1964’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babası grafik sanatçısı Mengü Ertel’di. Çocukluğunda eve gidip gelen Ruhi Su ile halk müziği sanatçılarından etkilenerek, anne babasının sevdiği plakları dinleyerek müziğe sevdalandı. Küçük yaşlarda fanzinler yayınladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde televizyon, Boğaziçi Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudu. Gitar ve bağlama çalmayı öğrendi.
4 Mart 1970’de İstanbul’da doğdu. Babası bağlama çalıyordu; O da ilkokulda mandoline merak sardı. Lise yıllarında gitarı tek başına öğrendi ve Atatürk Fen Lisesi topluluğuyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken profesyonel müziğe adım attı ve ilk grubu Exon ile lokallerde rock çaldı.
1958’de İstanbul Üsküdar’da doğan Hasan Cihat Örter yedi yaşında gitar dersleri almaya başladı. Sonra piyano ve keman öğrendi. Bu arada cazla ilgilendi; ayrıca Türk Müziği makam, nazariyat dersleri aldı, Türk Halk müziği çalışmaları yaptı. Lise döneminde küçük orkestralarda çaldıktan sonra ABD’ye gidip Berklee Müzik Akademisi’nde 1976-79 arası öğrenim gördü. Devamında Gordon Delemond'un öğrencisi olarak Belçika Kraliyet Liege Konservatuvarı'nda caz kompozisyon derslerine katıldı (1979-1980), yüksek lisans ve doktorasını yaptı.
1976’da İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra Devlet Konservatuarı’nda Metin Ülkü, Lale Önge ile Hülya Ardıç’tan piyano, devamında İlhan Usmanbaş, Ahmet Yürür ile Hasan Uçarsu’dan kompozisyon eğitimi aldı.
28 Ağustos 1968’de dünyaya geldi. Bursa’da büyüdü ve liseyi İstanbul’da okudu. Genç yaşta gitara merak sardı. 1990’da Batu Mutlugil ve Yavuz Çetin’le Blue Blues Band’i kurdu. Bu ekip Yavuz Çetin’in ölümüne dek çeşitli lokallerde 2001’e kadar blues çaldı.
1960’da İstanbul’da dünyaya geldi. Beş yaşında gitar, yedi yaşında da piyano eğitimi almaya başladı. İstanbul Belediye Konservatuarı piyano bölümünü bitirdikten sonra 1983’te arkadaşlarıyla Mozaik grubunu kurdu. Önce rockla ilgilendi ve devamında caza meyletti. 1991’e kadar Mozaik’le dört albüm yayınladı.
17 Nisan 1931’de İstanbul’da doğdu. Davul çalmayı öğrendi ve caz plakları dinleyerek caza merak sardı. 14 yaşında Tarabya’da, çoğu Ermeni arkadaşlarıyla amatör caz grubu kurdu. Şişli Terakki ve İngiliz Erkek Okulu’nda okudu. İş dünyasına girdi. Basamakları yükselmeye başladı ama müziği hiç ihmal etmedi.
1927 İstanbul Bakırköy doğumlu İlham Gencer (Asıl adı Osman olan sanatçı, müzik dünyasında göbek adı İlham’ı kullandı) beş yaşında piyano dersleri alarak müziğe başladı. Halkevlerindeki kurslarda piyano çalmayı geliştiren Gencer 20 yaşında profesyonel oldu. Devamında topluluklar bünyesinde lokallerde ve İstanbul Radyosu’nda programlara çıkarken, tek piyanoyla da müzik yaptı.
29 Ekim 1968’de İtalya Napoli’de doğdu. Müziğe yedi yaşında gitarla başladı. Babası müzisyen olmasına rağmen sazını tek başına öğrendi. İstanbul’da davam etti. 1984’te ciddi olarak gitara eğildi ve araştırmalarını genişletti. İki yıl sonra China Band grubunu kuranlar arasında yer aldı. Birkaç yıl bu grupta yer aldıktan sonra Yavuz Çetin’le çaldı.
1 Eylül 1973’te Kosova Mitrovica’da dünyaya geldi. Önce evdeki trompetle müziğe adım attı. Nefes yetersizliği yaşayınca gitara geçti ve 10 yaşında müzik dersleri almaya başladı. Yaşı büyüyünce gruplar bünyesinde programlara çıktı, festivallere katıldı. Bas gitarı da öğrendi.
Şubat 1957'de İstanbul'da doğdu. Babaannesi tarafından büyütüldü. Lisede gitar çalmaya ve rockla ilgilenmeye başladı. 1979’da İstanbul Fatih’te arkadaşlarıyla Whisky grubunu kurdu. İlk kadroda Özaydın’dan (davul) başka Ümit Altın (gitar), Nevzat Özkıratlı (bas gitar) ile Erhan Şakar (vokal) vardı. Her dilde aynı söylendiği için ‘whisky’ adını seçmişlerdi.
4 Şubat 1940 İstanbul doğumlu Emin Fındıkoğlu lise sıralarında nefeslilerle müziğe başladı. Saint Joseph Koleji’nde okurken 15 yaşında caza sevdalandı ve mellofon çaldı. 1956’da trompete geçti. Okulunun yanında konservatuara da gidiyordu. 1959’da Arif Mardin’den armoni ve düzenleme dersleri aldı. Askerden sonra bursla Berklee’ye gitti ve 1967’de ülkeye döndü. Kurduğu caz kulübü The Rhythm Section'da, adını taşıyan orkestrayla ABD’de öğrendiklerini, kazanımlarını yerli pazara aktarmayı denedi.
1958’de İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta Carlo Domeniconi’den gitar dersleri aldı ve 1974’de okuluyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı. 1977’de Erol Büyükburç Orkestrası’nda profesyonel oldu. İtalya’da dil eğitimi gördü ve İstanbul’a döndüğünde 1985’te Grup Piramit’i kurdu.
1916’da İstanbul’da doğan Orhan Avşar, ortaokuldan sonra ailesiyle Arjantin’e yerleşti. Gençlik yıllarını bu ülkede geçirirken solfej, armoni, bandoneon dersleri aldı ve iyi bir bandoneonist oldu. 1935-37 arasında Arjantin ve Avrupa’da orkestralarda çalıştıktan sonra ülkeye döndü, Ertuğrul Soysal (bandoneon, akordeon) ve Selçuk Kaskan’la (vokal) 1938'de Orhan Avşar Tango Orkestrası’nı kurdu. Atatürk'e tangolar çalmış ilk kadroda bu üçlüden başka Avşar’ın kardeşi Turhan Avşar da (bandoneon) vardı.
24 Temmuz 1921'e İstanbul'da dünyaya geldi .Haydarpaşa Lisesi’nde okurken, Kadıköy Halkevi Caz Orkestrası’nda klarnet çalmaya başladı. 1944’de metalurji yüksek lisans için ABD’ye gitmiş, orada orkestralarla çalmış ve opera eğitimi alarak yurda dönmüştü. Yurda dönüşünde İstanbul Belediye Konservatuvarı Şan Bölümü’ne girip mezun olmuştu. Sonra İstanbul Operası’nda ses sanatçısı olarak görev aldı, besteler yazdı. "Tosca" operasında "Scardia" rolünü oynadı. Askerliği sırasında Ankara Orduevi’nde müzik yaparak sahnesini geliştirmişti.
21 Mart 1967’de İstanbul’da doğdu. Pertevniyal Lisesi`ni bitirdi. Heavy metal ülkede yeni yeni tanınıyordu. Mahalleden arkadaşı Hakan Utangaç’la TRT 3’teki Stüdyo FM programı ve plaklar aracılığıyla Batı’da müzik adına olan biteni izlemeye başladı. İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nden mezun oldu.1987'de Hakan Utangaç ile Pentagram grubunu kurdu. O dönem Türkiye’de sert ve İngilizce müzik yapmak zordu ve konser verirken, kayıt yaparken zorlanıyorlardı. Besteler birikmiş, albüm vakti gelmişti.
1944’de Adana’da doğan, 1962’de Mavi Gölgeler grubuyla müziğe başlayan Okan Dinçer, üniversite için gittiği İstanbul’da Gökçen Kaynatan Orkestrası’yla profesyonel müziğe adım attı. Devamında Durul Gence 5’e geçti ve bu gruptan da ayrıldıktan sonra Adana’dan arkadaşları Zafer Dilek (gitar) ile İzzet Bici (vokal, gitar) ve İstanbul’daki arkadaşları Taner Öngür (bas gitar), Türker Özdoğan (tenor saksafon), Metin Tekmen’le (davul) Okan Dinçer-Kontrastları kurdu.
1951’de Ankara’da doğdu. Babası Türk Sanat Müziği bestekârlarından Hayri Yenigün'dü. İlkokulda mandolin ile müziğe adım attı. Okul yıllarında gitara geçti ve Ankara Deneme Lisesi’nde okurken Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı. Grup kurarak gece kulüplerinde, lokallerde çaldı ve profesyonel müziğe geçti.
1955’de İstanbul’da doğdu. Genç yaşta davul çalmaya başladı ve çeşitli gruplara girip çıktı. Özellikle Anadolu popun gözde olduğu dönemde vitrindeki isimlerden biriydi. Kardaşlar’da Hüseyin Sultanoğlu bir süre F. Almanya’da yaşayacağını söyleyince yerine Ağustos 1971’de Fehiman Uğurdemir’le birlikte gruba katılmıştı.
9 Eylül 1909’da İstanbul’da doğdu. İlkokulda klasik piyano dersleri aldı. Berlin’de yaşarken arkadaşlarıyla caz çalmaya ve orkestra şefliği okumaya başladı. Piyanonun yanında gitar, kornet, klarnet, saksafon, trompet, trombon da öğrendi. Paris’e geçti ve düzenlemeler, film müzikleri yazdı.
İlkbahar’ın son ayı, yazın müjdecisi güzelim Mayıs’ın ilk vizyon haftası oldukça kalabalık. Bu arada 43. İstanbul Film Festivali, 28 Nisan Pazar akşamı Atlas 1948’de yapılan ödül töreniyle sona erdi. 43. Festivalin vizyona girecek yerli ve yabancı filmlerine, vizyon gördükleri haftalarda ayrıntılı olarak değineceğim... Mayıs ayının ilk haftası, on tanesi yerli yapım olmak üzere toplam on dört yeni filme ev sahipliği yapıyor. Kalabalık haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan tek filmi ise ‘Tereddüt Çizgisi’.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Dublörlükten gelip kamera arkasına geçen David Leitch imzalı ‘Dublör’ hem sinemanın perdede görünmeyen bu emekçi sınıfından kesitler sunuyor hem de doludizgin bir aksiyona soyunuyor. Başrollerinde Ryan Gosling ve Emily Blunt’ı izlediğimiz film, sektörden uzak kaldıktan sonra eski sevgilisinin çektiği yapımla tekrar setlere dönen bir dublörün kendisine kurulan kumpası ortaya çıkarmaya çalışmasını anlatıyor. UĞUR VARDAN HÜRRİYET/27.04.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Berlin Film Festivali izlenimlerinden sonra, yazılarımıza biraz ara vermek durumunda kalmıştık. Bu arada vizyona giren bir grup filmle yorumlarımıza devam edelim. Senenin şu ana kadar en çok ses getiren filmi olarak Dune’un ikinci bölümünü atlamayalım, onunla başlayalım. Vizyonda çok ses getirmese de Reha Erdem’in yeni filmine ve Demir Pençe’ye de bir göz atalım. Sonra da Köylüler’e, Hayalet Avcıları serisinin yeni filmine bakarak devam edelim. Menümüzde, birkaç yıldır vizyon sırasını bekleyen Eflatun ve enteresan bir yabancı korku filmi de var.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.