Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

15 MART 2019

14 Mart 2019 Perşembe 16:41
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Dördü yerli, toplam dokuz yeni film merhaba diyor vizyona! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. İyi seyirler herkese.


İSTİLA ALTINDA

-Umut üzerine-

Dünya dışı gelişmiş ve güçlü varlıklar, yerküreyi işgal edip, kontrol altına almışlardır. Bu varlıklara boyun eğip, onlarla işbirliği yapan ve insan ırkına ihanet eden işbirlikçi yöneticiler olduğu gibi, uzaylı zalimlere direnen ve isyan hazırlığında olan insanlar da vardır. Dünyanın işgalinden on yıl sonra Chicago sokaklarında müthiş bir plan devreye girdiğinde gezegenin geleceği için umut da belirir.

‘Rise of the Planet of the Apes / Maymunlar Cehennemi: Başlangıç’ ve ‘The Gambler / Kumarbaz’ filmlerinden tanıdığımız İngiliz sinemacı Rupert Wyatt, dördüncü uzun metraj kurmacasında son derece ilginç ve derinlikli bir bilimkurgu-gerilim kırmasına imza atmış. Politik tatları da olan yapım, gerilla ruhu taşıyan, son derece tempolu, ilk sahnesinden kapanış jeneriklerine dek heyecan ve merak duygularını ayakta tutan, dinamik ve yenilikçi bir çalışma. Bir yanda uzaylı varlıklarla işbirliğine giden düzen koruyucuları diğer yanda, gezegenlerini geri almak, bağımsızlık ve özgürlük için adeta yeraltında gerilla mücadelesi veren cesur insanlar. Karşı koyuş ve kurtuluş amacıyla yapılan fedakar plan ve film boyu soru işaretleriyle süren sürpriz umut haykırışı! Usta isimler John Goodman ve Vera Farmiga’ya, Kevin Dunn, Kevin J. O’Connor, D.B. Sweeney, Ben Daniels gibi güçlü karakter oyuncuları ve ‘Moonlight / Ay Işığı’ filminden tanıdığımız yetenekli genç aktör Ashton Sanders eşlik ediyorlar.

Anlatım ve biçim şık! Yönetim, son derece iyi yazılmış senaryo, oyuncu kadrosu, yetkin yaratık tasarımı, dozunda efektler ve karanlık, distopik atmosfere omuz veren görüntü yönetimi üst düzey! Tekinsiz ortama uyum sağlayan Rob Simonsen imzalı orijinal müzikse şapka çıkarmalık. Sezon sürprizlerinden biri duruyor karşımızda! Kaçırmayınız. (4 / 5)


GÜZEL OĞLUM

-Yürekteki derin yara-

‘De helaasheid der dingen / Çölde Kutup Ayısı’, ‘The Broken Circle Breakdown / Kırık Çember’ ve ‘Belgica’ gibi ‘duyarlı’ ve içten aile-ilişki öyküleriyle tanıyıp bağrımıza bastığımız Belçikalı ‘auteur’ Felix van Groeningen’in ABD’de çektiği biyografik dram, yine yürek söken boyutta! Yazar David Sheff ve uyuşturucu bağımlısı oğlu Nic Sheff’in anı kitaplarından Luke Davies ve Groeningen tarafından perdeye uyarlanan yapım, ajitasyondan uzak, gerçekçi duruşu ile ‘ağır durum’un bünyede, aile ilişkilerinde ve toplumsal düzlemde açtığı derin yaralara ve travmalara değiniyor. Özellikle uyuşturucu bağımlısı oğul ve onu kurtarmak için çırpınan babası üzerinden hikayesini anlatan sarsıcı film, dünyanın hemen her yerinde bağımlılık problemi sebebiyle yitip giden gencecik canlara, dağılan ailelere, taşlaşan acılı yüreklere bir ağıt niteliğinde.

Baba-oğul rolünde, usta isim Steve Carrell ve son dönemin yıldızı hızla parlayan genç aktörü Timothée Chalamet’yi izliyoruz. Amy Ryan ve Maura Tierney, oyuncu kadrosunun diğer önemli isimleri. Carrell ve Chalamet’nin baba-oğul performansları, sahici kimyaları yani, gerçeğin izdüşümü görünümünde! Yürek yaralayan ağır dram, istismardan kaçınıp, dünyanın hemen her köşesinde benzer problemlere boğuşan hemen herkese samimi sözler söylemeyi başarıyor. Filme adını veren John Lennon şarkısı ‘Beautiful Boy’, yürek burkan anlatıma zihinde ve dilde ayrıca fon yaratıyor. Kimilerinde bir kamu spotu etkisi yaratsa da, ‘duyarlılık’ ve ‘içtenlik’ üzerinden bakmak gerek Groeningen filmine! Doğrudur; Belçikalı usta anlatıcının geçmişteki diğer filmleri; özellikle ‘Çölde Kutup Ayısı’ ve ‘Kırık Çember’ denli güçlü değilse de, yine meseleye yaklaşımındaki ‘içsel öz’ ve ‘sahicilik’ dozunu takdir etmemek mümkün değil! (3,5 / 5)


KADAVRA

-Morgdaki canlı-

Hollandalı yönetmen Diederik Van Rooijen imzası taşıyan korku-gerilim, kötü bir sonla sonuçlanan şeytan çıkarma ayininin üç ay sonrasında, hastane morguna getirilen gizemli genç kadın kadavrasının saldığı dehşeti öykülüyor. Hannah Grace isimli kadavra, gece vardiyasında morgda çalışmaya başlayan ve kişisel problemleriyle boğuşan eski polis Megan Reed’e kabus dolu anlar yaşatacaktır. Şeytan tarafından ele geçirilmiş ceset, öldürdükçe canlanmaya başlar!

Shay Mitchell, Kirby Johnson, Grey Damon ve Louis Herthum’un başlıca rolleri üstlendiği gizemli korku-gerilim, iyi bir başlangıç yapsa da, gelişme ve final bölümlerinde güçten epeyce düşüyor! Lennert Hillege’nin görüntü yönetimi, özellikle kapalı tek mekan sahnelerde filmi bir nebze kurtaran etken. Türe değerli anlar ve ayrı bir lezzet katmasa da, şeytanı ruh meraklıları ve alt tür karmaşası sevenler için koltuktan zıplamalı anlar vaat ediyor. (2 / 5)

İsveç yapımı bilimkurgu aksiyon ‘Den blomstertid nu kommer / Kıyamet’ ile Macera ve komedi içeren animasyon ‘Wonder Park / Mucizeler Parkı’ dışında dört yerli yapım; Can Ulkay’ın yönettiği; başlıca rollerini Ali Atay ve Erkan Kolçak Köstendil’in paylaştıkları tarihsel macera ‘Türk İşi Dondurma’, Sefa Öztürk imzalı dram ‘Güven’, Faik Ahmet Akıncı yönetmenliğindeki ‘Sokağın Çocukları’ ve Kemal Özdemir’in yazıp yönettiği korku örneği ‘Marid’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese. MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar