sergiliyor perdede adeta. Patrick Heusinger, filmin kötü karakterinde, aksiyon yükü dahil; hemen her şeyi sırtlıyor gibi. Cobie Smulders ve genç aktris Danika Yarosh, Cruise’un diğer rol arkadaşları. Özetle, fazla bildik, hareketli fakat uçucu bir klişe. Yakın dövüş uzmanı olmayı düşünmüyorsanız, pek bir anlamı ve tadı yok gibi. (1,5 / 5)

ORTAOKUL HAYATIMIN EN KÖTÜ YILLARI
Özellikle ilk gençliklerini süren izleyiciye seslenen Steve Carr imzalı yapım, gayet iyi hazırlanmış animasyonlarla birlikte yürütüyor kurmacayı. James Patterson ve Chris Tebbets’in aynı adlı kitaplarından uyarlanan sevimli film, gençlere yalan söylemek yanlıştır diyor ve ekliyor; her türlü kötülüğe karşı durmalıdır insan. Baskıcı ve otoriter okul müdürü ile annesinin kötücül ve egoist erkek arkadaşıyla başı dertte olan Rafe’in en büyük silahı yaratıcılığıdır. Hayal gücü ile çizgi dünyanın gerçekliğinde, hayatını buluşturan Rafe, ilk aşkını yaşayacağı ve sağlam bir dostluk kuracağı yeni okula geldiğinde, kötü kalpli müdürün yarattığı kaosla mücadeleye başlar. Gencecik aktörler, Griffin Gluck ve Thomas Barbusca’ya, Andrew Daly, Lauren Graham ve Rob Riggle eşlik ediyorlar. İyi yazılmış senaryo, gerçekten iyi yürekli, dürüst ve umut dolu gerçekçi masalı, özellikle küçük izleyicinin ruhsal gelişimi için yararlı ve keyifli bir kaynak durumuna getirmiş. Fikri hür, vicdanı hür bireylere seslenen yapımın içinde yoğun olarak karşımıza çıkan animasyonlar gerçekten iyi hazırlanmış. Basmakalıp ve önyargılı birkaç oluş dışında başarılı. Bu arada film, dublajlı değil de, orijinal dilinde izlenebilse alınacak keyfin artacağı yüzde yüz. (3 / 5)



Romantik dram ‘Defne’nin Bir Mevsimi’ ve korku-gerilim örneği ‘İllet’ adlı yerli yapımlarla, Güney Kore’den çıkagelen animasyon ‘Bling / En Süper Kahramanlar’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Herkese tekrar iyi seyirler. MURAT ERŞAHİN




Diğer Yazılar