1975’te Manisa’da doğdu. Orta öğrenimi sırasında Manisa’daki çeşitli gruplarda müzik yaptı. 1990–1991’de İzmir Yamaha Müzik Okulları’nda nota ve davul dersleri aldı. Caz camiasına girdi ve başta Acid Trippin olmak üzere birçok caz projesinde, festivallerde baget salladı. ABD’ye gitti ve ‘jam sessionlar’a katıldı.
8 Aralık 1956’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta müzikle ilgilenmeye başladı. Ağabeyi Halis Bütünley’le İstanbul Nişantaşı’nda plakçı açtı. Birçok toplulukta davul çaldı. Ardından, birlikte müzik stüdyosu kurdular ve albüm prodüksiyonuna başladılar. Tayfun Duygulu, Bora Gencer, Jale, Bendeniz, Of Aman Nalan gibi isimlerin menajerliğini üstlendi. Menajerliğini yaptığı Kerim Tekin’le 1988’de geçirdiği trafik kazasından ağır yaralı olarak kurtuldu.
Bir dönem Gaziantep’te Edip Akbayram’ın ilk grubu Siyah Örümcekler’de davul çalan Mehmet Yankır, genç yaşta Anadolu pop/rock camiasına katıldı. Yankır’ın müzikal öyküsü 1970’lerin ortasında başladı ve Akbayram’ın desteğiyle İstanbul’da piyasaya girdi.
Okuldan sonra Fethi Taner ve Toplama Adamlar, Klips gibi gruplarda yer aldı ve pop yıldızları Tarkan, Mustafa Sandal, Rafet El Roman, Demet Sağıroğlu, Harun Kolçak gibi isimlerin sahne programlarında bulundu. Grup ZAN, Gür Akad Band, Whisky, Egoist, Whisky gibi gruplarda davulu üstlendi ve albüm kayıtlarına katıldı.
15 Şubat 1932’de İstanbul’da dünyaya gelen Süheyl Denizci, ilk müzik derslerini dokuz yaşında aldı. Konservatuar eğitiminin ardından 1946’da profesyonelliğe adım atan Denizci nefeslilerle birlikte piyano, kontrbas, vibrafon çalıyordu. Birçok toplulukta çalışan, bir ara Süheyl Denizci Trio adıyla müzik yapan sanatçı, 1957’de Süreyya Pavyon’da çalışmak üzere kendi orkestrasını kurdu ve uzun yıllar plak dünyasıyla sahnelerin aranan isimlerden oldu.
1977’de Ankara’da doğdu. Küçük yaşta piyanoya başladı. 1988’de Ankara Devlet Konservatuarı’nda vurmalı çalgılar bölümüne girdi. Okul sıralarında Volkan Öktem’le çalıştı. 1998’de İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sınavını kazandı ve kurumda görev üstlendi. İDOB Orkestrası’nda grup şef yardımcılığı ve orkestra müdür yardımcılığı yaptı.
Ankara’da doğdu. Evde caz dinleniyordu. Vurmalılar ilgisini çekiyordu. Lise sonda Kemal Eroğlu’nun Kızılay’daki müzik dersanesine yazıldı ve davul dersleri aldı. Tuna Ötenel’in topluluğunda davul çalmaya başladı. Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans, Hacettepe Üniversitesi Müzikoloji Bölümünde yüksek lisans, yine Hacettepe Sanat Tarihi Bölümü’nde doktora yaptı.
Ankara Radyosu’nda ‘Radyo Salon Orkestrası’na şeflik yapmış, Klasik Batı müziği ve tangoyu tanıtma görevini üstlenmişti. Ünlü opera sanatçısı Saadet İkesusla evlenmiş, İkesus, ‘Cosi Fan Tutte’yi (Kadınlar Böyle Yapar) sahneye koyarak ilk Türk kadın opera yönetmeni unvanını almıştı. Necip Aşkın 1930’larda nefeslilerin ağırlıkta olduğu orkestrasıyla lokallerde programlara çıkmış, plak kayıtlarında yer almıştı.
Ünlü bestekar ve udi Zeki Duygulu'nun oğlu olan Erol Duygulu 1940’ta dünyaya geldi. Aile ortamında müziğe ilgi duydu ve genç yaşta saksafon ile flüt çalmaya başladı. Başta Üstün Poyraz Set, Güven Aydın Dans ve Show Orkestrası olmak üzere birçok toplulukta yer aldı. 1970’lerin başında kendi adını verdiği orkestrayı kurdu ve dönemin değerli müzisyenlerini bir araya getirerek sahnelerde yıldızların arkasında kaliteli müzik üretti.
1978'de Pekcan, Ötenel, Öztoprak üçlüsü; Nino Varon’un yapımcılığında ‘Türk cazı’nı ileriye taşıyacak ‘Jazz Semai’ albümü yayınladı. Mart 1978’de kayıt ve mixleri Ümit Eroğlu’nun Ankara’daki stüdyosunda yapılmış Jazz Semai zamanla ‘kültleşti’.’ Öztoprak, profesyonel müzik kariyerini sonlandırmasına karşın zaman zaman müzisyen dostlarıyla müzik yapmaya devam etti.
Balıkesir'den yetişmiş ritm gitaristlerin en iyilerinden kabul edilen, ‘goldfinger’ lakaplı Orhan Öncan 1950’de doğdu. Balıkesir Ticaret lisesi son sınıfta okurken gitar çalmaya başladı. Gitarı Jüpiter grubunda ilerletti ve ardından eğitim için İzmir'e gitti. Ticari İlimler Akademisi’nde okurken çeşitli gazino, pavyon ve restoranlarda, ayrıca Vedat Sakman’ın grubunda gitarist olarak çalıştı.
1942’de Balıkesir’de dünyaya geldi. Genç yaşta davula merak sardı. Askerlik öncesi Park Gazinosu ile Balıkesir Şehir Klübü’nde çaldı. Vatani görevini yaptığı Erzurum Orduevi’nde Rober ve Yavuz Özışık ile orkestrada yer aldı. Askerlik dönüşü Rober'i Balıkesir'e götürdü ve Park Gazinosu’nda Rober, Tarık, Tuna ve Nurol olarak dörtlü halinde çalıştı.
Balıkesir’de okul orkestrası kurarak sahneyle tanışan Duru, İstanbul’da Şişli Motor Meslek Lisesi bünyesinde Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı. Ertan Anapa Orkestrası’nda profesyonel hayata adım atan Fatih Duru, devamında Attila Özdemiroğlu ile tanıştı ve onun yardımıyla ŞAT Yapım’ın ürettiği plaklarda stüdyo müzisyeni olarak bas gitar çaldı; Sezen Aksu, Melike Demirağ, Cici Kızlar, Seyyal Taner, Yeliz, Aylin Urgal, Asu Maralman, Esmeray, İskender Doğan, Arzu Ece, Güzin ile Baha, Funda, Erol Evgin, Delikanlılar , Ercan Turgut, Ömür Göksel, Alpay, Ajda Pekkan, İlhan İrem konserlerinde sahne aldı.
İstanbul Güzel sanatlar gitar bölümünde liseyi okudu. Yükseköğrenimini Bilgi Üniversitesi basgitar ve kontrbas bölümlerinde tamamladı. Ardından, caz camiasına girdi. Bunun yanında birçok pop yıldızının albümler kayıtlarında ve sahne çalışmalarında yer aldı. 2012’de Los Angeles’a gitti ve eğitime bu ülkede devam etti.
Daha sonra stüdyo müzisyenliğine adım attı. 1990’da bu kez de Yavuz Çetin ve Batu Mutlugil ile Blue Blues Band’e hayat verdi. Birçok sanatçıyla aynı sahneyi paylaşan Şanlı, Cem Karaca’nın grubu Yol Arkadaşları’nda da çaldı. Cahit Berkay’la Toprak adlı albümü yapan Grup Zan’da da yer alan sanatçı, 2011 tarihli Gitarın Asi Çocukları albümüne 4.20 (AURORA) adlı şarkıyla katıldı.
Şevket Uğurluer’le çalıştıktan sonra 60’ların başında kendi orkestrasını kuruyor ve altı yıl İstanbul Radyosu’nda programlar yapıyor. Ardından, Ömür Göksel (vokal), Orhan Şevki (vokal), Güngör Uygurer (davul), Uğurtan Gürel (kontrbas, org), Cankut Özgül (davul) gibi önemli müzisyenlerin görev aldığı orkestrasını dağıtıp solo işlere yönelen Yavuz Özışık, televizyonun ülkede yaygınlaşmaya başladığı dönemde piyanosuyla sık sık ekranda gözüküp beğenilen programlar üretiyor.
1978’te Erenköy Club 3’te ilk kez tek başına piyanosuyla sahneye çıkan sanatçı, bir yıl sonra Tarabya’ya geçerek taverna tipi lokallerde kısa sürede ünlendi. İlk albümü Mavi Boncuk’u 1977’de yayınlayan Nejat Alp, çok satan kasetlerin ardından kurduğu Gökalp isimli şirket etiketiyle yapıtlarını müzikseverlere sundu. Ülke dışında da konserler veren Alp, 20 yıldan fazla piyanist şantörlük yaparak sahnelerde kaldı ve sonra albümler yoluyla sevenlerine seslenmeye devam etti.
1 Ağustos 1947’de İstanbul Mecidiyeköy’de dünyaya geldi. 1954’te radyodan dinlediği şarkılara darbukayla eşlik ederek müziğe başladı. İlk darbuka dersini Doğan Hoşses'den aldı. 13 yaşındayken Metin Şanlıel’in yardımıyla çok küçük yaşta profesyonel müzik camiasına girdi. Devamında, Burhan Tonguç’tan usul ve solfej dersleri aldı ve stüdyo müzisyeni olarak plak kayıtlarında çaldı.
1985-1992 arası İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda konuk sanatçı olarak görev aldı. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Orkestrası, Ayangil Türk Müziği Oda Orkestrası ve Korosu, Enka Sinfonietta, CRR Senfoni Orkestrası, İstanbul Oda Orkestrası, Milli Reasürans Oda Orkestrası ile Akbank Oda Orkestrasında grup şefi olarak yurt içi ve yurt dışında birçok konser ve festivale katıldı.
1910 İstanbul Beyazıt doğumlu Aslangil; Saint Benoit'da öğrenim görürken müzik aşkıyla okulu bırakmış ve özel piyano dersleri almaya başlamış. Daha sonra Batı müziğinden uzaklaşıp Türk musikisine merak sarmış ve Setrak Efendi'nin öğrencisi olmuş. Udi Fahri Bey ile Neyzen İhsan Bey'in yardımlarıyla Darüttalim-i Musiki Heyeti'ne kabul edilmiş ve bu topluluk bünyesinde turnelere, konserlere çıkarak üç yıl piyano çalmış. Devamında, Hafız Ahmet ve Hafız Burhan'ın fasıl heyetlerinde çalışmış; 1933te de Münir Nurettin Selçuk'a konserlerinde eşlik etmiş.
Nisan sürüyor… 43. İstanbul Film Festivali başladı… Festival tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Onur Ödülleri, 16 Nisan gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen açılış töreniyle sahiplerine sunuldu... On iki gün sürecek festivalde ‘haydi salonlara!’ diye bir uyarı yapmaya gerek bile yok sanırım. Festival önerilerimi yeniden anımsatayım o halde… Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on iki yeni filmlik kalabalık bir hafta var karşımızda! Basın gösteriminde izlediğim Alex Garland’ın dördüncü uzun metraj kurmacası ‘Civil War / İç Savaş’, haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
‘Milyoner’, ‘Lion’ ve ‘Yeşil Şövalye’ gibi yapımlardan hatırladığımız Dev Patel’in ilk yönetmenlik çalışması ‘Maymun Adam’ annesinin ölümüne neden olanlardan intikam almaya çalışan amatör bir kick boksçunun hikâyesini anlatıyor. Film kanlı ve koreografik yanı güçlü aksiyon sahneleriyle adeta ‘John Wick’ serisine selam gönderiyor ve seyircinin adrenalinini yükseltiyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/06.04.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Berlin Film Festivali izlenimlerinden sonra, yazılarımıza biraz ara vermek durumunda kalmıştık. Bu arada vizyona giren bir grup filmle yorumlarımıza devam edelim. Senenin şu ana kadar en çok ses getiren filmi olarak Dune’un ikinci bölümünü atlamayalım, onunla başlayalım. Vizyonda çok ses getirmese de Reha Erdem’in yeni filmine ve Demir Pençe’ye de bir göz atalım. Sonra da Köylüler’e, Hayalet Avcıları serisinin yeni filmine bakarak devam edelim. Menümüzde, birkaç yıldır vizyon sırasını bekleyen Eflatun ve enteresan bir yabancı korku filmi de var.
Birbirinden güzel eserlerin icra edildiği bir TRT klasiği "Akşam Sefası" programı, bugün 21.00'de TRT Müzik'te.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.