Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

06 AĞUSTOS 2010

02 Nisan 2011 Cumartesi 22:07
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Bu hafta vizyonda dört yeni film var. Yıllık iznimin büyük bir bölümünü kullandığımdan, kaçırdığım basın gösterimleri bir hayli arttı. İzleme şansı bulduğum tek film, belki de sadece haftanın değil, sezonun en önemli yapımlarından biri. Coen kardeşler imzalı ´´Ciddi Bir Adam´´. Herkese iyi seyirler!

İşte haftanın diğer üç filmi: Başrolünü Angelina Jolie´nin üstlendiği aksiyonu Philip Noyce yönetmiş. Rus ajanı olmakla suçlanan güzel CIA ajanı, kendini temize çıkarmaya çalışırken, ortaya yeni sorular çıkar. Tempolu ´´Salt´´ta çekici yıldız Jolie´ye Liev Schreiber ile Chiwetel Ejiofor eşlik ediyorlar. ´´Aşkzede´´ adlı romantik komediden tanıdığımız Nicholas Stoller´in yazıp yönettiği komedi ´´Zorlu Görev´´de, Jonah Hill ve Russell Brand bir aradalar. Londra, New York ve Las Vegas arasında geçen son sürat yol filmi, bir plak şirketi çalışanıyla, uçuk bir İngiliz Rock yıldızının maceralarını öykülüyor. ´´Vahşet Sapağı´´, haftanın tek korkusu. Norveç yapımı ürkütücü korku-gerilim, snuff film, internet ve röntgencilik temalarını birleştiriyor. Norveç´e geri dönen genç bir çift, yolun kapalı olması dolayısıyla İsveç ormanları içinden geçen başka bir yolu kullanmak zorunda kalırlar. Akıllarının ucundan bile geçmeyecek türden bir vahşet, yolda onları beklemektedir.

CİDDİ BİR ADAM
Hayat, çözümü oldukça zor bir fizik problemi mi acaba? Bütün anlamların dışında başka bir ´şey´ mi ifade ediyor yoksa? Yahudi mistisizmi ile mi açıklanabilir hayat? İnançlarımızla, yaratılış teorisiyle… Ya ahlak? Coen kardeşler, en olgun dönemlerini sürdüklerini kanıtlıyorlar yazıp yönettikleri bu incelikli ve zeki kara komediyle… ´En İyi Film´ ve ´En İyi Özgün Senaryo´ dallarında Oscar adayı olan karanlık yapım, bizleri ABD´nin Yahudi nüfusun yaşadığı orta batı eyaletlerinden birinin kasvetli banliyösüne götürüyor. Kahramanımız Larry Gopnik adında bir fizik profesörü. Bin bir türlü sorunla baş etmeye çalışıyor Gopnik. Karısı, kendisini bir aile dostlarına aşık olduğu için terk etme isteğinde. İki çocuğu ve tutturamamış, toplum dışı ağabeyi ile bir sürü sorunu var. Okulda da ahlaki bir ikilemin içinde. Sığındığı tek liman ise, hayatında hep belirleyici rol oynamış Musevi öğretisi. Hahamlar ve tanrıya danışmak, onlara sığınmak dışında çıkar yol bulamıyor Gopnik. 1967´de geçiyor Coenler´in öyküsü. Musevilik ve Kabala´nın katı kurallarından, 60´ların sonunda izole edilmiş orta sınıf ´öteki´nin çıkmazları, kendini yalnız ve tamamen terk edilmiş hisseden ´başkası´ nın trajedisinden sıradan Amerikalının yitip giden düşlerini Todd Solondz´vari bir hikâyede ele almış Coenler. Hassas bir ironinin, eleştirel bir metinle buluştuğu hikâye, inançlardan, ahlaka, toplumsal düzenden, siyasal sisteme hemen her şeye cesaretle saldırmaktan çekinmiyor. Ama zeki, ağırbaşlı, entelektüel ve ne yaptığını bilen edepli bir saldırı bu. Sonuçta, tanrı dahil hemen her şeyin terk ettiği dibe vurmuş insanoğlunun yardım çığlığı bu film. Her yanımızı dolduran boşluğun, anlamsızlığın yok olmuş ahlakın ve sevgisizliğin filmi. Profesör Larry Gopnik rolünde ´döktüren´ Michael Stuhlbarg ve artık Coen´ler imzalı hemen her filmden bildiğimiz üzere, en küçük roldeki yan oyuncuların başarısı, filme çok şey katmış. Kader´den, olasılıkların zavallılığına, katı Musevi kurallarından, insan yalnızlığının kuantumuna dek birçok hassas meseleye, kendi öz yaşam deneyimlerini de ekleyerek yaklaşan Coenler´in belki de en olgun işleri ´´Ciddi Bir Adam´´. Soğuk savaşın sürdüğü günlerde ABD´de korunaksız bir orta sınıf insanı, katıksız bir ´öteki´ olarak bireyin sistem karşısındaki çaresizliği de önemli bir siyasi vurgu olarak duruyor karşımızda. MURAT ERŞAHİN

 



Diğer Yazılar