Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

05 MAYIS 2017

04 Mayıs 2017 Perşembe 21:18
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Farklı beğenilere seslenen beşi yerli, toplam on bir yeni film merhaba diyor bu hafta! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. Herkese iyi seyirler.


DERİNLİKLERE YOLCULUK

-Kaptan Cousteau, Calypso, mavi sonsuzluk, özgürlük ve çocukluğumuz…-

Mavi derinliği, evlere taşıyan efsane Fransız okyanus uzmanı, deniz subayı ve sinemacı ‘Kaptan’ Jacques-Yves Cousteau ve oğlu Phillippe Cousteau’nun ilişkileri merkezli biyografik dram, elde değil insanı geçmişe götürüyor ansızın! ‘Anthony Zimmer’, ‘Largo Winch’, ‘Zulu’ filmleriyle tanınan Jérôme Salle imzalı yapım, Kaptan Jacques Cousteau’nun öyküsünü, 1949-1979 yılları arasında, olabildiğince içerden ve belgesel tadında yansıtıyor perdeye.

Kendini denizlere adayan ve bu önüne geçilmez tutkuyla mavi sonsuzluğu, sıradan insana sevdirme başarısını gösteren Fransız bilim adamı ve maceraperest Cousteau’nun, başta ailesi ve çevresiyle olan ilişkisinden, renkli ve hareketli özel hayatına dek en ufak ayrıntıları mercek altına alan film, ekolojik bilinciyle de dikkat çekiyor. Evi olarak bellediği meşhur gemisi Calypso ile birlikte, yanında eşi olduğu halde, dünyanın mavi boşluğunu keşfe çıkan Kaptan Cousteau’nun, uluslararası şöhretle şuurunu nasıl yitirdiğini, ayrı bir çevre bilinci ve ekolojik meseleye sahip küçük oğlu Philippe sayesinde, efsane denizcinin yeniden çevre bilincini kazanmasını, yaşamındaki trajik ve özel anları, olabildiğince ‘hakiki’ anlatıyor film.

Lambert Wilson, Audrey Tautou ve ‘Yves Saint Laurent’ ile ‘Frantz’ filmlerinin yıldız aktörü Pierre Niney’in başrolleri üstlendikleri oyuncu kadrosundan, enfes kameraya, sanat yönetiminden, kurguya ve en nihayet özellikli soundtrack’e dek, hemen her detayı titizlikle hesaplanmış ‘özel’ bir yapım orijinal adıyla ‘L´odyssée’! Baba-oğul ilişkisi, dostluk, annelik, sevgi, tutku, saplantı, şöhret, keşif hazzı, vicdan, bilinmeyenin çağrısı, çevre bilinci, beraber olmanın değil, beraber kalabilmenin önemi! Ailecek, televizyon karşısına oturur, izlerdik… Pazar akşamüstleriydi. Ailenin bir üyesiydi sanki Kaptan Cousteau. Babamız, dayımız, amcamız, dedemiz, eniştemiz, ailemizden biri, mahallenin bir büyüğü. Bize, uzak yerlerden, keşfetmenin öneminden bahsederdi. Tutar götürürdü bizi, mavi derinliğin o en karanlık yerine. Oradaki güzelliklere tanıklık eder, uzaklara gitmenin, yani gerçek özgürlüğün önemini kavrardık. İçimizde kök salan tutkuyu, özgürlük aşkını, keşfetme isteğini, büyüme arzusunu, heyecanı, yeni ufuklara dokunmayı ona borçluyduk çokça. Gemimiz Calypso, kılavuzumuz Kaptan Cousteau idi! (4 / 5)


T2 TRAINSPOTTING

-Günümüz değerleri ve 90’lara ağıt!-

Danny Boyle’un, Irvine Welsh’in kült romanından uyarladığı ve 1996’da ortalığı kasıp kavuran yapımı ‘Trainspotting’, yirmi yıl sonra çıkagelen devam filmiyle karşımızda! ‘T2’, 90’ların sonsuza dek kapandığının altını çizerken, günümüz dünyasının değer/değersizlik profiline de ‘lanet olsun’ diyor. 90’lara yakılan ağıt, ilk filmin kahramanlarının günümüzdeki konumları ve güne bakışlarıyla vücut buluyor öte yandan.

Mark Renton, aradan geçen yirmi upuzun yılın ardından, evine, İskoçya’ya geri döner. Çok şey değişmiştir. Değişmeyip, aynı kalanlar ise bellidir. Eski dostları Spud, Sick Boy ve Begbie oradadırlar! Dostluk, ihanet, fedakarlık, sevgi, nefret, pişmanlık, korku, umut, endişe, uyuşturucu, alkol, küçük üç kağıtlar, salt birlikte olmanın değil; birlikte kalmanın can veren gücü!

Günümüzün buyurgan neo-liberalleri, kapitalist ahlaksızlık, başların ayak olduğu dünyanın geçer akçe kuralları ve bütün bunların arasına sıkışmış küçük insanın çıkmazı. Gerçek suçluların her yerde olduğu gezegende dostluğun etiği! Eski dostlar, Ewan McGregor, Ewen Bremner, Jonny Lee Miller, Robert Carlyle ve Shirley Henderson yeniden perdedeler. Danny Boyle’un bildik ustalığı, ‘Trainspotting’ evreninin ‘serseri samimiliği’, ritmik kurgu ve tabii ki Iggy Pop’lı, Lou Reed’li, Frankie Goes to Hollywood’lu, Blondie’li, Queen’li, Young Fathers’lı, Underworld’lü şahane soundtrack!

Yıllar geçip, törpülese de bizleri, değişmeyen değerler, insanlar ve gerçekler var ortada. Oracıkta öylece dikilip duruyorlar. Elleri, güvenilir bir dost gibi omuzumuzda. Proust’vari olacak ama ‘Kayıp Zamanın İzinde’ günümüzün MR’ını çekmiş Danny Boyle! Iskalarsanız yazık olur. (4 / 5)


GERÇEĞİN İKİ YÜZÜ

-Zalim dünyada insanlık ve aşk-

Usta aktör Sean Penn’in yönetmen koltuğuna oturduğu beşinci uzun metrajı, Cannes’de ‘Altın Palmiye’ adayı olmuş sarsıcı bir dram! Afrika’da gönüllü olarak görev yapan sınır tanımayan iki doktor, birbirlerine aşık olurlar. Zulüm, vahşet, kan dolu acımasız dünyada önceliği yoktur aşkın! Çıldırmış zalim dünyada ‘insanlık’ sorgusuna soyunmuş Sean Penn. Vicdan sahibi yönetmen belli ki, kendini son derece rahatsız eden ‘meseleler’ üzerine, aydın ve sanatçı sorunluluğunu yerine getirmiş.

Savaş yıkıntıları ve dinmeyen korkunç vahşet içinde en kutsal olanı yapmaya, hayat kurtarmaya kararlı insanların yaşadığı trajedi ve çaresizliğin kekremsi tadı. İnsan kalabilmenin zorluğu karşısında var olmayan insanlık. Olağanüstü zor koşullarda nefes almaya çalışan en yüce duygu, aşk!

Kendi çocukluğundan izler taşıyan Erin Dignam’ın hakiki senaryosunda başrolü, Javier Bardem ile Charlize Theron paylaşıyorlar. Jean Reno, Jared Harris ve ‘La vie d´Adèle / Mavi En Sıcak Renktir’ filminden anımsayacağınız Adèle Exarchopoulos’un kadronun diğer önemli isimleri olarak karşımıza çıktıkları yapımın ustaları; görüntü yönetmeni Barry Ackroyd ve orijinal film müziğine imza atan Hans Zimmer, kalıcı işler gerçekleştirmişler doğrusu! Güney Afrikalı aktris Charlize Theron’u ilk kez kendi ana dilini konuşurken izlediğimiz filmde beş dil konuşuluyor! Dünyayı dolduran adaletsizlik, insanın insana yaptığı zulüm, savaşı besleyen silah kartelleri, silah üreticileri, güçlü buyurgan devletler ve olan biteni sıcacık evlerindeki televizyonlarından arada sırada canları isteyip, gözleri takılırsa ‘seyreden’, refah içinde yaşayan batılılar… Farkındalığı artırmak için bir insanlık görevi! (4 / 5)


SAPLANTI

-Ölüm bizi ayırana dek-

‘Edward Scissorhands / Makas Eller’, ‘Ed Wood’, ‘Batman Returns / Batman Dönüyor’ gibi birçok kalburüstü filmin yapımcılığını üstlenen tecrübeli isim Denise Di Novi’nin ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu kurmacası, dram ağırlıklı bir gerilim. Biten evliliği ile tam olarak yüzleşemeyen saplantılı kadın, boşandığı kocasının yeni nişanlısına dünyayı dar etmeye kararlıdır!

Üç kadın üzerinden, gerilimli bir dram öyküleyen Di Novi, maalesef, yapımcılık başarısını yönetmenliğe taşıyamamış. Isıtılıp defalarca servis edilmiş bir hikaye duruyor perdede. ‘Ölüm bizi ayırana dek’ düsturundan yola çıkıp, saplantı haline getirdiği eski eşini paylaşmak istemeyen dengesiz kadının, kötülüklerini, annesinden miras aldığını öğrendiğimiz filmde, anne rolünde belki de filmin en büyük sürprizi olarak çıkıyor karşımıza, eski Charlie meleklerinden Cherly Ladd. Başrolü üstlenen iki iyi aktris; Rosario Dawson ve Katherine Heigl ise filmin lokomotifi görevindeler. Erkek oyuncu kontenjanını dolduran isimse; Geoff Stults.

Gerilimi etkisiz ve çok tanıdık, hikayeye yedirilmeye çalışılan erotizmi yetersiz ve sineması yavan film, genel anlamda vasat altında seyrediyor. Bazı ‘kadınsı’ hissiyat anları ve onlara sunulmuş ‘yerinde’ oyun alanlarını düşünecek olursak, türü sevenler memnun olabilir diyebiliriz son tahlilde! (2 / 5)

Başrollerini Christian Clavier ile Jean Reno’nun üstlendikleri, fantastik tatlar içeren komedi serisinin üçüncü halkası olan ‘Les Visiteurs: La Révolution / Çılgın Ziyaretçiler 3: İhtilal’, Japonya’dan çıkagelen animasyon ‘Gamba: Ganba to Nakamatachi / Gamba: Macera Çetesi’ ile birlikte beş yerli yapım, Tolgahan Sayışman ile Bade İşçil’in başrolü paylaştıkları romantik komedi türündeki ‘Eski Sevgili’, iki komedi; Sefa Özçelik’in yönettiği ‘Çam Yarması’ ve Tolga Baş imzalı ‘Baş Belası’, Fuat Yılmaz’ın yazıp yönettiği korku türündeki ‘666 Cin Musallatı’ ile yönetmen koltuğunda Haydar Işık’ın oturduğu dram ‘Umudun Kıyısında’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN

MURAT ERŞAHİN´İN BİSİKLET HIRSIZLARI PROGRAMINI İZLEYİN



Diğer Yazılar