Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

07 HAZİRAN 2013

06 Haziran 2013 Perşembe 21:55
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Haftanın film sayısı sekiz. Notlarımızda yer almayan filmler ise, Stallone’li aksiyon ‘İntikam Kurşunu / Bullet to the Head’, İspanyol yapımı gerilim ‘Paranoyak / La Senda’ ile iki yerli yapım. Tarihi savaş filmi ‘Sarı Siyah’ ile Murat Şeker’in yönettiği aile komedisi ‘Arkadaşım Max’. İçinizde yaşayan ‘sinemadan çıkmış insanla’ birlikte, sokaklarda, caddelerde, parklarda ıslık çalarak dolaşın. Herkese iyi seyirler!

STAR TREK: BİLİNMEZE DOĞRU
1966’da Gene Roddenberry tarafından yaratılmış, bütün dünyada bir fenomen halini almış efsane TV dizisinin, J.J. Abrams imzalı beyazperde versiyonu, ülkemizde 2009 Mayıs ayında vizyon görmüştü. 70’lerin ortasından itibaren ülkemizde de vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüşmüş olan 43 yıllık miras ‘Uzay Yolu’, Abrams tarafından modernize edilmiş, zaman geriye sarılmış; kahramanlarımızın, Kaptan Kirk’ün, Mr. Spock’ın, Doktor McCoy’un ve diğerlerinin öyküsü, yani seyir defteri, en başından anlatılmıştı. Tanıyıp bildiğimiz bütün Uzay Yolu ekibinin gençlikleri ve efsane gemileri Atılgan ile çıktıkları serüvenlerin öncesi, ilk filmin öyküsünü oluşturuyordu. Bu yönüyle modern bir prequel olan yapımda Kaptan Kirk’ün, Mr. Spock’un, Doktor McCoy’un, çekici teğmen Uhura’nın, Teğmen Sulu’nun, ışınlama görevlisi mühendis Scotty’nin, Rus asıllı taktik subayı Chekov’un ortaya çıkma, birbirlerini tanıma ve efsanenin başlangıcına gelene dek yaşadıklarını izlemiştik. Dizinin yıldızları William Shatner, Leonard Nimoy ve diğerleri, yerlerini çok yetenekli genç isimlere bırakmışlardı. Kaptan Kirk rolünü Chris Pine üstlenirken, Mr. Spock’a Zachary Quinto hayat vermişti. Anton Yelchin, Karl Urban, Zoe Saldana, John Cho ve ünlü İngiliz Simon Pegg, eski kahramanlarımızın yeni yüzleri olmuşlardı. Kaptan’ın seyir defterini yıllar sonra yeniden aralamak, büyük nostaljiyi yaşamak ve ‘bütün o eski şeyler gibi güzel’ görünen yeni uyarlamayı keşfetmek gayet hoştu tabii. ‘En İyi Makyaj’ dalında Oscar sahibi ilk film, bir seriye dönüştüğünün kanıtı olan yeni macerasıyla karşımızda. Bilimkurguya, bolca aksiyon ekleyen yapım, ekibin ezeli düşmanı Khan’ı çıkarıyor karşımıza. Uzay Yolu evreninin tanıdık kötüsü, azılı bir terörist olarak, elinden gelen bütün kötülükleri yapmak üzere kolları sıvıyor ve tabii karşısında; Kaptan Kirk ve arkadaşlarını buluyor. Kadronun yeni ismi ‘Khan’ı, İngiliz aktör Benedict Cumberbatch canlandırıyor. Bilgisayar efektleri, görselliği, makyajı, temposu yerli yerinde olan film, içerik anlamında epey boş gözüküyor. Seriyse seri, eyvallah diyor insan ama ya hikâye? İki saatten fazla süresiyle, keçiboynuzu tadında bir iş olmuş yeni film. ‘Kötü denemez ama nerede Uzay Yolu dokusu, ruhu’ diyor içinizde yaşayan, Uzay Yolu müdavimi çocuk. (2,5 / 5)

BABADAN OĞULA
Galasını, 32. İstanbul Film Festivali’nde yapan etkileyici film, 2010 tarihli romantik dram ‘Aşk ve Küller / Blue Valentine’in yönetmeni Derek Cianfrance imzalı. Başrolde yine Ryan Gosling var. Eva Mendes ve Bradley Cooper, kadronun diğer yıldız isimleri. Temeline aile, baba-oğul öyküsünü yerleştiriyor orijinal adıyla ‘The Place Beyond The Pines’. Farklı dönemler, zaman aralıkları içinde yaşanan ‘aynı hikâyeler’! Erkek doğası üzerinden, vicdan, sorumluluk, kahramanlık, korkaklık, cesaret, günahlar, intikam, suçluluk, ceza ve çözümsüzlük. İki ana karakter ve çocukları. Profesyonel bir motosikletçi, bir oğlu olduğunu öğrendikten sonra, sadece ona daha iyi bir hayat sağlayabilmek adına, soygunlar yapmaya başlar. Bir soygun sonrası, yolu çaylak bir polis memuru ile kesişir ve o an, her iki adamın da hayatları tamamen değişir. On beş yıl geçer ve iki adamın oğlu tesadüfen karşılaşırlar. Gittikçe artan bir gerilim içeren, öyküdeki insancıl yana dikkat çekme gayretindeki sürprizli film, bir o kadar hüzünlü. (3 / 5)

SAKSI OLMANIN FAYDALARI
‘Hırpalayıcı bir süreçtir büyümek’ diyor film. Dokunaklı ve romantik yapım, muzip bir mizah duygusu da içeriyor. ‘Yanımızda olmasalar bile, hayatımız boyunca birlikte olduğumuz dostlar’ üzerine, Stephen Chobsky’nin kendi çok satan romanından bizzat perdeye uyarlayıp yönettiği duygusal dram. Orijinal adı, ‘The Perks of Being a Wallflower’ olan yapımın başlıca rollerini, Logan Lerman, Ezra Miller ve Emma Watson paylaşıyorlar. Ergenliğin ruhu altüst eden bıçak sırtı gel-gitleri, kimlik problemleri, dostluk, cinsellik, aşk, aile, seçimlerimiz ve diğer şeyler üzerine samimi bir anlatı. Gerçek dünyanın can acıtan yanları ve kendi yarattığımız evrenler. Kalabalıkta yalnız yürümek, az kullanılmış yol, sorumluluklar, gelecek endişesi ve en o en önemli soru; ben kimim? Soundtrack’a ayrıca dikkat! (3 / 5)

BENİM ÇOCUĞUM
İlk kez, !f Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali kapsamında izleyiciyle buluşan belgesel, son derece önemli, samimi ve insancıl. Çocuğunuz size eşcinsel, biseksüel veya trans olduğunu açıklıyor. Bundan sonra o en önemli süreç başlıyor… Kabul edip etmemek… Can Candan’ın yönettiği belgesel, çocukları, lezbiyen, gay, biseksüel ve trans bireyler olan Türkiyeli anne babaların, yani LGBT ailelerinin hikâyelerini konu alıyor. Anne-babalar anlatıyorlar! Bir grup ebeveyn cesaretle, yaşadıkları muhafazakar, homofobik, transfobik toplumda, kendi çocuklarının seçimlerini, ebeveyn, aile ve birer aktivist olmanın ne anlama geldiğini izah ediyorlar. Gerçeklerin izleyiciyle paylaşımı, olması gerektiği gibi son derece samimi. Belgeselde konuşan ailelerin, sadece İstanbul’da yaşıyor olması, izleyenin aklına, karşısındaki gerçeklerin fazla ‘beyaz ve steril’ gözüktüğünü düşürebilir ama şu an yaşanan, dile gelen, elimizde olan gerçek bu işte! LGBT Aileleri İstanbul Grubu ile yapılan belgesel, gönül ister ki, Edirne’den, Diyarbakır’a, benzer gruplarla da rahatlıkla yapılabilsin. Böyle gruplar varolsun, sayıları artsın, toplumdaki farkındalık belli bir seviyeye gelsin ve bütün ülke, korkulardan, kinden ve önyargılardan sıyrılarak anlamaya, dokunmaya çalışsın. Yaşadığımız son günlerde çok fazla önem arz eden, insana ve dile getirilmeyen gerçeklere ve duygulara dair güçlü, sarsıcı ve etkili bir dokümanter. Kayıtsız kalmayın! (4 / 5) MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar