Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

03 HAZİRAN 2016

02 Haziran 2016 Perşembe 22:50
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Üçü yerli, dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor yeni hafta. Hayatın omuz başında sürüyor filmler de… İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

WARCRAFT
Milyonların ‘hastası’ olduğu fenomen bir oyundan perdeye uyarlanan, aksiyonu bol fantastik serüven, yeni bir ‘Yüzüklerin Efendisi’ evreni yaratıyor. Barışçıl ve huzurlu Azeroth krallığı, yok olan ülkelerinden, başka bir evrenden büyü yoluyla gelen Ork savaşçılarının tehdidi altındadır. İki ayrı taraftan iki ayrı kahraman, mitolojiye göz kırpan ve kendi içinde yeni bir mit yaratan öyküde, ırklarına barışı getirmek ve kötücül olanı yok etmek için mücadele vereceklerdir. Güç ve fedakarlık öyküsü, heyecan dolu ve son derece tempolu olduğu kadar da duygusal ve romantik tatlar içeriyor. Üç boyutlu fantastik serüven, yeni bir serinin de müjdecisi öte yandan. Yönetmen koltuğunda, senaryoda da ismi olan Duncan Jones oturuyor. ‘Moon / Ay’ ve ‘Source Code / Yaşam Şifresi’ filmlerinden tanıdığımız İngiliz sinemacı, dijital efektlerin ağırlıkta olduğu filminde, öyküyü ve atmosferi es geçmemiş. Popüler TV serisi ‘Vikings / Vikingler’in karizmatik savaşçısı Ragnar rolünde sükse yapan Avustralyalı Travis Fimmel’e, Ben Foster, Dominic Cooper, Toby Kebbell, Ben Schnetzer, Paula Patton ve Clancy Brown gibi isimlerin eşlik ettiği aksiyon epiğinin sürprizleri arasında Glenn Close da yer alıyor. Kanada’da, dört aylık sürede çekilen hareketli serüvende Ork dili özel olarak tasarlanmış. IMAX teknolojisinin de katkısıyla, dijital dünyanın sevilen oyunu sadece serüvenin müdavimleri ve türün tutkunları için değil, yediden yetmişe bütün izleyici için keyifli anlar vaat ediyor. (3,5 / 5)

EVRİM
2004 tarihli eksantrik ve karanlık filmi ‘Innocence / Masumiyet’ ile tanıdığımız Lucile Hadzihalilovic’in yeni filmi, 35. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ‘mayınlı bölge’ bölümünde buluşmuştu izleyiciyle ilkin. Yine karanlık, gizemli bir dramla karşımızda yaman yönetmen. Yalnızca kadınların ve erkek çocukların yaşadığı tuhaf bir adanın sakinlerinden olan küçük Nicolas, adadaki hastanede çocuklara uygulanan tedaviye dahildir. Etrafında oluveren tuhaf oluşları sorgulamaya başlayan çocuk, hastanenin genç hemşiresi Stella ile yakınlaşır. Roxane Duran, Julie-Marie Parmentier ve perdedeki ilk rolünü üstlenen gencecik aktör Max Brebant’ın başlıca rolleri üstlendiği ilginç yapım, özellikle kurduğu kendine has atmosferle dikkat çekiyor. Fransa, Belçika, İspanya ortak yapımı kişilikli anlatı, güçlü sanat yönetimi ve akıllı öyküsüyle dikkat çekici. Distopik bir kimliğe sahip, karanlık masal, başka bir ‘yerin’ sistematiği üzerinden, yaşadığımız düzenin genel haritasına bakıyor. Dikkat çeken görselliğiyle emek harcanmış, zeki film, her izleyici için olmasa da, yedinci sanatın sınırlarını gözlemleyen meraklılar için kaçırılmaz! (4 / 5)

SEN BENİMSİN
Usta Fransız sinemacı Jacques Deray’ın (1929-2003), kara filme göz kırpan 1969 tarihli romantik dramı ‘La Piscine / Sen Benimsin’, aynı Türkçe vizyon ismine sahip yeni uyarlamasıyla karşımızda. Orijinal öykünün yazarı Alan Page’in imzası bulunan yeni uyarlama, 2009 tarihli etkileyici dram ‘I Am Love / Benim Adım Aşk’ ile bağrımıza bastığımız İtalyan yönetmen Luca Guadagnino imzalı. İki efsane oyuncu; Romy Schneider ve Alain Delon’a, Maurice Ronet ve dönemin özel ismi Jane Birkin’in eşlik ettikleri klasik yapım, ‘A Bigger Splash’ adıyla Tilda Swinton, Matthias Schoenaerts, Ralph Fiennes ve Dakota Johnson dörtlüsüne emanet edilmiş. Ülkemizde ilk kez 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde izlenmişti karanlık renge de sahip rengarenk dram. Sicilya’dayız. Güneşli adada, huzur dolu, romantik ve güneşli günler geçiren çift, Rock yıldızı kadının eski sevgilisi ve onun genç kızının eve gelişleriyle birlikte, huzursuz olurlar. Dörtlü arasında gün geçtikçe tırmanan gerilim, kıskançlık, cinsellik, hesaplaşma ve eski duyguların tavan yaptığı bambaşka bir boyuta ulaşır. Flört, müzik, yemek, havuz, dans, sırlar ve öfke, burjuvazi eleştirisinin uzmanı bir yönetmenin elinde seyre değer bir filme dönüşüyor. Güçlü performanslar, iddialı biçim ve yenilikçi çaba; maalesef Deray’ın klasiğinin gölgesinden kurtulamıyor. Hoş; Schneider-Delon çiftinin karizması, 1969 tarihli filmin çekildiği dönemin kendine has atmosferi ve öykünün içsel dinamikleri; yeni çevirimi; boşlukta süzülen, gösterişli bir anlatıya dönüştürüyor birden. Kötü değil kesinlikle ama sönük. Deray filmi ‘La Piscine’ tarihte duruyor çünkü! (2,5 / 5)

ARAMA MOTORU
52. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Yarışma bölümünde yer alan komedi, Atalay Taşdiken imzası taşıyor. ‘Mommo / Kızkardeşim’ ve ‘Meryem’ filmleriyle tanıdığımız Taşdiken, Anadolu’nun orta yerinde küçük bir kasabada geçen mizahi olayları yansıtıyor perdeye. Kasabanın gerçek sakinlerinin rol aldığı ve bazı anlar doğaçlamayla çekilmiş film, günümüz dünyasına, geleneklerin aktif rol oynadığı bir yerden bakıyor. Komik oluşlara sahip, yerel komedi, gerçeklik hissine sahip olsa da, etki alanını yoğunlaştıramıyor ve öykünün sizi ele geçirmesine olanak tanımıyor. Kimi eş, kimi para, kimi su, kimi prestij peşinde koşan kasaba halkının düştüğü gülünç durumlar. Samimi, mütevazı ama uçucu! (2 / 5)

VURGUN
Benjamin ve Alex Brewer kardeşlerin yönettiği suç filminde başrolleri, Nicolas Cage ve Elijah Wood paylaşıyorlar. Küçük kirli işlerle fazladan para kazanan iki polis memuru Stone ve Waters, bir eroin satıcısının yüksek kefaletle serbest kalmasını merak ederler ve içine banka kasası yapılmış bir marketin arkasındaki depoda bulurlar kendilerini. Soygun planları, karşılarında mafyayı bulduklarında, hiç düşünmedikleri, geri dönüşsüz bir arapsaçına dönüşür. Benzerlerini fazlaca izlediğimiz suç öyküsü, derinlikten yoksun karakterlerle örülü, ayakları yere basmayan, boşluklu bir senaryoda işlenmiş. Bazı anları ilginç olabilen ama genel görünümde vasatta ilerleyen film, kimi ters köşe oluşlara sahip. (2 / 5)


Komedi filmi ‘My Big Fat Greek Wedding 2 / Benim Çılgın Düğünüm 2’, ABD-İspanya ortak yapımı korku denemesi ‘Summer Camp / Yaz Kampı’ ve iki yerli yapım; korku türündeki ‘Şeytanın Çocukları – El Ebyaz’ ile bütün aile üyelerine seslenen ‘Sokak Köpekleri Bal ile Betty’, haftanın notlarımızda yer alamayan diğer yenileri. Herkese tekrar iyi seyirler. MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar