Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

17 ŞUBAT 2017

16 Şubat 2017 Perşembe 18:27
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Biri yerli üç yeni yapımla merhaba diyor yeni vizyon. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. Herkese iyi seyirler.


AY IŞIĞI

-… Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.-

Cemal Süreya dizeleri gibi buruk bir acı bırakıyor yürekte ‘Moonlight’; final jeneriği perdeden usul usul akarken. Afro Amerikalı bir erkeğin, çocukluktan yetişkinliğe uzanan elem dolu öyküsü izlediğimiz. Dünyada kendine bir ‘yer’ edinmek için ‘bakınan’ sıradan siyah adamın ay ışığı altında geçip giden ‘zorlu’ günleri, odağına ‘sahici’ bir aşk öyküsünü, son derece incelikli biçimde oturtmayı başarmış. Bir aşk filmi işin özü ‘Moonlight’! Wong Kar-Wai’nin 1997 tarihli şaheseri ‘Happy Together / Mutlu Beraberlik’ yalnız değil artık! Onun ruh ikizi, şimdi uzanmış, yıllar sonrasından elini tutuyor kardeşinin. Öyle ki; yine Caetano Veloso yorumuyla görüntülere eşlik eden ‘Cucurrucucu Paloma’ iki soundtrack’ın ortak şarkısı.

İçe işlerken hemen her şey, olanca yoksunluğun doldurduğu yürek, hep biri için çarpar yıllar boyu. O biri için katlanılır hemen her şeye. Şarkılar onu hatırlatır ve hayat omuz başında yürürken; bir anda büyür, sıska bir çocukken, yetişkin birine dönüşürsün. Uyuşturucu bağımlısı annesiyle yaşayan babasız küçük ‘Little’, zorlu bir çocukluk geçirmektedir. Juan ve Teresa, ona ikinci bir ev verirler. Uyuşturucu satıcısı Juan, kocaman yüreğiyle, bir yol gösterici, bir baba olur ‘Little’ için. Sonra yıllar geçer, liseli ‘Chiron’ olur Little. Kimliğini bulmak en önemli arayışıdır. Bir gece, ay ışığı altında keşfeder sevgiyi, aşkı ve dostluğu. Chiron yetişkin olduğunda ‘Black’ olarak çağrılmaktadır artık. Bulaştığı yasa dışı işlerle sürdürmektedir hayatını. Yeryüzü kuralları zorludur. Bir gün, eskilerden bir telefon gelir. Kevin’dir arayan. En çok sevdiği, aşkı bulduğu insan. Bir şarkı dinlediğini ve onu andığını söyler telefondaki ses. Black, atladığı gibi arabasına; eski dostuna; hemen her şeyi olan Kevin’e gider.

‘En İyi Film’ dahil toplam sekiz dalda Oscar adayı Barry Jenkins imzalı ‘Moonlight / Ay Işığı’. Şimdiye dek elde ettiği ödül sayısı ise, yüz elli dokuz. Tarell Alvin McCraney’in öyküsünden yine Jenkins tarafından yazılan senaryo, içe işleyen, yüreğin en derin yerinde oturup kalan, yüksek sanat eseri bir emek ürünü. Vasat üstü, düzgün, iyi olan birçok filme; hemen her fırsatta ‘başyapıt’ yakıştırılması yapılan günümüzde, hakiki bir yedinci sanat ürünü ‘Moonlight’. Her duyarlılığa, her yüreğe ve her bünyeye göre değil tabi. Mahershala Ali, Naomie Harris, Janelle Monae, Ashton Sanders, Jharrel Jerome, Trevante Rhodes, André Holland ve son derece başarılı küçük aktör Alex R. Hibbert, oyuncu kadrosunun ‘unutulmaz’ isimleri. ‘Moonlight’, ay ışığı altında devindiğimiz acımasız ve umursamaz yeryüzünde, içimizdeki çocuğun yok olmasına izin vermeden, büyümenin, kendin olmanın ve içinde sıkışıp kalan dinmez acının filmi. Yoksunluğun, imkansızlığın, çaresizliğin ve yaşamı çekilir kılan duyguların, aşkın yani! Sıklıkla üretilmeyen, yüreğin iç cebinde saklanması gereken o özel filmlerden biri. (5 / 5)



PARÇALANMIŞ

-Ben, sen, o, biz, siz, onlar!-

Cin fikirli yaratıcı sinemacı M. Night Shyamalan, eski, bildik formundan uzak olsa da, halen ceza alanına etkili biçimde girebiliyor. Kendi sinemasında, alışageldik üzere; sürprizler barındıran yeni filmi, etkileyici bir gerilim olmuş yine. Korku unsurları içeren ürkütücü öykü, üç genç kızı kaçırıp, bilinmeyen bir eve hapseden, çoklu kişilik bozukluğundan mustarip psikopat adamın etrafında gelişiyor. Psikiyatrı tarafından içindeki yirmi üç kişilik gün ışığına çıkartılmış karakter, ‘canavar’ olarak adlandırdığı yirmi dördüncü karakteri ortaya çıkarmadan, genç kızların evden kaçması gerekmektedir.

Yetenekli İskoç aktör James McAvoy’un başrolde ‘döktürdüğü’ Shyamalan geriliminde, ‘The Witch’ filminden tanıdığımız genç aktris Anya Taylor-Joy da en az McAvoy kadar başarılı bir performans sergiliyor. Betty Buckley ile birlikte, Haley Lu Richardson ve Jessica Sula, netameli öykünün diğer isimleri. Başarıyla yakalanmış kapalı mekan atmosferi, öyküyü beslemiş.

Vahşi, sapkın, çıldırmış, zalim dünyada korunaklı pek bir yerin olmadığını ve en hastalıklı karakterlerin çevremizde nefes alıp verdiğini yeniden ayrımsayarak ayrılıyorsunuz salondan. Öykünün sürprizleri ve kırılma anları, kontrolünü ve bilincini tamamen yitirmiş bir canavarın bile, masum bir yüreğin yardım çığlığını duyabileceğini ve asıl tehlikenin dışarlarda, belki de yakın çevremizde kol gezdiğinin altını çiziyor. Bazı tekrarlar ve uzayıp giden diyaloglar dışında, sağlam ve sürükleyici bir hikaye duruyor perdede. Ne olursa olsun Shyamalan garantisiyle üstelik! (3,5 / 5)


Normal vizyondan bir gün önce, 16 Şubat Perşembe günü vizyon görecek olan, popüler bir seri halini almış Recep İvedik’in beşinci macerası ‘Recep İvedik 5’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan tek yenisi. Tekrar iyi seyirler herkese. MURAT ERŞAHİN




Diğer Yazılar