Bu haftanın bütün filmleri notlarımız arasında. Sezon hız kesmiyor. Hayat ta öyle. İçinizdeki ‘Sinemadan Çıkmış İnsan’ı çok uzun süre yaşatmanız dileğiyle. Filmsiz kalmayın. Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Dört filmlik haftanın notlarımız arasında olmayan tek yapımı, Ali Özgentürk imzalı “Görünmeyen”… Sinemadan dışarı çıktığınızda, başkalarının pek dikkat etmediği o ‘gerçek insan’a dönüşüyorsunuz; biliyorsunuz artık. ‘Sinemadan Çıkmış İnsan’ı daha uzun süre yaşatmak gerek. Sokağın sıradanlığına, basitliğine hemen yenik düşmesin. Umutla, sevgiyle baksın etrafa. Görüyorsunuz; sokak, dünya, sinemadan çıkmayanlarla dolu. İyi ki var sinema. Herkese iyi seyirler!
Dört filmin vizyona merhaba dediği haftada notlarımız arasında iki yeni yapım yer alıyor. Heyecanla beklenen Steven Spielberg imzalı “Ten Ten’in Maceraları” ve Ben Stiller ile Eddie Murphy’li soygun komedisi “Kule Soygunu”. Ülkemizde performans yakalama tekniğiyle yapılmış ilk uzun metraj 3D animasyon olan ve Bediüzzaman Said Nursi’nin sürgün günlerini öyküleyen “Allah’ın Sadık Kulu: Barla” ile Yasemin Samdereli’nin yönettiği Alman yapımı “Almanya’ya Hoşgeldiniz” haftanın vizyon gören diğer filmleri. İçinizdeki ‘Sinemadan Çıkmış İnsan’a dikkat! Çünkü sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu! Bol filmli günler ve herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Bu hafta vizyona giren beş filmden dördü notlarımız arasında! Basın gösterimine katılamadığım bilimkurgu gerilim “Zamana Karşı”nın ise birçok meslektaşım tarafından başarılı bulunduğunu belirteyim. Haftanın iki yerli yapımı “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” ile “Anadolu Kartalları”nın gişe yarışı merak ediliyor. “Sinemadan Çıkmış İnsan” olarak kalmaya gayret edin. Çünkü sokak, sinemadan çıkmayanlarla dolu! Herkese iyi seyirler. MURAT ERŞAHİN
Altın Portakal bitti ve kürkçü dükkânına geri döndük. Haftanın altı filmi arasında adına basın gösterimi düzenlenmeyen iki yapım var: Her filmi, izleyiciden içerdiği ‘sürpriz’ yüzünden gizlenen “Paranormal Activity 3” ile yerli yapım “Türk Pasaportu”. Üç boyutlu “Felaket Henry”yi ise biz izleyemedik. Diğer üç yapım, notlarımız arasında. Soderbergh filmi “Salgın”, haftanın en iyisi. Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Bazı olmadık ödüllerin, olmadık filmlere verilmesinin yanı sıra; festivalde sıklıkla dile getirilen şu ‘öteki’ meselesine de değinmek gerek. Sadece etnik ve cinsel anlamda ‘başka’ olan mıdır öteki olan? Öteki olmak, tamamen bir yalnızlık, farklılık içermez mi? Uzağa düşmek değil midir? Korkunç kalabalıktan uzakta olmak, anlaşılmamak, değeri bilinmemek, göz ardı edilmek, kızılmak, sayılmamak, yok çıkmak, unutulmak… Öteki olmak, bilinç gerektiren daha ciddi bir meseledir. Her zaman ve her yerde kullanılacak, ‘öylesine’, popüler bir kavram değildir ‘öteki olmak’. Karşılığında, acı, yalnızlık, birikim ve emek yatar... MURAT ERŞAHİN
Yedi film vizyona giriyor 14 Ekim haftasında. 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne katıldığım için İstanbul’dan uzağım bir haftadır. Adına basın gösterimi düzenlenmeyen filmleri de hesaplarsak, üç film yer alıyor bu hafta notlarımız arasında. Bizim notlarda; seyir zevki yüksek olan iki yapıma bir yerli film eşlik ediyor. Herkese iyi seyirler. MURAT ERŞAHİN
Antalya seyircisi, bildiğimiz gibi. Salonları dolduruyorlar. Özellikle, ulusal yarışma galalarına ilgi büyük. Gösterimler sonrası gerçekleşen ve film ekiplerinin katıldığı soru-cevaplara olan ilgi ise, geçmiş senelere oranla artmış. Geçtiğimiz yıllarda, Portakal Cafe’de gerçekleşen soru-cevaplar bu yıl, önceki mekâna göre oldukça büyük olan, özel hazırlanmış festival çadırına taşınmış. Evet, bize iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Dört filmlik haftanın notlarımız arasında yer almayan tek filmi, adına basın gösterimi düzenlenmeyen Milla Jovovich’li korku-gerilim “Katilin Yüzü / Face in the Crowd”. Haftanın diğer üç filmi ise kendi içlerinde; romantizmden aksiyona, komediden bilimkurguya, kara filmden, drama; türler arası yolculuk ediyor. Üç film de seyir keyfi verecek cinsten üstelik. Önümüzdeki filmlere bakalım o halde! MURAT ERŞAHİN
Bu hafta vizyonun merhaba dediği film sayısı sekiz. Saymakla bitmez… Woody Allen’dan, korku-gerilime, Kevin Smith’ten, animasyona; hemen her zevke, türe seslenen yeni haftanın üç filmi notlarımız arasında bulunmuyor. 1994’te vizyon gören, hamlet uyarlaması senaryosuyla her yaştaki izleyiciyi kendisine hayran bırakan Disney animasyonu “Aslan Kral”, günümüz teknolojisiyle yenilenmiş olarak, yine günümüz modasına uygun üç boyutlu olarak buluşuyor izleyiciyle. Danimarka yapımı bir başka üç boyutlu animasyon “Kurbağa Surat” ve yerli korku örneği “Mühürlü Köşk”, notlarımız arasında yer almayan diğer iki film. Herkese iyi seyirler!
Adana’dan döndük. Altın Koza, 18. kez ev sahipliği yaptı bize. Elinde ne varsa sundu konuklarına festival yine. Olanca samimiyetiyle üstelik. Festivalde emeği geçen bütün sinema emekçilerine içten teşekkürler. İlk izlenim yazımda, filmlerin, tıka basa salonlarda izlendiğini, bunun sevindirici ve yıpratıcı taraflarını, sinema salonlarının birbiriyle olan mesafelerinin doğurduğu sonuçları paylaşmıştım sizlerle. Bu kez, izlediğim filmlerden, yarışma sonucundan ve festivalin genel görünümünden bahsetmek istiyorum. MURAT ERŞAHİN
Beş filmin, vizyona ‘merhaba’ dediği haftanın kuşkusuz en çok merak edilen yapımı “Bir Zamanlar Anadolu’da”yı Adana Altın Koza Film Festivali’ndeki Türkiye prömiyerinde izledim. Festival sebebiyle basın gösterimlerine iştirak edemediğim bol yıldızlı aksiyon “Killer Elite” ve romantik komedi “Arkadaştan Öte” maalesef notlarımız arasında bulunmuyor. Telafisinden kuşkunuz olmasın. Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Bir kez daha ‘bereketli topraklar üzerindeyiz’. Perdelerini, 17 Eylül’de açan 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’ne sinema yazarları olarak; 20 Eylül günü katıldık. Adana’nın nazik ve içten konukseverliği, bildik sevecen yüzüyle karşıladı yine bizi. Festival emekçileri, sinema salonlarında görev yapan dostlar, baba evine dönüşen Seyhan Otel’in müthiş personeli… Tabii bir de tanıdık sıcak... MURAT ERŞAHİN
Vizyona ‘merhaba’ diyen film sayısı dörtken, adına basın gösterimi düzenlenmeyen “Karadedeler Olayı” notlarımız arasında yer almayan tek yapım. Ülkemizin, “Blair Cadısı”na cevabı! olduğu konuşulan, bütün gözlerden kaçırılarak tansiyon ve gizem artışı hedeflenen yerli yapım, bir belgesel olduğunu söylüyor. Her türlü yaşa ve zevke seslenen hafta, bir hayli ilginç seçeneklere sahip. İyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN
Vizyon gören dört filmden üçü; “Saç”, “Son Durak 5” ve “Kötü Öğretmen” notlarımız arasında. Gael Garcia Bernal ve Kate Hudson’u buluşturan romantik komedi “Bir Tutam Cennet/A Little Bit of Heaven” haftanın diğer filmi. Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Bu hafta vizyon gören üç film de notlarımız arasında. Yaz mevsimi sona erdi. Sonbahara ‘merhaba’ dedik bu hafta. Yerli, yabancı yepyeni yapımları, heyecan verici sürprizleri bekliyoruz şimdi. Tekdüze sokaklara açılan sinema çıkışlarından, bambaşka insanlar olarak çıkmak dileğiyle… Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Vizyona giren beş yeni filmden ikisi, “Yeşil Fener” ile “Babamın Penguenleri”, notlarımız arasında. Başrollerini Ewan McGregor ile Eva Green’in paylaştıkları romantik dram “Yeryüzündeki Son Aşk / Perfect Sense”, senaryosunda Luc Besson imzası bulunan ve başrole Zoe Saldana’yı taşıyan aksiyon “Kolombiyalı: İntikam Meleği / Colombiana” ile bilimkurgu aksiyonu komediyle buluşturan İngiliz yapımı “Uzaylıların Şafağı / Attack the Block” haftanın diğer filmleri. Hemen her beğeniye seslenen bir hafta. İyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Merhaba dostlar! Bu hafta vizyona giren dört yeni filmden, notlarımız arasında olmayan tek film; Robert De Niro ve Monica Bellucci’li İtalyan yapımı romantik komedi “Her Yerde Aşk”. Robert Redford imzalı “Suikast” ve dramatik korku “Vampir Cehennemi” haftanın iyileri. “Arabalar 2” ise küçük izleyicilere sesleniyor. İyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN
Bu hafta vizyon nispeten tenha! Patrondan Kurtulma Sanatı adlı komedide başrolleri Jason Bateman, Charlie Day ve Jason Sudeikis üçlüsü paylaşırken, Kevin Spacey, Jennifer Aniston, Colin Farrell, Jamie Foxx, Donald Sutherland gibi ünlü isimler filme renk katıyorlar. İş hayatını ve kapitalist ahlakı ti’ye alan yapımın yönetmeni ise Seth Gordon. Almanya-Fransa-Çek Cumhuriyeti-İspanya ortak yapımı biyografik dram Kral Henry ise, 1563’e götürüyor bizleri. Fransa’da Protestan ve Katoliklerin iktidar ve toprak için giriştikleri kanlı savaş. Bu savaşın Protestan cephesinde yer alan Henry’nin mezhebini değiştirerek, Fransa topraklarında monarşi karşısında verdiği mücadele. Alman yönetmen Jo Baier’in imzaladığı filmin başlıca rollerini, Fransız aktör Julien Boisselier ile Armelle Deutsch üstlenmişler. Haftanın notlarımız arasında yer alan tek filmi ise, üç boyutlu korku denemesi Saklı Ruh. Bu hafta, tek filme değindiğimiz halde yazıyı kıs tutmamızın sebebi ise, film üzerine fazla söz söyleme gereği duymamamız. Herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN
Vizyondaki film sayısı altı. 1968 tarihli ünlü klasik “Maymunlar Cehennemi / Planet of the Apes”in köklerine inme çalışmaları yapan ve son derece gelişmiş bilgisayar efektleriyle, seriye modern bir yorum getiren “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”, basın gösterimine katılamadığımız için notlarımız arasında yok. Sürükleyici film, bilimkurgu hayranları başta olmak üzere sinemaseverler tarafından kaçırılmamalı. Ünlü çizgi dizi “Şirinler / The Smurfs”ün beyazperde versiyonu, özellikle küçük izleyiciler için. Peyo (1928-1992) tarafından yaratılan sevimli karakterler, meraklısıyla üç boyutlu olarak buluşacak. Haftanın diğer filmleri ise notlarımız arasında. Japonya yapımı melankolik dram “İmkânsızın Şarkısı”, haftanın en iyisi. İyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN
Şubat ayının ikinci vizyon haftasındayız… Yine kalabalık bir sinema gündemi mevcut. Kapitalist eğlence geleneğinin önemli bir parçası olan 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla vizyonda romantik filmler daha fazla göze çarpıyor... Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on bir yeni film merhaba diyor 14 Şubat vizyonuna…
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Büyük bir tufan sonrası, ortada insan kalmamış... Bir kedi öncülüğünde; üyeleri arasında bir kapibara, bir lemur, bir köpek ve bir sekreterkuşu olan teknedeki ‘yolcular’ hayatta kalma mücadelesine soyunur. Gints Zilbalodis imzalı ‘Flow: Bir Kedinin Yolculuğu’ her yaştan seyircisini içine alan, enfes bir animasyon. UĞUR VARDAN (25.01.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Sinema salonlarımızda, korku filmleri eksik olmuyor. Bu hafta bunlardan üçüne bir göz atalım. Biri, son haftaların sürpriz filmlerinden, diğerleri ise vasat filmler. Ayrıca bir de romantik gençlik filmimiz var. Bu hafta filmlere biraz da mizahi yaklaştık. Vasat filmleri eleştirirken, güzel bir yok bence. Yönetmenleri kusura bakmasın (gerçi bu yazıyı okuma ihtimalleri, milyarda bir falan ama, olsun).
Metin Özülkü'yle 90'ların iz bırakan şarkılarına zamansız bir yolculuk bugün 22.30'da TRT Müzik'te. Bu bölümün konuğu Taner.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Timur Selçuk'un Adam Sanat dergisinde yayınlanmış müzik yazılarının bir araya getirildiği Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz Türkiye - Müzik Yazıları - 1 kitabı Eksik Parça Yayınları etiketiyle satışa çıktı. 256 sayfalık yapıt için Turgay Fişekçi şunları yazmış:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.
50. yaşını kutlayan albümlerin, yayınlandığı dönemde yarattıkları heyecan, uzunçaların kulaklardaki doygunluğu, yeni yeni piyasaya çıkan kasetlerin sunduğu kolaylık, bugünün dijital ortamında unutulmuş plakların önemi müzik camiasının en tatlı muhabbetlerden biri bu yıl. Doğum günü pastaları 50 mumla adeta yangın yerine dönmüş, eskimeyen, çoğu klasikleşen albümler arasında gezintiye ne dersiniz?