Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

02 HAZİRAN 2017

01 Haziran 2017 Perşembe 19:09
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Yaz mevsiminin ilk vizyon haftası beraberinde sekiz film getiriyor! Sinemamızın en önemli yapımları arasında yer alan Ömer Kavur’un 1987 tarihli başyapıtı ‘Anayurt Oteli’, restore edilmiş kopyasıyla otuz yıl sonra ikinci kez vizyon görüyor! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.


WONDER WOMAN

-Süper kahramanlara ‘anlam’ katan kadın!-

Beyazperdede, 2005 tarihli ‘Elektra’dan bu yana karşımıza çıkan ilk süper kadın kahramanın, ‘Wonder Woman’ın öyküsü, aynı adlı DC Comics karakterinden uyarlanmış perdeye. William Moulton Marston’un yarattığı karakterin perdedeki öyküsünü ize Zack Snyder, Allan Heinberg, Jason Fuchs üçlüsü kaleme almışlar. Yönetmen koltuğuna ise, odaktaki süper kadın kahramana yaraşacak biçimde 2003 tarihli ilk uzun metrajı ‘Monster / Cani’ ile tanıdığımız bir diğer kadın Patty Jenkins oturmuş. Aksiyonu yoğun fantastik macera, yenilmez Amazon savaşçısı Diana’nın dünyayı acı ve vahşet ile doldurmuş Birinci Dünya Savaşı’nın müsebbibi olarak gördüğü Ares’i durdurmak için verdiği mücadeleyi öykülüyor.

Wonder Woman olarak bilinmeden önce Amazon prensesi olan Diana, özellikle teyzesi General Antiope tarafından, yenilmez bir savaşçı olarak eğitilmiştir. Amazonların yaşadığı, onlara Zeus tarafından sunulmuş, kimsenin erişemeyeceği başka bir boyutta yer alan, cenneti andıran adaya düşen bir Amerikan Pilot´unun uçağı vasıtasıyla, Diana’nın başka bir dünyanın varlığından haberi olur. Kazadan kurtulan pilot, genç prensese, adanın dışındaki dünyada büyüyen savaş tehdidinden bahseder. Bu tehdidin Ares tarafından gerçekleştiğine ve durdurabileceğine inanan Diana, adayı terk edip, insanlığın yanında yer almak ve savaşa son verip, kalıcı barışı sağlamak adına, genç pilotla birlikte dünyaya gider.

Zack Snyder imzalı süper kahraman filmlerinden 2016 tarihli ‘Batman v Superman: Dawn of Justice / Batman v Superman: Adaletin Şafağı’ filminde ilk kez karşımıza çıkıp, yan karakter olarak ‘Wonder Woman’ı canlandıran İsrailli aktris Gal Gadot bu kez ana karakter olarak boy gösteriyor perdede. Yakışıklı aktör Chris Pine’ın yanı sıra, Connie Nielsen, Robin Wright, David Thewlis, Danny Huston, Ewen Bremner gibi usta oyunculara ek, İspanyol aktris Elena Anaya ve Saïd Taghmaoui de, iddialı kadroyu oluşturan diğer isimler olarak öne çıkıyorlar.

Şık yapım tasarımı, gelişmiş incelikli özel efektler gibi, bu tip süper kahraman filmlerinin olmazsa olmazları bu sefer de kusursuza yakın biçimde uygulanmış perdede. Hikayede eksik olan Birinci Dünya Savaşı’nın acı gerçeğine pek uygun düşmeyen kostümüyle Wonder Woman’ın döneme eklenmesi belki de! Ama çekilen kahramanlık fotoğrafı gibi o da, bir gerçeğin kanıtına dönüşebiliyor! Beylik gelişmelerin hikayenin ortalık yerinde salınması ve artık ezberlenmiş mitolojik oluşları ötelersek, çekim alanı geniş ve başarılı oyuncu Gal Gadot’un, ‘süper erkek kahramanlar’ dünyasına gerçek bir merhaba demesi, iyi geliyor bünyeye! ‘Kadın gücü’nü, feminist damarı, Amazonlar özelinde görmek keyifli ve umutlu ayrıca.

İçinde barındırdığı türlü fesat ve kötülüğe rağmen, insandan yana umudu kesmeyen güçlü, dürüst ve barışçıl Amazon kadını, erkek egemen süper kahramanlar dünyasına anlam katıyor kesinlikle! (3 / 5)


ANAYURT OTELİ

-Otelci Zebercet ve oteldeki günler… -

Sinemamızda bütün zamanların kuşku yok ki en önemli filmlerinden biridir Ömer Kavur imzalı ‘Anayurt Oteli’. Başka bir filmdir! Başka bir halet-i ruhiye! Başka bir gerçeklik! Başka bir teşhis! Başka bir duyarlılık! 1987 tarihli film, edebiyatımızın az ama öz ürün vermiş en usta isimlerinden Yusuf Atılgan’ın, ilk kez 1973 yılında yayımlanmış aynı adlı romanından uyarlanmıştır perdeye. Otuz yıl sonra, restore edilmiş özel kopyasıyla yeniden izleyiciyle buluşuyor bu başyapıt!

Gecikmeli Ankara treniyle gelen ve otelde bir gece kalan adını bile bilmediği kadın yüzünden, babadan kalma otelin sahibi ve aynı zamanda katibi Zebercet’in ve Anayurt Oteli’nin birbirinin aynı olan günlerinin seyri değişir!

Edebiyatımızın unutulmaz tipi ve mekanı, Ömer Kavur’un bambaşka duyarlılığı ve yürekli sinemasıyla, perdede unutulmaz bir başyapıta dönüşmüştür. Zebercet rolünde Macit Koper döktürür adeta! Serra Yılmaz, Orhan Çağman ve Şahika Tekand diğer önemli rollerini üstlenirler kapkara dramın!

Yoz bir düzende çaresizlik, yalnızlık, sapma, sıkıntı, yabancılaşma ve tükenmişlik halleri…
İstasyona yakın Anayurt Oteli, dönem Türkiyesi’nin bir simgesidir de! Zebercet’in yuvası, her şeyidir! Zebercet, gerçekle hayali birbirine karıştıran kayıp, rahatsız bir ruhtur. Kavur, küçük taşra kasabasının otel katibi Zebercet’in zihnine dek sokar bizi. Güvensizdir, yalnızdır. Annesini özlemektedir. Gecikmeli Ankara treni ile gelen kadın, geçmişin bir hayaletidir belki de! Ölüm müdür, bütün sıkıntılara son verecek olan kaçış! Görünüş yanıltıcıdır öte yandan. İkide bir ‘beni soran oldu mu’ diyen tedirgin yaşlı adam lobide oturur. Hayatın dışına düşmüş zavallı Ortalıkçı kadın sürekli uyuklamaktadır. Bir de kedi vardır bu sıkıntılı hapsedilmişliğin içinde! Zihnin dehlizlerinde dolaşır durur. Havlularla anahtarları da unutmayalım! Zebercet, çekingenlikle dolanır sokaklarda. Berbere gider. Sahi kesmiş midir bıyıklarını? Çarşıda salınır bir süre. Kestaneciyle laflar. Horoz dövüşüne gider. Bir meyhaneye uğrar. Sinemaya sonra. Midesi bulanır, oteline geri döner karanlık, ıssız sokaklardan.

Sadece yüzeyde görüneni değil, onun altında saklanan manayı, varoluş acısını anlama gayretindeki Ömer Kavur’un benzersiz ve kişilikli sineması ile yeni tanışacak olan genç izleyici için olduğu kadar, Yusuf Atılgan ve Kavur’un dehalarını yeniden fark etmek veya ‘geç de olsa’ keşfetmeyi dileyenler, geniş anlamda ise, ‘insanım’ diyen herkes için bir mecburiyet! (5 / 5)


KAPTAN DÜŞÜKDON: DESTANSI İLK FİLM

-Gücünü, mizah duygusundan alan kahraman!-

Dav Pilkey’in, ilki 1997’de yayımlanan on iki kitaplık Kaptan Düşükdon serisinden perdeye uyarlanmış incelikli animasyon, DreamWorks stüdyolarından çıkma. Nicholas Stoller ve David Soren tarafından uyarlanan senaryoyu yine Soren yönetmiş.

Hayal güçleri yüksek iki sıkı dost Harold ve George’un ve yarattıkları hayal kahramanı Kaptan Düşükdon’un ete kemiğe bürünmesinin öyküsü izleyeceğimiz. Birbirlerine müthiş bir dostlukla bağlı olan doğuştan arkadaş Harold ve George, okuldan arta kalan saatlerini, ağaç evlerinde, kendi tuhaf düş kahramanları Kaptan Düşükdon’un maceralarını yazıp çizdikleri çizgi romanları yaratarak geçirmektedirler. En kızdıkları insansa, kötü kalpli olarak niteledikleri otoriter okul müdürleri Mr. Krupp’dur. Odasında, ‘umuda yer olmadığı’ yazılı olan müdür Krupp, yuva sınıfından beri ayrılmayan iki kafadarı, aynı sınıflara koymakla tehdit edince, bizimkilere, Mr. Krupp’u hipnotize edip onu hayal kahramanları Kaptan Düşükdon’a çevirmek düşer!

Kötücül bilim adamı Profesör Poopypants ve sınıfın inek öğrencisi Melvin’i de unutmamak gerek tabii, bu keyifli cümbüşten söz ederken! Ne olursak olalım, mizah duygumuzu yitirmememiz gerektiğinin yanı sıra, hayal gücünün de en önemli yetenek olduğunu anımsatıyor enfes animasyon. ‘Mizah gücümüz olmayınca biz biz değiliz’ diyen DreamWorks yapımı, en başta dostluğun ve arkadaşlığın öneminin altını çizerken, yalnızlık, dayanışma, aşk, arkadaşlık ve sevgi üzerine ciddi satırbaşları da yapıyor.

Bu arada ‘bütün süper kahramanlar donla uçmaz mı?’ sorusundan hareketle, üzerindeki pamuklu beyaz donu ve peleriniyle insanlığa hizmet eden yeni süper kahramanımız Kaptan Düşükdon’la da tanışıyoruz. En büyük gücü mizah duygusu olan Kaptan Düşükdon, süper kahramanlar evreninin kuşkusuz en büyüğü oluyor! (4)


90’lı yıllarda adından çok söz ettiren TV dizisinin, başrollerini Dwayne ‘Rock’ Johnson ve Zac Efron’un üstlendikleri Seth Gordon imzalı sinema uyarlaması ‘Baywatch / Sahil Güvenlik’, haftanın korku-gerilim kontenjanının yabancı kanadını dolduran ‘FirstBorn / Şeytanın Doğuşu’ ile birlikte üç yerli yapım, romantik komedi türündeki ‘Bambaşka’, korku-gerilim denemesi ‘Nefrin’ ve yine bir komedi filmi olan ‘Bir Damla Aşk’, haftanın; notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar