Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

18 OCAK 2019

17 Ocak 2019 Perşembe 09:19
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Dördü yerli yapım olmak üzere; toplam sekiz yeni film merhaba diyor salonlara bu hafta! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. İyi seyirler herkese.


GLASS

-Herkes süper kahraman!-

Cin fikirli yaratıcı M. Night Shyamalan, 2000’de yönettiği ‘Unbreakable / Ölümsüz’ ve 2016 yapımı ‘Split / Parçalanmış’ı bir araya getirerek, iki filmdeki üç önemli karakterini aynı potada eriterek yani; ‘nispeten’ aynı evrende geçen iki öyküsüne bir final çekmiş! Kendini, kötülükle savaşa adamış ‘Unbreakable’ın güvenlik görevlisi David Dunn, yirmi dört farklı kişiliğe sahip Kevin Wendell Crumb’ın izini sürmektedir. Fakat bu iki doğaüstü yeteneğe sahip insan, birileri tarafından izlenmektedir. Bir süre sonra her ikisi de; yakalanıp hapsedildikleri yerde yalnız olmadıklarını görürler. Yıllar öncesinden çıkagelen Elijah Price, namı diğer Mr. Glass’da, aynı mekanda tutsaktır!

Marvel ve DC Comics kahramanlarının perdede fink attığı, gürültülü maceralardan geçilmeyen bir ortamda, Shyamalan’da, modaya uyup, kendi yarattığı karakterleri, yine kendi gizemli ve sürprizli doğasında taşıyor perdeye. Fakat bu kez ‘sürpriz’ konusu biraz ötelenmiş sanki. Üç ana karaktere; karakterlerin en yakınları; oğul, anne ve eski kurban, eşlik ediyorlar. Bir de gizemli Doktor Ellie Staple! James McAvoy, iki usta, Bruce Willis ve Samuel L. Jackson’la birlikte, bildiğimiz ‘normal ve kontrollü’ dünyayı sallarken, Sarah Paulson, Anya Taylor-Joy, Spencer Treat Clark ve Charlayne Woodard, oyuncu kadrosunda, üç yıldızın yanında yer alıyorlar.

‘Çizgi romanların ruhuna inanalım. Hepimizin içinde saklı bir süper kahraman var elbet; aslında biz hepimiz, birer süper kahramanız bu ‘normali’ seven, vasatı alkışlayan, dümdüz dünyada’ diyor Shyamalan son tahlilde… Hiçbir orijinalliği ve cinliği olmayan tutuk ve sıradan hikaye, içerdiği ‘öz’ itibariyle aynı Shyamalan filmleri gibi Sunay Akın’ın da şahane şiirler yazdığı o eski günlerden; şu dizeleri düşürüyor zihne: ‘Sakın beni tarihçi sanmayın. Sayfalarını yırttım yüz ünlü Türk adlı kitabın. Terzi dükkanındaki resmine içinde rastlamayınca; kılıncı dikiş iğnesi, kalkanı yüksük olan babamın.’ (2,5 / 5)



ARAKÇILAR

-Aile nedir?

Cannes’den kazandığı ‘Altın Palmiye’ dahil bugüne dek toplam yirmi ödül elde etmiş, bir o kadarı da muhtemelen yolda olan; sezonun en önemli filmlerinden biri yansıyor perdeye! Ödül canavarı Japon yönetmen Hirokazu Koreeda’nın bildik, son derece duyarlı, naif ve usta dokunuşuyla, aile kavramına ve küçük insanın ‘salt birlikte olma değil; birlikte kalma’ istencine, sımsıcak ve insancıl bir bakış!

Ufak üçkağıtçılıklarla hayatlarını döndüren bir grup insan, bir ‘aile’ oluşturmuşlardır. Soğuk bir kış günü, sokakta buldukları bir çocuğu da aralarına alırlar. Garip ailenin sırları, toplumun yaftaları, adalet denen olgu, sistemin genel yaklaşımı, vicdan, fedakarlık ve cezasız kalmayan iyilikler. Aile nedir sorusunu hemen her detayıyla mercek altına alan Koreeda, tekniği, öyküsü ve anlatımıyla, Japon ve dünya sinemasının efsane ismi Yasujiro Ozu’ya saygılarını sunuyor bir kez daha! Yönetmenin 2008 tarihli dokunaklı dramı ‘Aruitemo aruitemo / Bitmeyen Yürüyüş’ denli dokundu yüreğe ‘Shoplifters’; orijinal adıyla ‘Manbiki kazoku’! Hikaye, oyuncu performansları ve biçim, yürek ısıtıp, zihni ele geçiriyor bir anda! Ufak detayların, anlık oluşların, büyük duyguları tetiklediği senaryo; keder dolu ince bir çizik atıyor yüreğe. Kayıtsız kalmanız imkansız. (4,5 / 5)


İMGELER VE SÖZCÜKLER

-Zihin açıcı bir egzersiz!-

Cannes’den iki özel ödülle ayrılan yedinci sanatın ölümsüz çınarı Jean-Luc Godard’ın seksen sekiz yaşında çektiği bu ‘şimdilik’ son filmi, dev ‘auteur’ün halen dünyanın en anarşist, en yaratıcı ve en yenilikçi isimlerinden biri olduğunu kanıtlıyor ziyadesiyle!

Kışkırtıcı, zorlayıcı, zihin açıcı ve olabildiğine politik! Yeni Dalga’nın mimarlarından Godard’ın bakışıyla dünyanın geldiği nokta! İnsanlığın acınası hali. Farklı formatlar, başta dokümanter olarak çeşitli görüntü kaynakları ve ses parçaları, Godard tarafından hunharca kolajlanmış. Beş bölümden oluşuyor özgün anlatı… Düşüncelerimiz nasıl gelişir, bellek nasıl işler, rüyalar nerede başlar, görüntüler ve kelimeler nerede üst üste biner, nerede ayrılırlar?

Bazen sessiz, bazen canhıraş bir devrim şarkısı kadar güçlü, bazen üzgün, bazen öfkeli, bazen şüpheci, bazen küskün, bazen vicdanlı! Godard, ilk yıllarından bugüne, değişmeyen dünya görüşünün ve duruşunun fotoğrafını çekip, yeni nesillere miras bırakıyor adeta! Daha fazla duyarlılık ve bilinç adına; sıradan, küçük fakat sorumluluk sahibi insanın farkındalığını artırmak için, dürüst mü dürüst, eğitici, öğretici, cesaret yüklü, bambaşka bir deneme duruyor perdede! Bir kurgu şaheseri öte yandan. Bu dünyanın vatandaşıysanız kayıtsız kalamazsınız! (4 / 5)


Özellikle küçük izleyicilere seslenen, Danimarka yapımı animasyon ‘Hodja fra pjort / Uçan Halı ve Kayıp Elmas’ ile birlikte dört yerli yapım; Serdar Akar’ın yönettiği, başrolünü Erdal Beşikçioğlu’nun üstlendiği tarihi biyografi ‘Çiçero’, yönetmenliğini Alper Mestçi’nin yaptığı korku türündeki ‘Üç Harfliler: Adak’, küçük izleyiciler için hazırlanmış, Tuğçe Soysop imzalı ‘Can Dostlar’ ve Youtube ünlüsü Oğuzhan Uğur’u başrole taşıyan komedi ‘Borç Harç’; haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar