SELÇUK ALAGÖZ YAŞAMINI YİTİRDİ

05 Ağustos 2025 Salı 13:27

Bir süredir hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Selçuk Alagöz yaşamını yitirdi.
Muğla'nın Bodrum ilçesinde sürdüren 80 yaşındaki usta sanatçı Selçuk Alagöz'den üzücü haber geldi ve solunum cihazı yardımıyla nefes alabilen Alagöz bugün 11.50'da şaxalını yitirdi.

KİMDİR?
Anadolu Pop’un klasik kadroları içinde yer almasa da Selçuk Alagöz doğru bildiği yolda, akrabalarının desteğiyle çok renkli işler üreterek müzik tarihimizde ayrıksı bir yer edinmiştir.
4 Ağustos 1944 İstanbul doğumlu Selçuk Alagöz’ün müziğe ilgi duymasında, müzik hocalığı yapan babası Bahattin Bey’in etkisi büyüktür. Babasından mandolin dersleri alarak başlar işe.
Alman Lisesi’nde öğrenim gördüğü dönemde flüt çalarak çeşitli amatör gruplarla çalışır. Bu arada, Ali Baba Kırk Haramiler adlı Almanca müzikalde başrol oynar.
İktisat Fakültesi birinci sınıfında okuduğu sırada turist rehberliği yaparken gezdirdiği kafileyi Erol Büyükburç’un çalıştığı lokale götürür. Gecenin sonunda Büyükburç’a flüt çaldığını söyleme şansını yakalar ve ertesi gün provaya çağırılır.
Sonuçta beğenilerek profesyonel sanat yaşamına Erol Büyükburç orkestrasında blok flütle başlar ve Boğaziçi Müzik Festivali’nde bu ekibin bünyesinde yarışır.
Oradan Yurdaer Doğulu Orkestrası’na geçen Alagöz, kısa süre sonra ayrılıp arkadaşlarıyla kurduğu orkestrayla 1965 Altın Mikrofon Yarışması’na başvurur.
Adını verdiği orkestraya, melodika çalan ve organistlik yapan 15 yaşındaki kardeşi Ali’yi de (26 Kasım 1950) alan Selçuk Alagöz yarışmaya, düzenlemesini bossanovaya yakın tatta yazdığı Kemerin Naftaları türküsüyle katılır. Kemerin Naftaları müzikseverlerin oylarıyla finale kalma başarısını gösterir.
Yarışma ekibinde Selçuk Alagöz (vokal), Tamer Derin (bass), Cemal Denizci (ritm gitar), Nazım İnanlı (davul), Ertan Özerden (bass), Ali Alagöz (melodika) yer almaktadır.
Altın Mikrofon şartnamesinde finale kalmış parçaların plak olarak yayımlanması vardır ve Kemerin Naftaları’nın B yüzüne Kaleden İndir Beni adlı şarkı koyularak 45’lik piyasaya sürülür.
Orkestra 1966 Altın Mikrofon’da şansını bir kez daha denemeye karar verir. Bahçelere Geldi Bahar adlı türkünün ‘twist’ düzenlemesiyle yarışmaya katılan Alagöz Kardeşler bu kez dereceye girip üçüncü olma başarısını gösterir.
Altın Mikrofon 45’lik plağının B yüzüne Ararım Seni Her Yerde adlı parça koyulur. Orkestrada o dönemde, Selçuk ve Ali Alagöz’den başka Kaya Şalt (bass), Ercüment Güreşin (davul), Moğollar’da üne kavuşacak Cahit Berkay (ritm gitar) yer almaktadır.
1967’de ise, bu kez Rana Alagöz’ün (Ocak 1948 doğumlu) arkasında Altın Mikrofon yarışmasında çalar Selçuk Alagöz Orkestrası; çünkü yeni şartnameye göre ilk iki yıl organizasyona katılanlar yeniden yarışamamaktadır. Bassçı Hasan Sel ile davulcu Engin Yörükoğlu’nun da dahil olduğu orkestranın, Rana Alagöz’ün solistliğiyle yarışmada yorumladığı türkünün adı Konya Kabağı’dır.
Rana Alagöz, ayrıca Little Man, See See Rider, Yarim Gitti Çeşmeye, Köyümüz, Konya Kabağı adlı düzenlemeleri seslendirir ve bu ilk ciddi sahne sınavını başarıyla atlatır.
O yıl da üçüncü olan Alagözler artık ülke çapında tanınmaktadır. Bu arada, Rana Alagöz’ün adıyla yayımlanan yarışma 45’liğinde Konya Kabağı ile Bahçelerde Börülce adlı parçalara yer verilmiştir…

Alagözler Apollonia festivalinde

Konserler düzenlemeye, plaklar doldurmaya, turnelere çıkmaya, diğer yarışmalara katılmaya başlayan Alagözler bir ara Işıldaklar adlı toplulukla işbirliği yapar. Bu toplulukta, yaşamını daha sonra Rana’yla birleştirecek ‘davulcu damat’ Taylan Kök de (10.5.1950) vardır ve böylelikle aile orkestrasına bir eleman daha katılmıştır. O günlerde orkestra, Selçuk, Rana, Ali Alagöz, Taylan Kök, Mete Duruman ile Nurhan Özonat’dan oluşmaktadır.
Dönemin kısıtlı tanıtım şartları içinde, yarışmalarda yer almanın basında da yer bulma anlamına geldiğini çok iyi kavramıştır orkestra. Bu nedenle, birçok organizasyonda görünüp popülerliklerini arttırmaya çalışırlar.
1968’de Topkapı Müzik Festivali’nde en iyi beste dalında Cıvıl Cıvıl adlı yapıtla birincilik, düzenleme dalında Evet mi Hayır mı ?’yla ikincilik, gitar dalında da ikincilik kazandıktan sonra 1970’de 3. Apollonia Uluslararası Müzik Festivali’nde Türkiye’yi, oryantal motiflerin ağır bastığı, ça ça ritmli Terkedildim (söz: Ali Alagöz-müzik: Selçuk Alagöz) adlı parçayla temsil ederler.
40 ülke arasında 14 puan alıp finale kalamayan Alagöz Orkestrası Selçuk, Rana, Ali kardeşler ile Onur, Haldun, Feridun Hürel kardeşlerin birlikteliğinden oluşmuştur.
Folk parçalara eğilmelerine karşın, konserlerde Respect, Dancing In The Street, Don’t You Find Somebody To Love gibi yabancı parçaları da seslendiren ekipten 1970’lerin ortasında Hürel Kardeşler ayrılınca Alagözler’e Beybonlar Orkestrası’ndan Sefa, Tayfun, Bora Ulaştır kardeşler katılır. Onların ardından da kadro Selçuk Alagöz, Cihat Günaydın, Nurhan Özonat, Taylan Kök, Ali Alagöz’le yeniden şekilleniverir…
Alagözler’in Anadolu Pop yanına gelince; Anadolu’dan genişçe yararlanırlar ve fazla derin, ciddi, akademik araştırmalara girişmeden, Bolu Beyi, Demirciler, Malabadi Köprüsü, Dedi Bana, Bağ Bozumu, Keklik, Misket, Edremit Van’a Bakar, Deliyim Seviyorum gibi sevilen, kulaklarda kalıcı parçaları artarda yayımladıkları plaklarda değerlendirirler; tabii aranjman söylemekten de vazgeçmeden.

Kızılderili reisi Selçuk!

Sahne şovu için sürekli yenilik peşindedirler. Bazen subay elbisesi giyerler, bazen de Kızılderili, mihrace, bedevi giysileriyle gözükürler. Konserlerde totemiyle, çadırıyla sahnede tam bir Kızılderili obası kurdukları da olmuştur.
Bu arada, bir kez düzenlemesine karşın pop tarihimize adını yazdırmış Topluiğne Müzik Yarışması’na katılırlar ve Rana Alagöz’ün seslendirdiği Selçuk Alagöz bestesi Bir Bardak Aşk’la dereceye giremezler…
Vatani görevinin bir bölümünü 1977’de Ankara Orduevi’nde yapan Selçuk Alagöz askerliği sırasında beste üretmeyi sürdürür. Biriktirdiği şarkılarla, askerlik sonrası, Atılım ismini almış orkestraları (Taylan Kök-davul, Ali Alagöz-org, Nurhan Özonat-bass, Ahmet Cesur-gitar) eşliğinde kendi adlarını taşıyan ilk uzunçalarları Rana ve Selçuk Aleagöz-1’i çıkarırlar. Albümde, Samanlık Seyran Olur, Koşun Bakalım Peşimden, Atamam Ben Kalbimi Sokaklara, Gel Yanıma Gel, Ayrılmayalım, Ateş Bacayı Sarmış, Ben Eskiden Bu muydum?, Kalbimin Sahibisin, Zeyno, Vah Bacım Vah adlı parçalar vardır.
Kartvizitinde besteci, söz yazarı düzenlemeci, solist yazan Selçuk Alagöz uzun müzik kariyeri boyunca dört uzunçalar ile bolca 45’lik üretir. Bunlardan, Deliyim Seviyorum, Malabadi Köprüsü, Edremit Van’a Bakar’la büyük satışlara ulaşır, listelerde zirveye oturur ve üç ‘altın plak’ kazanır.
1974’de Deliyim Seviyorum, Hey Müzik Oskarları’nda Yılın Şarkısı seçilirken, parçanın Orhan Gencebay’ın bestesi Ben Doğarken Ölmüşüm’le benzerliği büyük dedikodulara neden olur.
Her Şey Bitmiştir Artık adlı parçayla altın plak alan Rana Alagöz de orkestra eşliğinde Anadolu Pop’a kaçan bir kaç parça söyleyerek bu türe yakın duranlar arasına adını yazdırır. İki kardeş, İzmirlim/Yenice Odanın Camları, Bak Yanımdasın/Son Yaprak, Yeni Bir Aşk Arıyorum/Süt İçtim Dilim Yandı 45’liklerinde plakların birer yüzünü de paylaşmıştır.
Seksenler’de arabeskin iyiden iyiye egemenliğini ilan etmesiyle Alagözler, İstanbul’daki ünlü Kervansaray gazinosunda birçok dilde şarkıları yorumlayarak turistlere yönelik programlar yapar. 1990 yılından itibaren ekibe Nilüfer Alagöz katılır ve lokal çalışmaları sürer, gider.
Kardeşler, 90’lı yıllarda klasikleşmiş parçalarının yeni yorumlarını içeren bir albüm yapar ama yapıtın teknik kalitesi eski günleri aratır düzeydedir.
Selçuk Alagöz, 2000’li yıllarda sigara karşıtı kampanyalara verdiği destekle gündeme gelir ve bu çalışmalara önderlik eder…