Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

18 MART 2016

17 Mart 2016 Perşembe 21:52
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Haftanın beraberinde getirdiği yeni film sayısı yedi. Hemen her türü içeren yeni vizyonda, İspanya’dan çıkagelen ‘A Perfect Day / Mükemmel Bir Gün’ kaçırılmaz! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

MÜKEMMEL BİR GÜN
1995’teyiz. Balkanlar kan ağlıyor. Eski Yugoslavya’daki iç savaş sırasında gönüllü yardım ekipleri, günlük hayatın içinde zavallı, masum halka yardım edebilmek için uğraşıp didinmekteler. Bir kuyuya atılmış ve suyu kirleten bir cesedi çıkarmak gerekiyor ama uygun ekipman yok. Bir ip bulmak bile kolay değil. Aslında ceset sadece ufak engellerden biri. Mantıksızlık, duygusuzluk, sona gelmişlik… İnsanın sıfırlandığı yerden trajikomik tespitler. Hepsi farklı ülkelerden savaş yardım gönüllüleri ve yerel halk… 2002 tarihli incelikli dram ‘Los Lunes al Sol / Güneşli Pazartesiler’ ile zihin ve yüreğe yerleşen yaman İspanyol sinemacı Fernando León de Aranoa’nın 2015 yapımı hüzün resitali, Paula Farias’ın ‘Dejarse llover’ adlı romanından uyarlanmış perdeye. Kalburüstü İspanya yapımının oyuncu kadrosunda iki dev aktör bir araya gelmiş. Benicio Del Toro ve Tim Robbins. Uluslar arası kadronun diğer isimleri, Fransız Mélanie Thierry, Ukryanalı Olga Kurylenko, Bosnalı Fedja Stukan ve usta İspanyol aktör Sergi López. Marilyn Manson, Lou Reed, The Velvet Underground, The Ramones, The Buzzcocks ve Gogol Bordello tınılı soundtrack, vahşi bir savaşın ortasında, sıfırın altına inmiş insan hayatının özüne ve koca bir hiçlik, tükenmiş bir anlamsızlığa karşın, ayakta kalmaya çalışan küçük insana hüzün dolu ama gerçekçi bir bakış atıyor. Otuz küsur yıldız anlatılan küvetteki Arnavut fıkrasına gülen, espri yeteneği ve zekası olan insanların içinde olduğu kaos. Çok yakın bir geçmişte Avrupa’nın ortalık yerinde yaşanan felaket. Çocukluklarını, masumiyetlerini yitirip, bir anda büyümek zorunda kalan çocuklar. İneklerini, mayınlı tarlalarda kılavuzluk için kullanan nineler, gözü yaşlı dedeler ve onlar için çırpınan, evlerini unutmuş gönüllü yardım ekipleri. İnsansız ve hissiz kalmış bir coğrafyada sürmek zorunda olan gündelik hayat. İnsanın içine işleyen hüznün, zeka dolu esprilerle avutulmaya çalışıldığı ustalıklı, müthiş bir film orijinal adıyla ‘A Perfect Day’. Sezonun en iyilerinden kuşkusuz. Kaçırılmamalı! (4,5 / 5)

KOD 999
Orijinal adı ‘Triple 9’ olan aksiyonu yüksek suç öyküsü, Avustralyalı yaman yönetmen John Hillcoat imzalı. ‘The Proposition / Kanlı Teklif’, ‘The Road / Yol’, ‘Lawless / Kanunsuzlar’ gibi kalburüstü yapımlardan tanıdığımız Hillcoat, bir grup çürümüş, kötü polisin, mafyanın maşası olarak bir soygun düzenlemesini ve daha sonra sarpa saran olayları öykülüyor. Casey Affleck, Chiwetel Ejiofor, Anthony Mackie, Woody Harrelson, Aaron Paul, Clifton Collins Jr., Norman Reedus ve Kate Winslet gibi yıldız isimlerden oluşan zengin oyuncu kadrosunun yanı sıra, gayet iyi çekilmiş, gerilimi yüksek aksiyon sahneleriyle öne çıkan film, kendine has, iddialı bir biçime sahip. Bu sağlam biçim yanında, öyküdeki kimi boşluklar, sarkmalar ve genel anlamda zayıf içerik, kendini özellikle son yarım saatte iyiden iyiye hissettiriyor. Görüntü yönetmeni Nicolas Karakatsanis’in performansı da bir hayli öne çıkıyor. İki kez Oscar adayı olmuş Dylan Tichonar imzalı kurgu çalışması da üst düzey. Suç hikayesi müdavimlerini her koşulda memnun edecek film, daha iyi yazılmış ve daha farklı meselelere temas edebilecek girift bir senaryoya sahip olsaydı keşke diye geçiriyor insan içinden. (3 / 5)

SENİ ŞİMDİDEN ÖZLEDİM
Catherine Hardwcike’i, 2003 tarihli ilk filmi ‘Thirteen / On Üç ‘ ile tanıyıp sevmiştik. Ardından ‘Lords of Dogtown’ çıkageldi. ‘The Nativity Story / Meryem Ana: Hz. İsa’nın Doğuşu’ hiç de kötü değildi. İlginç ve iddialı gidişat, popüler kültürün beyazperdedeki belki de en önemli ürünlerinden olan ‘Twiligt / Alacakaranlık’ serisinin ilk filmiyle başka bir yöne doğru ivme kazandı. 2011’de fantastik soslu korku denemesi ‘Red Riding Hood / Kız ve Kurt’la çıktı karşımıza Hardwicke. Sonra, televizyona geçti. Dizilerle devam eden kariyerine, bir belgesel ve bir kısa filmle lezzet katmaya çalışan Hardwicke, yeniden uzun metraj kurmacaya döndü ve orijinal adıyla ‘Miss You Already’ ile karşımızda şimdi. Çok ufak yaşlardan beri arkadaş olan Milly ve Jess’in hikayesi film. Deli dolu gençlik günlerinden beri süregelen sıkı dostlukları, acı bir hastalık haberiyle sınanacaktır. Milly, kansere yakalanmıştır ve Jess sonunda hamile kalabilmiştir. Kardeşten daha yakın olan iki kadın, hayatın üşüten gerçeklerine karşın, çocuk bakışlarını yitirmeden omuz omuza mücadeleye devam ederler. Hüzün, neşe, hastalık, ölüm, doğum, sevgi ve dostluk üzerine, çok ‘içerden’ çekilmiş, doğal ve etkili filmde başrolleri, gayet iyi bir kimya yakalamış Toni Collette ve Drew Barrymore üstleniyorlar. Dominic Cooper, Paddy Considine ve usta aktris Jacqueline Bisset, İngiltere yapımı dramın güçlü oyuncu kadrosunu oluşturan diğer isimler. R.E.M., Opus Orange, Paloma Faith, Joan Jett & The Blackhearts, Labrinth, Broken Bells, Moby, The All-American Rejects, Band of Skulls, Fjokra ve Jane’s Addiction şarkılarıyla süslü soundtrack, hüzün yüklü dramı başarıyla destekliyor. Londra ve Bradford fonunda, ajite edilmeden bütün çıplaklığıyla yansıtılmış gerçek bir dostluk ve sevgi öyküsü film. Collette ve Barrymore, gerçekten iki eski dost gibiler. Toni Collette o kadar iyi ki… Doğal, içten ve doğru. (3,5 / 5)

ÖLÜM VE ÖTESİ
İspanya’dan çıkagelen gerilim, bir morgda geçen ölüm kalım anlarını öykülüyor! Güzelliği ve yeteneğiyle, aranılan ve hakkında çok konuşulan bir yıldız olan çekici aktris Anna Fritz, çılgın bir partinin sabahında ölü olarak bulunur. Ani ölümü şok etkisi yaratan aktris, hastane morguna kaldırıldığında, morg görevlisi Pau, yıldız oyuncunun fotoğrafını çekerek, arkadaşlarıyla paylaşır. Hastaneye gelen arkadaşları ve Pau, ölü kadının cansız bedeninden faydalanmaya karar verdiklerinde, kendilerini nasıl bir kabusun beklediğini bilmemektedirler. Yönetmeni Hèctor Hernández Vicens’in ilk uzun metraj kurmaca filminde başrolü, Alba Ribas üstleniyor. Cristian Valencia, Albert Carbó ve Bernat Saumell, dar ama etkili kadronun diğer isimleri. Çoğunlukla tek mekanda, hastane morgunda geçen film, tek mekan gerilimini başarıyla kuruyor ama öyküdeki tıkanmalar ve kimi yaratıcı pırıltı eksiklikleri, gayet iyi olabilecek öyküyü, kötü değil ama bir hayli sıradan kılıyor. Yine de türü her şekliyle kabul edenler için doyurucu bir seyirlik. (2,5 / 5)


Haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer filmleri ise; iki yerli komedi; ‘Olaylar Olaylar’ ve ‘Şeytan Tüyü’ ile ilki 2008’de çekilen ve popüler bir seriye dönüşen sevimli animasyon ‘Kung Fu Panda 3’. Tekrar iyi seyirler!MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar